Bakan Nebati'den "Epistemolojik" ve "Heteredoks" Yanıtı: "Hangi Dili Nasıl İfade Edeceğimizi Çok İyi Biliriz"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kullandığı dili eleştirenlere, “Biz iş adamıyla iş adamı gibi, çiftçiyle çiftçinin dilinden konuşuruz. Hem alaylı hem de mektepli olarak konuşurken hangi dili nasıl ifade edeceğimizi çok iyi biliriz. Siz manüpülatif, yalan dolan sözlerinizi devam ettirin. Havuzunuzda trollerinizle her türlü işleyişi yapın. Biz Türkiye Ekonomi Modeli’nin dünyaya örnek teşkil edeceğini biliyoruz, ifade ediyoruz. Büyüyeceğiz, çalışacağız, üreteceğiz, istihdam yaratacağız” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kullandığı "Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım" ifadesine gelen eleştirileri yanıtladı. Nebati, "Biz iş adamıyla iş adamı gibi, çiftçiyle çiftçinin dilinden konuşuruz. Hem alaylı hem de mektepli olarak konuşurken hangi dili nasıl ifade edeceğimizi çok iyi biliriz. Siz manipülatif, yalan dolan sözlerinizi devam ettirin. Havuzunuzda trollerinizle her türlü işleyişi yapın. Biz Türkiye Ekonomi Modeli'nin dünyaya örnek teşkil edeceğini biliyoruz. Büyüyeceğiz, çalışacağız, üreteceğiz, istihdam yaratacağız" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla Yalova'da düzenlenen LC Waikiki Yalova Lojistik Merkezi Açılış Töreni'ne katıldı. Türkiye Ekonomi Modeli'nin temel amacının, uzun vadede orta gelir tuzağını aşmak olduğunu belirten Bakan Nebati, kullandığı dili eleştirenlere de cevap verdi.
Nebati'nin konuşması, satır başlarıyla şöyle:
"İKTİDARIMIZ SÜRESİNCE, YEREL KALKINMAYI EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİMİZ ARASINA ALDIK: Milletimize hizmet uğrunda koyduğumuz her tuğlaya, attığımız her adıma düşman olanlara inat; bizler beraberce inşa etmeye, yeni tesisler açmaya hep daha iyisini hedeflemeye devam edeceğiz. İktidarımız süresince, yerel kalkınmayı en önemli gündem maddelerimiz arasına aldık. Ülkemiz gibi, şehirlerimiz de çağ atladı. Güzel Yalovamızı eğitimden sağlığa, konuttan ulaşım altyapısına, enerjiden sulamaya, sanayi tesislerinden üretime kadar yüzlerce eserle donattık.
YALOVA'NIN YÜKSEK NİTELİKLİ İSTİHDAM KAPASİTESİNİ TAKDİR EDİYORUZ: Bugün, yapılan hizmetlerle şahlanan ve büyük potansiyelini daha ileriye taşıyan Yalova'mızın yüksek nitelikli istihdam kapasitesini takdir ediyor; katma değer oluşturan sanayi yatırımlarına öncelik vererek geldiği noktayı ülkemiz açısından önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Şehrimiz, İstanbul, Bursa ve Kocaeli gibi metropol kentlere yakınlığıyla eşsiz bir konumda yer alıyor. Yalova'nın bu açıdan kalkınmasına da hizmet etmek şiarıyla, Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilmiş olan en büyük projelerden biri Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu'nu ve Osmangazi Köprüsü'nü vatandaşlarımızın hizmetine açtık.
YALOVA İHRACAT MİKTARI BAKIMINDAN DA SON 20 YILDA ADETA ŞAHA KALKMIŞTIR: Bu sayede Yalova, 2020 yılında yüzde 7,1 oranında büyüyerek ülkemiz genelinin üzerinde bir başarı göstermiş, toplam 18,4 milyar liralık katma değer üretmiştir. Yalova ihracat miktarı bakımından da son 20 yılda adeta şaha kalkmıştır. 2002 yılında 16 milyon dolar olan ihracatını 2022 yılı ağustos ayı itibarıyla tam 51 kat artırarak toplamda 835 milyon dolar seviyesine yükseltmeyi başarmıştır.
SAVAŞ KÜRESEL EKONOMİDE BİRÇOK SORUNUN ORTAYA ÇIKMASINA SEBEP OLDU: Gelin birlikte küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine dair kısa bir ufuk turu yapalım. Pandemiyle başlayıp Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden süreç, küresel ekonomide birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Enerji ve gıda başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki hızlı artışlar, tüm dünyada enflasyonist baskıları tırmandırdı. Almanya'da son 70 yılın, Amerika'da ise son 40 yılın en yüksek enflasyon oranları ortaya çıktı.
AMERİKA BUGÜN TEKNİK OLARAK RESESYONDADIR: Enflasyonla mücadele etmek için birçok ülke Merkez Bankası, finansal sıkılaşmaya gitmiş, bu durum da ekonomilerin resesyon risklerinin giderek artmasına sebep olmuştur. Örneğin, Amerika bugün teknik olarak resesyondadır. Gelişmiş Batı ülkelerindeki faiz artırımları sadece kendilerinin resesyon risklerini artırmıyor; aynı zamanda, Birleşmiş Milletler'in (BM) de dün belirttiği gibi, küresel ekonominin resesyona ve ardından uzun süreli durgunluğa girme riskini de artırıyor. BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Genel Sekreteri, muhtemel küresel resesyonun önlenmesi için gelişmiş ülkelere politikalarını değiştirme çağrısı yapmış bulunuyor. Öte yandan, savaş nedeniyle ülkelerin gıda arz güvenliğine ilişkin endişeleri artarken, küresel gıda fiyatları üzerinde de yukarı yönlü bir baskı oluşmuştur. Bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması; ülkemizin diplomatik bir başarısı olarak hem küresel gıda arz güvenliği sorunlarının hafifletilmesini, hem de fiyatların önemli oranda gevşemesini sağlamıştır. Dünyada bunlar yaşanırken, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde ekonomi yönetimi olarak bizler, küresel tehditleri fırsata çevirmek hedefiyle, Türkiye Ekonomi Modeli'ni kurguladık ve hayata geçirdik.
FİRMALARIMIZIN ÜRETİM VE REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ: Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye Ekonomi Modeli'mizin temel amacı, ekonomimizin sürdürülebilir büyüme patikasına girmesini sağlamak; kısa vadede küresel sıkıntıları en düşük hasarla bertaraf ederken uzun vadede orta gelir tuzağını aşmaktır. Benimsediğimiz selektif kredi politikasıyla, kredilerin üretken alanlarda değerlendirilmesini teşvik ediyoruz. Böylelikle, firmalarımızın üretim ve rekabet gücünü artırarak küresel değer zincirlerinden daha fazla pay almalarını hedefliyoruz.
EKONOMİK DÖNÜŞÜM ZİRVESİ'NDE TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ'NİN NE KADAR İSABETLİ OLDUĞUNU TEYİT EDİLDİ: Salgın sonrasında dünya ekonomisi önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçerken bu dönüşümü yakinen takip ediyor ve gereken tüm adımları atmaya devam ediyoruz. Bildiğiniz üzere, geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla Ekonomik Dönüşüm Zirvesi'nde, önemli 2 gün geçirdik. Dünyanın dört bir yanından, saygın akademisyenlerle bir araya geldik. Ülkeyi, dünyayı, bölgeyi konuştuk. Kendileriyle gerçekleştirdiğimiz istişare ve paylaşımlar, bizlere bir kez daha Türkiye Ekonomi Modelimizin ne kadar isabetli ve zamanında atılmış bir adım olduğunu teyit etmiştir.
TÜRKİYE İLK ÇEYREKTE G20 ÜLKELERİ İÇİNDE EN İYİ PERFORMANS GÖSTEREN ÜLKELERDEN BİRİ OLMUŞTUR: Yüksek büyüme performansını 2022'nin ilk iki çeyreğinde de sürdüren Türkiye, ilk çeyrekte yüzde 7,5 ve ikinci çeyrekte de yüzde 7,6 oranında büyüyerek, salgın öncesi dönemden bugüne G20 ülkeleri içinde en iyi performans gösteren ülkelerden biri olmuştur. Diğer taraftan sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında önemli bir gösterge olan makine ve teçhizat yatırımları, 11 çeyrekten bu yana üst üste artmaya devam ediyor. Geçen yıl istihdam artışımız 2,1 milyon kişi olurken bu yılın ilk yedi ayında 613 bin kişilik ek artışla ülkemiz, OECD üyeleri arasında salgın öncesi döneme göre istihdamını en fazla artıran ülke olmayı başarmıştır. Salgın döneminde küresel ticaret, bazı korumacı politikalar ve tedarik zincirindeki aksamalardan negatif yönde etkilense de eylül 2022 itibarıyla ihracatımız yıllık bazda 252,6 milyar dolar ile yeni bir rekor seviyesine ulaşmıştır.
SÖYLEDİKLERİMİZ BİRİLERİ TARAFINDAN MANİPÜLE EDİLEBİLİR: Girişimcilerimizin diğer sektörlerdeki yatırımlarını da arttırarak ülkemizin bir üretim ekonomisi olmaya dönük hamlesine katkı sağlayacağına ve yeni büyüme fırsatlarını en iyi şekilde değerlendireceğine inancım tamdır. Son yıllarda, istihdamda, ihracat ve büyümede elde ettiğimiz başarı ve kazanımlar, diğer ülkelerle kıyaslandığında parmakla gösterilecek niteliktedir. Söylediklerimiz birileri tarafından manipüle edilebilir. Tüm olumsuz küresel koşullara rağmen, inançla ve ter dökerek kaydettiğimiz başarıları sindiremeyen bazı çıkar odakları ve onların gürültücü elemanları bugün hop oturup hop kalkmaya devam ediyorlar. Elde ettiğimiz tüm kazanımların üzerini örtmek için, sürekli gündemi çarpıtacak yeni bir malzeme arayışında olmaya devam ediyorlar. Bu zevat, mevcut küresel gerçekler ve ülkemizin kendisine özgü koşullarını analiz edip milletimize somut projeler ortaya koymak bir yana; çarpıtılmış spekülatif açıklamalar ve ucuz algı operasyonlarından başka hiçbir gayret göstermiyor.
EKONOMİ TETİKÇİLERİNE DE ASLA PRİM VERMEYECEKTİR: Son 20 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ayağa kalkan, özgüvenini yeniden kazanan milletimiz sinsi kumpaslara ve kirli darbe girişimlerine nasıl geçit vermediyse, bu ekonomi tetikçilerine de asla prim vermeyecektir. Esasen bu odaklar, milletimizin karşısında hiçbir başarı elde edemeyeceklerini kendileri de çok iyi biliyor. Bu yüzden mesnetsiz ve seviyesiz saldırılarını çaresizce artırmaktan başka bir şey de yapamıyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? Sizlerle birlikte ülkemize yeni tesisler kazandırıyor, küresel tehditleri fırsata çevirmek için beraberce azimle, kararlı ve inançlı adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Peki biz ne yapıyoruz? Dönüşen bu yeni dünyada Sayın Cumhurbaşkanımız ve milletimizle birlikte, Türkiye Yüzyılı'nı yazmaya devam ediyoruz.
HANGİ DİLİ NASIL İFADE EDECEĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLİRİZ: Biz iş adamıyla iş adamı gibi, çiftçiyle çiftçinin dilinden konuşuruz. Hem alaylı hem de mektepli olarak konuşurken hangi dili nasıl ifade edeceğimizi çok iyi biliriz. Siz manipülatif, yalan dolan sözlerinizi devam ettirin. Havuzunuzda trollerinizle her türlü işleyişi yapın. Biz Türkiye Ekonomi Modeli'nin dünyaya örnek teşkil edeceğini biliyoruz, ifade ediyoruz. Büyüyeceğiz, çalışacağız, üreteceğiz, istihdam yaratacağız. ve 21. Yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacak demeye devam edeceğiz. Bu vesileyle, ülkemize bu kıymetli lojistik merkezini kazandıran firmamızı ve değerli yöneticilerini yürekten tebrik ediyor; ülkemiz için üreten, emek veren herkesin yanında olduğumuzun bir kez daha altını çizmek istiyorum."
"EPİSTEMOLOJİK BİR KOPUŞU TEMSİL EDEN HETEREDOKS YAKLAŞIM"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı şu açıklama ekonomi yazarları ve akademisyenleri ile siyaset dünyasında arasında tartışmaya yol açmıştı:
"Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır."