Soylu: "Masa altılı masa değil, Canan masası oldu"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "'Okul önünde uyuşturucu satılıyor' dendiği andan itibaren kalbimden vurulmuşa dönerim. Böyle bir şey olmaması lazım, böyle bir şey olamaz. Biz bunu kabul etmeyiz.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "'Okul önünde uyuşturucu satılıyor' dendiği andan itibaren kalbimden vurulmuşa dönerim. Böyle bir şey olmaması lazım, böyle bir şey olamaz. Biz bunu kabul etmeyiz. Uzun zamandır bu sözü duymuyoruz." dedi.
Soylu, Polis Müzesi'nde gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği "Uyuşturucuyla Mücadele Toplantısı"nda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Uyuşturucu konusunda 81 ili kapsayan 42 kriterle risk analizi yapıldığını bildiren Soylu, yapılan çalışmalarla atılacak adımların belirlendiğini dile getirdi.
Eroin konusunda operasyon kapasitesinin artırıldığını belirten Soylu, "Eroin, Afganistan'dan dolayı arttı. Afganistan'da eroini kim arttırdı, Amerika arttırdı. Bu kadar açık ve net." diye konuştu.
Türkiye'deki uyuşturucu mücadelesinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığına işaret eden Soylu, doğrudan PKK'ya gelir elde etmek için gerçekleştirilen uyuşturucu ticaretine yönelik jandarmanın operasyonlarında 2016'dan bugüne kadar 253 ton esrar, 279 milyon 304 bin kök kenevirin ele geçirildiğini bildirdi. Süleyman Soylu, 52 teröristin "Narkoterör" operasyonlarında etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
"Narkoterör" operasyonlarında 2016-2021 yıllarında 66 milyar 790 milyon lira değerinde uyuşturucu madde ele geçirildiğini ifade eden Soylu, Türkiye'nin bu konuda önemli çalışmalar yaptığını hatırlattı.
Uyuşturucuyla mücadelede atık su analizinin de yapıldığını vurgulayan Soylu, illerin kanalizasyon sistemlerinden alınan örneklerle hangi uyuşturucu maddenin kullanımının yaygın olduğunun belirlenebildiğini aktardı.
"Uzun zamandır bu sözü duymuyoruz"
"Güvenli Okul, Güvenli Gelecek Projesinin" hayata geçirildiğini, okul çevrelerine uyuşturucu satıcılarının sızmasının önlenmeye çalışıldığını belirten Soylu, "'Okul önünde uyuşturucu satılıyor' dendiği andan itibaren kalbimden vurulmuşa dönerim. Böyle bir şey olmaması lazım, böyle bir şey olamaz. Biz bunu kabul etmeyiz. Uzun zamandır bu sözü duymuyoruz ve bir daha da duymak istemiyoruz. Böyle bir şey yapılıyorsa bu bizim için başarısızlık hikayesidir. Eğer böyle bir şey yapılıyorsa, vali, kaymakam, emniyet müdürü, jandarma komutanı orada nöbet tutmalıdır." ifadesini kullandı.
Yapay zeka temelli "ASENA" adı verilen analiz programına da değinen Soylu, bu sistemle bugüne kadar 3 bin 594 yakalama yapıldığını anımsattı.
Soylu, "ASENA programı, tam bir yapay zeka programı. 52,5 kiloluk bir patlayıcı yakaladık bir poliste. Biz o patlayıcıyı ASENA programıyla yakaladık. ASENA programı bize bir alarm verdi. Biz uyuşturucu için gittik, 52,5 kilo patlayıcı çıktı. Kamu güvenliği ve düzeni açısından ASENA programı devrimdir." açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin sorusu üzerine Soylu, Avrupa'yla ortak operasyonlar yapıldığını ancak bir politika oluşturulmasında ve suç gelirleri konusunda Türkiye'ye herhangi bir katkı sunulmadığını dile getirdi. Soylu, Suriye'nin rejim bölgelerinde bazı fabrikalarda uyuşturucu üretimlerinin yapıldığını, bunların da gelir konusunda rejimle irtibatının görüldüğünü belirtti.
"Önemli bölümü uyuşturucu taşıyor"
Bir soru üzerine Bakan Soylu, "Geçen sene 7 bin 500 göçmen kaçakçısı, organizatör yakaladık. Bu yıl şu anda rakam 5 bin. Bunlar sınırımızın içinde de dışında da uyuşturucu taşıyıcıları. Önemli bölümü uyuşturucu taşıyıcılığı yapıyor." bilgisini paylaştı.
Süleyman Soylu, "Uyuşturucunun girmediği, girmekten imtina ettiği, girince kaybedeceği bölge haline gelmeye çalışacağız. Bizim temel hedefimiz budur, girilmez bölge." diye konuştu.
İran ile ilişkilere de değinen Bakan Soylu, iki ülke arasında çeşitli görüşmeler yapıldığını söyledi.
Bir soru üzerine Soylu, uyuşturucuyla mücadele konusunda Adalet Bakanlığı ile önemli bir iş birliği yürüttüklerini ifade ederek, kolluk güçlerinin soruşturma dosyalarını tam olarak hazırlama sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.
"Ana muhalefet partisi genel başkanının tanımı 'dedikodu kumkuması'dır"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, terörist yetiştirdiğini iddia ettiği bir şirketin önüne gittiğinin hatırlatılması üzerine Soylu, şunları kaydetti:
"Ana muhalefet partisi genel başkanının tanımı 'dedikodu kumkuması'dır. Başka bir tanımı yok. Ana muhalefet partisi anayasada kendisini bulan mekanizmanın adıdır. Yasalarla belirtilmiş bir mekanizma dedikodu yaparsa, bir belge ve dayanağı ortaya koymazsa anayasal görevini de yerine getirmemiş olur. Bu kadar açık ve net. Bu siyasi partidir, dedikodu merkezi değil. SADAT'ın, Et ve Balık Kurumu'nun önüne gidene kadar, hafif cesaretin varsa bizim söylediğimiz büyükelçiyle ilgili değerlendirme ortaya koy, göreyim. Bu konunun üstünü örtemez. Bu, Türkiye'ye ihanettir. Sen Türkiye'nin geleceğini Avrupalı bir büyükelçiye pazarlayamazsın. Cumhurbaşkanı adayı olacaksın diye kendi belediye başkanlarına çelme atabilirsin, tehdit edebilirsin ama senin gücün bize yetmez."
"CHP, Atatürk'ün partisi değil, İnönü'nün partisidir. Bugünkü CHP'nin Atatürk'le hiçbir ilgisi söz konusu değildir" diyen Soylu, "Gittiği yerlerin hepsi talimatla gidilen yerlerdir. FETÖ'de pişiyor, sosyal medya ve diğer mahfiller üzerinde kaynatılıyor, dedikodu kumkuması da gidiyor, finali gerçekleştirmek istiyor." dedi. Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'ye iftira attığını söyledi.
Soylu, "Bir şey daha söyleyeyim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun en önemli meselenin birinde, en yakın arkadaşına 'sana böyle bir şey söylerse kesinlikle inkar et' dediğini de biliyorum. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız. En yakın arkadaşına, ismi, cismi belli. Daha hararetli günler gelecek. Bu ülke öyle Batı'nın oyuncağı falan değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Ana muhalefet partisinin genel başkanı, bir siyasi partinin genel başkanı devletin birtakım kurumlarının önüne gidip, insanları tehdit edebilecek bir şekilde bunu yapabilme kabiliyetine sahip olmamalıdır. Bunun adına sivil itaatsizliği harekete geçirmek denir" diyen Soylu, siyasi partilerin temel görevinin kanunlar çerçevesinde görevlerini yerine getirmek olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun, Canan Kaftancıoğlu hakkındaki mahkeme kararını tanımayacağını söylediğini aktaran Bakan Soylu, "Masa altılı masa değil, masa Canan masası oldu." sözlerini sarf etti.
(Bitti)