Babacan'dan Dink'in Katili Samast'ın Tahliye Edilmesine Tepki: "Kamu Vicdanında Karşılığını Bulmuş Bir Gelişme Değil"
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliye edilmesine ilişkin; “Bütün bu infaz yasasıyla ilgili düzenlemeler ve bunların uygulama detaylarının bu Meclis altında tartışılması lazım. Biz onun için 12 Temmuz’daki torba maddeyle bu işin düzenlemesine karşı çıktık. Öyle anlaşılıyor ki dün akşamdan bugüne kadar yapılan tartışmalara baktığımızda hukuki olup olmadığı hukukçuların teknik olarak bakması gereken bir konu ama bu serbest bırakılma kamu vicdanında karşılığını bulmuş bir gelişme değil. Kamu vicdanında bu yerini bulmadı” açıklamasını yaptı.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın tahliye edilmesine ilişkin; "Bütün bu infaz yasasıyla ilgili düzenlemeler ve bunların uygulama detaylarının bu Meclis altında tartışılması lazım. Biz onun için 12 Temmuz'daki torba maddeyle bu işin düzenlemesine karşı çıktık. Öyle anlaşılıyor ki dün akşamdan bugüne kadar yapılan tartışmalara baktığımızda hukuki olup olmadığı hukukçuların teknik olarak bakması gereken bir konu ama bu serbest bırakılma kamu vicdanında karşılığını bulmuş bir gelişme değil. Kamu vicdanında bu yerini bulmadı" açıklamasını yaptı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Babacan "Haftalık Değerlendirme Toplantısı"nda özetle şunları söyledi:
"Tarihte görülmemiş bir skandalla karşı karşıyayız. Hukuka çok önem veren bir siyasi partiyiz. Ülkemizde adaletsizliğin hızla arttığı son yıllarda Anayasa Mahkemesi hukuk namına bir nebze de olsa nefes almamızı sağlayan kuruluş şu anda. Buna rağmen iktidarın küçük ortağı mahkemenin kapatılması için sabah akşam bağırıyor. Bu yetmezmiş gibi Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin görevini yaptığı için mahkemenin yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bu tarihimizde bir ilk. Yapılan yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamını hedef alan açık bir darbe girişimidir, anayasal düzeni altüst etme teşebbüsüdür.
"SİZ BU MİLLETİN KAFASINI KARIŞTIRIP YARGIYI TAMAMEN BAĞLI VE TARAFLI YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ"
Sayın Erdoğan'a sormak istiyorum. Siz skoru takip edersiniz, havadayken tuttuğu takımı ilan edip ayakları karaya bastığında hakem olmaya heveslenen birisine dünyanın neresinde hakemlik yaptırırlar? Siz bu milletle dalga mı geçiyorsunuz? Üstelik anayasaya göre böyle bir konuda Cumhurbaşkanına hakemlik görevi falan da düşmez. Böyle bir rolü yoktur Cumhurbaşkanının. Herkesin anayasanın açık hükümlerine uyması gerekir. Anayasa Mahkemesi'nin kararları Yargıtay'ı da Cumhurbaşkanını da bağlar. Siz kimi aldattığınızı zannediyorsunuz. Siz bu milletin kafasını karıştırıp yargıyı tamamen bağlı ve taraflı yapmaya çalışıyorsunuz. Zihninizin gerisindeki bu. Asıl derdiniz bu ülkenin yargısını tamamen kendinize bağlı ve taraflı bir yargı sistemi haline getirmeye çalışıyorsunuz...Mevcut anayasayı tanımayanların uymayanların yeni anayasa laflarına itibar etmemiz mümkün değildir. Siz anayasayı bir üst hukuk normu olarak kabul ediyor musunuz etmiyor musunuz?
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ HAZİNE'SİNE BUGÜN 100 LİRA BORÇ VEREN İKİ SENE SONRA 202 LİRA OLARAK PARASINI GERİ ALACAK DEMEKTİR. ARADAKİ BU 102 LİRA FAİZİ KİM ÖDEYECEK, BÜTÜN MİLLET"
Türkiye Cumhuriyeti Hazine'si 2 yıl vadeli yıllık yüzde 42 faizle borçlandı. Bu ne demek? Birinci yıl yüzde 42 faiz ödeyecek, ikinci yıl bir yüzde 42 daha ödeyecek. Bunun bileşiğini aldığınızda iki yılın toplamı yüzde 102 ediyor, yani Türkiye Cumhuriyeti Hazine'sine bugün 100 lira borç veren iki sene sonra 202 lira olarak parasını geri alacak demektir. Aradaki bu 102 lira faizi kim ödeyecek, bütün millet.
"YURTLARDA YAŞANANLAR MÜNFERİT SAYILAMAZ"
Peş peşe yaşanan asansör kazalarından sonra şimdi de yurtlardaki yemeklerle ilgili sorunları görüyoruz, duyuyoruz. Birkaç gün evvel Isparta'da 90 öğrenci yurtta yediği yemekten zehirlendi. Bunlar münferit olaylar sayılamaz. Büyük bir ihmaller zincirinin olduğu ve ciddi bir yönetim zafiyeti olduğunu gösteriyor.
"EKONOMİSİ, ASKERİ GÜCÜ YÜKSEK OLAN AĞIRLIKLI OLARAK BU ÜLKELER ZULME, ETNİK TEMİZLİĞE DEVAM İÇİN OY KULLANDI"
Netenyahu hükümeti ve savaş kabinesi tam 40 gündür her gün Gazze'de insanlık suçu işlemekte. Hastaneler, okullar, ibadethaneler, sivillerin yoğun bir şekilde bulunduğu mahalleler her gün bombalanıyor. Yaklaşık 12 bin sivil hayatını kaybetti...121 ülke zulme hayır dedi. Ekonomisi, askeri gücü yüksek olan ağırlıklı olarak bu ülkeler zulme, etnik temizliğe devam için oy kullandı. Bu ülkeler suça ortak oluyorlar. Gazze'de sadece insanlar ölmüyor; vicdan, insanlık, uluslararası hukuka dayanana dünya düzeni ölüyor.
DEVA Partisi olarak 2. Olağan Kongre sürecimiz başladı. 31 Mart yerel seçimleriyle ilgili hazırlıklarımız büyük bir hızla devam ediyor. Partimizde aday adaylığı ve nihai adaylıkla ilgili süreci önümüzdeki pazartesinden itibaren başlatıyoruz."
"BU SERBEST BIRAKILMA KAMU VİCDANINDA KARŞILIĞINI BULMUŞ BİR GELİŞME DEĞİL"
Babacan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın dün tahliye edilmesine ilişkin sorular üzerine şu yanıtı verdi:
"Teknik detaylarının tümüne henüz hakim değiliz ama zaman içerisinde detaylı bilgiye sahip olacağız. Bu konularda önemli olan kamu vicdanındaki yer. Kamu vicdanın en önemli temsilcisi de TBMM. Çok geniş bir temsil gücüne sahip olan, seçimlerde oy kullanan vatandaşlarımızın çok yüksek bir oranda temsil edildiği çatı TBMM. Bütün bu infaz yasasıyla ilgili düzenlemeler ve bunların uygulama detaylarının bu Meclis altında tartışılması lazım. Biz onun için 12 Temmuz'daki torba maddeyle bu işin düzenlemesine karşı çıktık. Öyle anlaşılıyor ki dün akşamdan bugüne kadar yapılan tartışmalara baktığımızda hukuki olup olmadığı hukukçuların teknik olarak bakması gereken bir konu ama bu serbest bırakılma kamu vicdanında karşılığını bulmuş bir gelişme değil. Kamu vicdanında bu yerini bulmadı."