Bakan Dinçer Yeni Eğitim Sistemini Aa'ya Değerlendirdi
Sarp Özer - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçen sene yaklaşık 1 milyon 285 bin öğrencinin ilkokula başladığını belirterek, "Bu sene 1 milyon 758 bin civarında öğrenci başladı."
Sarp Özer - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçen sene yaklaşık 1 milyon 285 bin öğrencinin ilkokula başladığını belirterek, "Bu sene 1 milyon 758 bin civarında öğrenci başladı. Bunların arasındaki fark ek öğrenci olarak bize geldi. Bu öğrencilerin içinde aynı zamanda 60-66 aylık çocuklarımız da var. Bu öğrencilerimiz rakamı yaklaşık olarak 120 bin civarındadır" dedi.
Dinçer, konuk olduğu AA Editör Masası'nda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ile AA editörlerinin sorularını yanıtladı.
Zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran sistemin uygulamaya başlandığını hatırlatılarak uygulamaya yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Dinçer, dışardan yapılacak değerlendirmelere daha çok önem verdiklerini belirtti.
Okullar açılmadan önce yeni eğitim sistemine yönelik çok sayıda eleştirinin yapıldığını hatırlatan Dinçer, şunları söyledi:
"Gündeme getirilen bu eleştirilerden sonra eğitim sisteminin büyük bir karmaşa içinde olacağına ilişkin bir algılama yaratılmak istendi. Ancak gelinen bu noktada siz öyle bir kaos, öyle bir kriz hissettiniz mi- Eğitim başladıktan sonra buna dair bir belirti gördünüz mü- Görmediniz. Dolayısıyla esas vurgu o. Bu görülmemişse, o kaos iddialarının bütünüyle subjektif ve kanaat üzerinden yürütülmüş propaganda olduğunu fark etmiş olmanız lazım. Biz eğitim sistemini başlattık. Bize göre de belki ufak tefek hatalar olabilir, ücra köşelerde göremediğimiz hususlar olabilir ama büyük boyutuyla sistem başarıyla uygulamaya konuldu ve yürüyor. Üstelik bizim beklentilerimizden çok daha iyi bir alışkanlıkla yürüyor."
Değişimin her zaman kolay kabullenemeyeceğine dikkati çeken Dinçer, yeni eğitim sistemine yönelik "Şu anda daha büyük bir teveccühle yürüdüğünü söylemek mümkün" diye konuştu.
-"Sınıf mevcutları arttı" iddiası-
Yeni sistemle sınıf mevcutlarının artığına yönelik eleştirilerin doğru olup olmadığı sorusuna Bakan Dinçer, "Bazı yerler için evet" yanıtını verdi.
Bakan Dinçer, yapılan eleştirilere yönelik de şöyle konuştu:
"Milli Eğitim Bakanlığı'na yönelik yapılan bu eleştirilerin neredeyse tamamı uygulama alanı üzerineydi, operasyonel meseleler üzerineydi. Hiçbirisi sisteme yönelik değildi. Belli bir kesimin yaptığı eleştiriler hariç sisteme yönelik eleştiriye tutulmadığımızı görmenizi istiyorum. Eğitim süresinin uzatılması, 12 yıla çıkarılması, eğitimin kademeli hale getirilmesi, eğitimde seçimlik derslerin konulması, eğitime 66 ay gibi biraz daha erken bir yaşta başlama ve müfredatın buna göre gözden geçirilmeye başlanması gibi. Aslında esas sistemle alakalı çok ciddi eleştiriler olmadı. Bunlar içinde sadece 66 ayla ilgili eleştiri vardı o da eğitim gerçekliği üzerinden yapılan bir eleştiri değildi. Daha çok ideolojik bir eleştiriydi. Erken yaşta çocukların alınması halinde 'acaba kendi ideolojilerini aşılayacaklar mı-' diye bir endişe taşıyorlardı. Halbuki Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir teşkilat değil. Cumhuriyet tarihi boyunca var olan, ne yapacağını bilen, şimdiye kadar tecrübeleri olan ve bunu da eğitime yansıtan bir teşkilat. O tip ideolojik tartışmaların dışında hepsi operasyoneldi. Niçin- Çünkü, yaptığımız stratejik değişikliklerde temel zihni yaklaşımında biz çok doğru ve çok haklı bir yerde duruyorduk Milli Eğitim Bakanlığı olarak. Dünyanın nereye gittiğini okuduk, nereye gideceğini tahmin ettik ve bunun üzerinden bir karar verdik."
Dünya genelinde tüm ülkelerin eğitim stratejilerini değiştirdiğini, yenilediğini vurgulayan Bakan Dinçer, "Biz de bunu yenileme ihtiyacı hissediyoruz. O açıdan bakıldığında biz stratejik olarak çok doğru bir yerdeydik, yeni eğitim zihniyetini, yani paradigmanın değiştirilmesini, değiştiriliyor olmasını, çok doğru bir yerde kurgulamıştık" dedi.
Dünyanın uzmanlaşmış insanlarla çeşitlilik üzerinden rekabeti yürüttüğüne dikkati çeken Dinçer, tek tip insan yaratma kaygısı içinde bununla rekabet etmenin mümkün olmayacağını bildirdi.
Dinçer, stratejik olarak doğru bir şey yapıldıktan sonra operasyonel anlamda yapılan hataların sonuca ulaşmada olumsuz etkisinin olmayacağı da kaydetti.
-"68-90 ay çocuklar aynı sınıfta oturtuluyordu"-
60-66 aylık çocukların okula başlamasıyla ilgili soru üzerine Bakan Dinçer, yapılan eleştirilerin aslında özünden uzaklaştırılarak yapıldığını söyledi.
Eğitime tüm dünyada giderek erken yaşlarda başlandığına dikkati çeken Dinçer, on beşe yakın AB üyesi ülkede çocukların eğitime 60 aydan sonra alındığını bildirdi.
Daha önceki uygulamalarda 72 ayı tamamlayan çocukların kayıt yaptırdığını hatırlatan Bakan Dinçer, şunları söyledi:
"Ama fiilen şöyle bir durumla karşı karşıyaydık. Aralık ayının sonunda 72 ayını tamamlayacak çocukların dört ay öncesinden eylül ayında kayıtları yapıldığı için normalde 68 aylık çocukları eğitime kayıt ediyorduk. Bundan önceki yıllarda ay üzerinden ciddi tartışmalar yapılarak eğitim kurgulanmadığı için bir kere kesin 84 aya kadar çocuklarımız okula alınabiliyorlardı. Daha da önemlisi, normalde yine olay çok ciddi şekilde takip edilmediği için, bazı veliler rapor aldıkları için ya da kendilerine ulaşılamadığı için 68 ay ile 90 ay arasında aynı sınıfa çocukların oturtulduğu durumlar vardı. Aşağı yukarı 16 ay eder. Bu çocukları zaten aynı sınıfa oturtuyorduk. Bu sene sınıf öğretmenlerimiz fazla olduğu için ay ay, en yüksek aydan başlayarak 30 kişiyi doldurdukça bir sınıf açtık ve ay farklılıkları olan çocuklar aynı sınıflara gelmediler bile. Normalde çok daha makul bir sınıf sistemi kurgulamaya başladık."
Ömer Dinçer, geçen sene yaklaşık 1 milyon 285 bin öğrencinin ilkokula başladığını belirterek, "Bu sene 1 milyon 758 bin civarında öğrenci başladı. Bunların arasındaki fark ek öğrenci olarak bize geldi. Bu öğrencilerin içinde aynı zamanda 60-66 aylık çocuklarımız da var. Bu öğrencilerimiz rakamı yaklaşık olarak 120 bin civarındadır" dedi.
Bakan Dinçer, "İster raporlu, ister raporsuz biz her halükarda çocuklarımızı eğitime alıyoruz. Rapor alan çocuk evine dönmüyor. Ama rapor alan çocuk okul öncesi eğitime kayıt oluyor, rapor almayan çocuk ilkokul birinci sınıfa gidiyor. Biz çocuklarımızı her halükarda eğitmeyi öngörüyoruz" diye konuştu.
-"Oligarşinin Tunç Yasası"-
AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'nin ardından yapılan söylemlere ve kongre değerlendirmesine yönelik soru üzerine Bakan Dinçer, kongrenin Türkiye ve AK Parti için hayırlı olması temennisinde bulundu.
Kongreyi çok iyi planlanmış, pek çok ayrıntı belirlenmiş ve ona göre tedbir alınmış bir kongre olarak nitelendiren Dinçer, kongrenin başarısında şimdiye kadar yapılan kongrelerin de etkili olduğunu söyledi.
Kongre sonrasındaki tartışmaların genellikle yeni gelenlerin hangi rolü üstleneceğine yönelik konulara odaklandığına dikkati çeken Bakan Dinçer,
"Oligarşinin Tunç Yasası"nı atıfta bulundu. Buna göre, herhangi bir örgütün başlangıçta daha samimi, daha girişimci ilişkiler içindeki liderlikle yola çıktığını belirten Dinçer, zamanla bu örgütlerde yapının belirginleştiğini ve liderliğin formal hale geldiğini ifade etti.
Yine bu yasaya göre, yöneticilerin zamanla kendi iktidarlarını devam ettirecek bir mekanizma kurduklarını, iktidarlarının sürmesine yönelik teşkilatlanmanın içine girdiklerini dile getiren Dinçer, "Bizim ülkemizdeki sendikalı hareketler Oligarşinin Tunç Kanunu'nun çok iyi işlediği örgütlerden birisidir. Yine siyasi partiler de aynı şekilde" diye konuştu.
AK Parti'nin "üç dönem" şartını koyarak Oligarşinin Tunç Yasası'nı işletmediğini vurgulayan Dinçer, "Yapıda bir oligarşi oluşmayacak ve bu yapı içinde kendi ilkeleri doğrultusunda sürekli yenileme olacak. Bence bu yönetim bilimi açısında da ayrıca incelenmeye değer bir içerik taşıyor" dedi.
-"Gidenler bütünüyle teşkilattan ayrılmıyor"-
Kongrenin ardından yeni gelen isimlere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Dinçer, "Gidenler bütünüyle teşkilattan ayrılmıyor. Ayrılan arkadaşlara baktığımız zaman onların bir kısmı zaten şu anda partinin, Meclis'in veya Bakanlar Kurulu'nun aktif görevleri içinde yer alan arkadaşlarımız. Dolayısıyla gidenler bir kayıp sağlamayacaklar diye bakıyorum" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasındaki 2023 vizyonunda eğitimle ilgili çalışmaların olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Dinçer, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında eğitimle ilgili şimdiye kadar yapılanlarla bundan sonra yapılacaklara ilişkin bölümlerin de olduğunu söyledi. Ancak konuşma süresini uzaması ve Erdoğan'ın salonun genel psikolojisini okuması sonucu ilginin dağılmaması için birçok bölümü atladığını ifade eden Bakan Dinçer, konuşmayla ilgili kitapçık dağıtıldığını konuyu merak edenlerin bu kitapçığı okuyarak bilgi alabileceklerini kaydetti.
Yayıncı: Ertuğrul Cingil - ANKARA