Bakan Ersoy, Milli Egemenliğin 100. Yılında Türk Kadını Özel Oturumu'nda konuştu
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Özümüze sahip çıkmak, millet olarak geleceğe emin ve güçlü adımlarla ilerlemek istiyorsak kadınlarımızın sosyal ve toplumsal hayatta daha fazla yer alması için mücadele edecek, hak ve hukuk arayışında daima yanlarında ve yardımcıları olacağız." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Özümüze sahip çıkmak, millet olarak geleceğe emin ve güçlü adımlarla ilerlemek istiyorsak kadınlarımızın sosyal ve toplumsal hayatta daha fazla yer alması için mücadele edecek, hak ve hukuk arayışında daima yanlarında ve yardımcıları olacağız." dedi.
Ersoy, Cumhuriyet Müzesi'nde (2. TBMM binası) düzenlenen "Milli Egemenliğin 100. Yılında Türk Kadını Özel Oturumu"nda yaptığı konuşmaya, İdlib'de şehit düşen askerleri rahmet ve minnetle anarak, yaralılara acil şifalar dileyerek başladı.
Tarih sahnesine çıkışından bugüne Türk kadınlarının, toplum içerisindeki hak ve statüleri, hayata katılım noktaları, gerçekleştirdikleri işler ve ortaya koydukları başarılarla, dünya üzerinde hiçbir milletin sahip olmadığı değeri bulunduğuna değinen Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tomris Hanım'dan, Raziye Sultan'a, Terken Hatun'dan Süyüm Bike'ye; devlet siyasetine yön veren, devlet reisliği yapan ve naip olarak devleti idare eden birçok tarihi isim vardır. Asırlar geçse de Türk kadınının sahip olduğu bu erk ve ruh hep aynı kalmıştır. Hele ki vatan söz konusu olduğunda, Türk kadını her zaman en ön safta yerini almıştır. Kırım Savaşı'nda Asiye Hatun, Osmanlı-Rus Savaşı'nda Nene Hatun, Şerife ve Gülizar Hatun gibi niceleri düşmana aman vermemişlerdir. Bu ruh, Kurtuluş Savaşı'nda, Erzurumlu Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı olmuş, sayısız kadınımız Anadolu'nun dört bir yanında düşmanın soluğunu kesmiştir. ve 15 Temmuz'da Zeynep Sağır'dan Cennet Yiğit'e, Ayşe Aykaç'tan Sevgi Yeşilyurt'a, nicesi omuz omuza bir kez daha çekinmeden şehadete yürümüştür."
İslam dininin kadınlara büyük değer atfettiğine dikkati çekerek, Hz. Muhammed'in "Kadınların haklarını korumanızı ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Kadınlar size Allah'ın emanetidir." hadisini hatırlatan Ersoy, bir Müslüman İçin Allah'ın emanetinden daha değerli, saygı ve özen göstereceği kimse olamayacağını söyledi.
"Sorun kişidedir, dolayısıyla çözüm de kişidedir"
Milli ve manevi değerler içerisinde kadını ikinci sınıf gören, toplum hayatından uzaklaştıran, sorumluluk olarak sadece eviyle sınırlandıran tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Ersoy, "Çünkü yoktur. Bütün sorun kişidedir, dolayısıyla çözüm de kişidedir. Toplumdaki bu yarayı iyileştirecek, bu iltihabı yok edecek en güçlü dayanağımız ise yine kadınlardır." değerlendirmesinde bulundu.
Annelerin her şeyden ve herkesten daha etkili olarak, toplumu şekillendirme kuvvet ve kudretine sahip olduğuna işaret eden Ersoy, şöyle konuştu:
"Çocuklarınızı, sadece çok kısa birkaç örnekle anlattığımız bu yüce değerler üzerine yetiştirecek olan sizlersiniz. Bir insanın birincil ve en etkili öğretmeni şüphesiz annesidir. Bu noktada şunu da ifade etmek isterim. Bir şeye değer atfetmek için değerli olan başka bir şeyi kötülemek ve küçümsemek gibi akıl ve izan dışı yol takip edenleri görüyoruz. Kadının değerini yükseltmek için ev kadınlığını, anneliği küçümseyenlere hayretle şahit oluyoruz. Ev kadınlığı zor ve meşakkatli bir iş, annelik ise çok yüce ve sorumluluğu ağır bir makamdır. Kadının gücü de buradadır. Böylesi bir vazifenin yanında sosyal, ekonomik, askeri, siyasi velhasıl hayatın her alanında görev üstlenip onu da hakkıyla yerine getirebilmektedir. Yeter ki kendini yetiştirmesi için imkan ve sonrasında da yerine getirmesi için vazife verilsin."
"Kadın yükseldikçe toplum da yükselir"
Kadın yükselip yüceldikçe, toplumun ve milletin de yükselip yüceleceğine dikkati çeken Ersoy, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de kadının yükselmesinin engellenmesi durumunda güçlü bir millet olunamayacağını vurguladığını kaydetti.
Ersoy, büyük yükler taşıyabiliyor diye kadınların ağırlığın altında ezilmelerine de izin verilemeyeceğini dile getirerek, "Çalışma hayatı adalet ve hakkaniyet üzerine bina edilirse verimli ve başarılı sonuçlar elde edilir. Hem anne ve eş olarak hem de iş hayatında görev alarak sorumluluk üstlenen kadınların, yük dağılımına denge getirmek de toplum olarak bizlerin sorumluluğudur." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadınların haklarının sonuna kadar korunması, Türkiye'nin geleceğinin kadınlarla birlikte inşa edilmesi gerektiği yönündeki sözlerine işaret eden Ersoy, bunun da haklı arayışın devletin en üst makamınca temsil ve takip edildiğini gösterdiğini belirtti.
1930'da belediye, 1933'te muhtarlık ve 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanan Türk kadınının, bugün bilimden sanata, ekonomiden eğitime, askeriyeden sanayiye her alanda milletin gururu olduğunu dile getiren Ersoy, şunları kaydetti:
"TBMM'de kadın temsil oranı son 18 yılda yüzde 4,5 seviyesinden yüzde 17'ye çıkmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri gibi bu başarılar, bu kazanımlar çok değerlidir ama asla yeterli değildir. Özümüze sahip çıkmak, millet olarak geleceğe emin ve güçlü adımlarla ilerlemek istiyorsak kadınlarımızın sosyal ve toplumsal hayatta daha fazla yer alması için mücadele edecek, hak ve hukuk arayışında daima yanlarında ve yardımcıları olacağız. Bu mücadelenin başarıya ulaşacağına olan sarsılmaz inancımı ifade ederek, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü şimdiden kutluyorum."