Haberler

Bakan Ersoy, "Türk Dizilerinin Türkçe ve Türk Kültürünü Yakınlaştırıcı Etkisi" programında konuştu Açıklaması

Güncelleme:
Abone Ol

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 125 ülkeden yaklaşık 5 bin kişiyle yapılan Türk Dizileri ve Türkçe Saha Araştırması'na katılanların büyük kısmının, kendilerini Türkçe öğrenmeye iten temel motivasyonun Türk dizileri olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 125 ülkeden yaklaşık 5 bin kişiyle yapılan Türk Dizileri ve Türkçe Saha Araştırması'na katılanların büyük kısmının, kendilerini Türkçe öğrenmeye iten temel motivasyonun Türk dizileri olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Ersoy, Yunus Emre Enstitüsü'nde düzenlenen "Türk Dizilerinin Türkçe ve Türk Kültürünü Yakınlaştırıcı Etkisi" programındaki konuşmasına, Türk dilinin korunması, geliştirilmesi ve etki gücünün arttırılması adına yaptıkları çalışmalar nedeniyle Yunus Emre Enstitüsünü (YYE) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu (RTÜK) tebrik ederek başladı.

Cemil Meriç'in 13 Haziran'da vefatının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Ersoy, "Türk düşünce hayatının bu büyük ismini buradan huzurlarınızda bir kez daha rahmetle anıyorum. Üstat, 'Kamus bir milletin namusudur. Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır' diyerek dilin millet olma vasfını sağlayan en önemli unsur olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir." diye konuştu.

Ersoy, dili korumanın varlığı korumak anlamına geldiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz hayatımızı bu dil sayesinde anlamlandırırız. Mimarinin, şiirin, romanın, musikinin, kültür ve sanat dünyamızın temelini kuran bizim dilimizdir. İşte o yüzden Cemil Meriç bunun bir namus meselesi olduğunu belirtiyor. Dili korumak bizim sadece tarihimize ve geçmişimize karşı değil aynı zamanda bugünümüze ve geleceğimize karşı da olan sorumluluğumuzdur. Dili korumak demek, kültürü, sanatı, hafızayı ve kendimizi korumak demektir."

Son zamanlarda özellikle dijital alanda yaşanan gelişmelerin etkisini artırmasının ve bu alanlarda kullanılan üslubun, Türk dilini dejenere eden bir yanı olduğuna dikkati çeken Ersoy, buna karşı dikkatli olmak ve kimliği belirleyen dille ilgili gereken önlemleri almak gerektiğini vurguladı.

Ersoy, YEE ve RTÜK'ün bir araya gelerek farklı ülkelerde "Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe" başlığıyla düzenledikleri programların, dilin sınırları aşan bir etkiye kavuşmasına önemli katkılar sağladığını ifade etti.

"Anadolu'da mayalanan hoşgörü iklimini dünyaya anlatmak zorundayız"

İnsanlığın içinden geçtiği zor koşullar karşısında Türkiye'nin üstlendiği misyonun son derece önemli olduğuna işaret eden Ersoy, şu ifadeleri kullandı:

"Küresel adaletin sağlanması hususunda, barışın, kardeşliğin, insan hak ve özgürlüklerine uygun bir yaşamın tesis edilmesi adına Türkiye'nin sesinin dünyanın dört bir yanına ulaştırılması gerekiyor.

Türk kültürünü, Anadolu'da mayalanan hoşgörü iklimini dünyaya tanıtmak ve anlatmak zorundayız. Bu konuda, kültürümüzün daha geniş kesimlere ulaştırılması hususunda Türk dizi ve filmlerinin büyük bir önem taşıdığına inanıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Türk dizilerinin dünyanın çeşitli coğrafyalarında yayınlanması için çok ciddi çalışmalar gerçekleştirdik. Bu emeklerimizin karşılığı olarak dizilerimiz şu anda 150'den fazla ülkede izleniyor. Dünyada Amerika'dan sonra en fazla dizi film ihraç eden ülke Türkiye'dir."

"Türk kültürünün ve değerlerinin öğrenilmesi açısından da önemli"

Ersoy, bu kapsamda YEE ile RTÜK'ün Türk dizilerinin Türkçe ve Türk kültürüne yakınlaştırıcı etkisini araştırmak amacıyla yürüttüğü "Türk Dizileri ve Türkçe" başlıklı saha araştırmasına ilişkin bulguların yapılan işlerin ne denli önemli olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi.

Saha araştırmasının 125 ülkeden yaklaşık 5 bin kişinin katılımıyla yapıldığını bildiren Ersoy, şu bilgileri paylaştı:

"Saha araştırmasına katılanların büyük bir kısmı, kendilerini Türkçe öğrenmeye iten temel motivasyonun Türk dizileri olduğunu belirtmektedirler. Katılımcılar, dil eğitimlerinde Türkçe dizileri izlemelerinin daha hızlı konuşma, konuşulanı anlama, kelimeleri doğru telaffuz etme, kelimelerin günlük yaşamda nasıl kullanıldığını öğrenme gibi birtakım somut katkıları olduğunu ifade ederken çok daha önemli bir noktanın da altını çizmektedirler. Katılımcılar, Türk dizilerinin aynı zamanda Türk kültürünün ve değerlerinin öğrenilmesi açısından da önemli katkılar sağladığını dile getiriyorlar. Uzun yıllar boyunca Hollywood yapımları sayesinde farklı coğrafyalarda ilgi duyulan kültür Amerikan kültürüyken bugün dünya halkları Türk dizileri sayesinde Türk kültürünü merak etmeye başlıyor."

"Bu sonuçların iyi anlatılması gerekiyor"

Ersoy, Türk dizilerine yönelik ilginin sadece kültürel bir merakın gelişmesine değil aynı zamanda ekonomik açıdan da Türkiye'ye çok ciddi katkılar sağladığını, buna bağlı olarak dizi ihracatındaki hedeflerin de daha yukarılara çekildiğini kaydetti.

Dizi çekimlerinin gerçekleştiği mekanların Anadolu'nun birçok farklı noktasına izleyicilerin dikkatini çektiğini ve Türkiye'ye gelen turist sayısının artmasına da katkı sağladığını anlatan Ersoy, çalışmada emeği olan herkese teşekkür etti.

Ortaya çok önemli bir çalışma konulduğunu belirten Ersoy, "Bu konuda bir hususun altını çizmek istiyorum; bu sonuçların, akademide, medyada ve kamuoyunda iyi anlatılması gerekiyor. Belki bunun için özel bir çalışma yapılması gerekebilir." diye konuştu.

Ersoy, YYE'de Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında, izlenime sunulan Türk Evleri sergisiyle Türk Dili Tarihi sergisinde önemli içerikler yer aldığını vurgulayarak, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

"İhraç değeri 800 milyon dolara ulaşmış durumda"

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise Türk dizilerinin ve yapımlarının gücüne inandıklarını belirterek, "Engelleri ortadan kaldırmaya çalıştık. Bundan sonraki süreçte yapımcılarımıza ve oyuncularımıza görev düşmekte. Türkiye'nin sesini, kültürünü, nefesini yurt dışında daha uzak yerlere taşıyacak yapımları bekliyoruz. Biz her türlü desteğe hazırız." diye konuştu.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş de Türk dizilerinin dünya pazarında önemli bir yer tuttuğunun altını çizerek, "Birkaç yıl önce 300 milyon dolar gibi bir ihraç değeri varken bugün 800 milyon dolara ulaşmış durumda." ifadesini kullandı.

Bu arada Bakan Ersoy, YEE bahçesindeki etkinlik alanına geldikten bir süre sonra kuvvetli dolu başladı. Protokol üyeleri YEE binasına geçerek, yağışın dinmesini bekledi.

Türk dizilerini birlikte yaşama kültürü ve aile ortamı çekici kılıyor

Türk Dizileri ve Türkçe Saha Araştırması'na göre, Türk kültürüne ilişkin hafızalarda iz bırakan diziler arasında, Diriliş Ertuğrul, Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı, Kuruluş Osman, Yargı, Masumlar Apartmanı, Ezel, Kara Para Aşk, Mucize Doktor, Sefirin Kızı, Siyah Beyaz Aşk, Teşkilat, Söz yer alıyor.

Hafızalarda iz bırakan kadın oyuncular ise Burcu Biricik, Aslı Enver, Cansu Dere, Demet Özdemir, Hande Erçel, Elçin Sangu, Meryem Uzerli, Neslihan Atagül, Tuba Büyüküstün, Pınar Deniz olarak sıralanıyor.

Hafızalarda iz bırakan erkek oyuncular arasında Burak Özçivit, Barış Arduç, Bülent İnal, Can Yaman, Engin Altan Düzyatan, Çağatay Ulusoy, Engin Akyürek, Kaan Urgancıoğlu, Tolga Sarıtaş ve Kerem Bürsin yer alıyor.

Araştırmaya katılanlar, Kemal Sunal, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Münir Özkul, Tuncel Kurtiz ve Tarık Akan'ı, hafızalarda iz bırakan ebediyete intikal etmiş ustalar arasında saydı.

Türk dizilerini çekici kılan unsurlar ise yüzde 20 ile "insani ilişkiler ve bir arada yaşama kültürü", yüzde 19,9 ile "aile ortamı ve güçlü aile bağları" yüzde 19,71 ile romantik ilişkiler, yüzde 16,36 ile "sürükleyici hikayeler ve gerçekçi kurgu", yüzde 14,52 ile "kültürel unsurlar ve mekanlar", yüzde 9,5 ile "tarihi detaylar ve yaşanmışlıklar" olarak sıralanıyor.

Kaynak: AA / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title