Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor
Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan gaziler, savaş anılarını ilk günkü gibi canlı tutarak yaşama bağlanıyor.
Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan gaziler, savaş anılarını ilk günkü gibi canlı tutarak yaşama bağlanıyor.
Ülkenin her bölgesinden gelerek vatan savunması için Kıbrıs'a giden gaziler, aradan geçen 40 yıla rağmen yaşadıklarını gururla anlatıyor. Savaşta yaralanan gaziler ise yaşamlarını geçmişin şanlı izleriyle sürdürüyor. O günleri düşünen gaziler, şehit olan silah arkadaşları ve Kıbrıslı Türkler için hüzünleniyor.
Kahramanmaraşlı gazi Tayfun Özbey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kıbrıs Barış Harekatı'nda topçu çavuş olarak görev aldığını belirtti.
Savaşta birçok zorlukla karşılaştıklarını dile getiren Özbey, şunları kaydetti:
"Kıbrıs'a gülerek, sevinerek gittik. Orada verilen tüm görevleri gayretle yaparak savaşı kazandık. Bir gece seyir halindeyken top çeken askeri aracımız devrildi. Allah'a şükür o kazayı küçük sıyrıklarla atlattık. Cenabıhak'ın 'takdiri ilahisi' diye düşünüyorum ve o anı hiç unutamam" dedi.
- Çocukluk arkadaşı yardım etti
Barış harekatına asteğmen olarak katılan Nizamettin Ertuğrul ise havan topu şarapnelinden yaralandığında revirdeki ilk müdahaleyi çocukluk arkadaşlarının yaptığını söyledi.
Osmaniye'deki 3. Topçu Taburu'nda görevliyken çıkartma gemisiyle Kıbrıs'a gittiklerini anlatan Ertuğrul,
"Kara harekatı sırasında yoğun bir havan topu yağmuru vardı. Birkaç kez yer değişikliği yaptık. Daha önce havan topu mermisi düşen yerlere ikince kez düşmeyeceğini varsayarak geri tepmesi olmayan topla bir hedefe atış yapmaya hazırladığımız sırada arkamızda patlama oldu. Havan topunun şarapneliyle yaralandım. Sonra şoförüm ve bir er beni cipe bindirdi. Bölgede revirin yerini de bilmiyorduk. Ambulansları takip ederek reviri bulduk. Revirde iki kişi bana müdahale etti. Bunlardan biri çocukluk arkadaşımdı, bunu hiç unutamam."
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Gaziantep Şube Başkanı Cuma Erdem ise Kıbrıs'a, Türk vatandaşlarını Rumların eziyetinde kurtarmak ve barış içerisinde yaşamalarını sağlamak için gittiklerini söyledi.
O tarihte Kahramanmaraş'ta asker olduğunu dile getiren Erdem, "İlk çıkarma Girne'ye olacaktı ancak bu gerçekleşmedi. Çünkü Rumlar Beşparmak Dağı'na mevzilenmişti. Harekat halinde sürekli ateş altındaydık. Ancak komando birlikleri dağın arka kısmındaki Rumları püskürtmesiyle karaya ayak bastık. Burada Rumlarla çatışmamız oldu. Tabi bazı olaylar tam anlatılmıyor. Yaşamak lazım" dedi.
- "Askerler hüngür hüngür ağladı"
İkinci harekatın 14 Ağustos'da başladığını, Rumların ise 3 köyü bastığını aktaran Erdem, şöyle konuştu:
"Köydeki gençleri esir alıp Limasol'daki esir kampına götürüyorlardı. Orada bulunan yaşlı, kadın ve çocukları yani götüremediklerin insanları köy yakınında bulunan sazlık bir bölgede tamamını kurşuna dizmişlerdi. Ölüp ölmediklerine bakmadan üzerine gaz döküp yakmışlar. Gece onlar katliamı yapmış, sabah biz o köye gittik. Köy yakınında bulunan sazlıkta kan izlerine rastladık. Orada birşeyler olduğunu anladık. Hemen ellerimizle toprağı kazmaya başladık. Kazı esnasında bir anne ile çocuğunun cesetlerini birbirine sarılı vaziyette çıkardık. 'Asker ağlamaz' derler ama bu olay karşısında orada bulunan bütün askerler hüngür hüngür ağladı."
Rumların acımasızca kadın, erkek, yaşlı ve çocuk demeden katliam yaptığını ifade eden Erdem, Magosa'daki bir ilkokuldaki öğretmen ve öğrencilerin kurşunladığını anlattı.
- Deniz kana bulandı
Şanlıurfalı gazi Ömer Çalışkan da çatışma esnasında teslim aldıkları radar mevzisinde üç gün aç kaldığını söyledi.
O dönemde Sarıkamış'ta askerlik yaptığını ve 2 arkadaşıyla adaya yapılacak olan barış harekatına gönüllü katıldıklarını aktaran Çalışkan, Mersin'den gemilerle Kıbrıs'a gittiklerini söyledi.
Girne'ye geçtiklerinde düşmanların önceden yer altında mevzi kazdıklarını ve gemilerin geçtiği sırada ateş etmeye başladıklarını dile getiren Çalışkan, "Kurşun yağmuru başlayınca denize atladık bir baktım ki suyun içi kana bulandı. Birçok arkadaşımız orada şehit oldu. Sarıkamış'tan birlikte gittiğimiz arkadaşlarımda orada şehit düştü. Biz o zorluklarla çıkarma yaptık ve Girne'yi aldık. Daha sonra ateşkes emri geldi. Eğer ateşkes olmasaydı adanın tamamını alırdık" diye konuştu.