Haberler

Balıkesir BBP Lideri Destici, Balıkesir'de Gündemi Değerlendirdi 1

Abone Ol

BBP lideri Destici, Balıkesir'de gündemi değerlendirdiBÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Balıkesir İl Kongresi'nde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Irak ve Suriye'deki gelişmeler sonucu attığı adımları desteklediğini açıklarken, ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı vize...

BBP lideri Destici, Balıkesir'de gündemi değerlendirdi

BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Balıkesir İl Kongresi'nde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Irak ve Suriye'deki gelişmeler sonucu attığı adımları desteklediğini açıklarken, ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı vize yasağını eleştirdi, bu tavrın sadece bir başkonsolosluk görevlisinin tutuklanmasından kaynaklanmadığını, Türkiye'nin dış politikada attığı olumlu ve önemli adımların hazmedilememesinden kaynaklandığına vurgu yaparak, "Hiç bir güç, sadece ABD değil Türkiye Cumhuriyeti Devlet'ine muz cumhuriyeti muamelesi yapamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kökleri 4 bin yıllık tarihi ile şekillenmiştir" dedi.

Destici, engelli vatandaşların sorunlarına da değinip, engellilerin ailelerinden şiddet gördüğünü hatta istismar edildiğini söyledi. Büyük Birlik Partisi Balıkesir İl Teşkilatı'nın 11. Olagan Kongresi, bugün Salih Tozan Kütür Merkezi'nde yapıldı. BBP Genel Başkan Mustafa Destici'nin konuk olduğu genel kurula Demokrat Parti Balıkesir İl Başkanı Kemal Alver, MHP Balıkesir İl Başkanı Suat Par da katıldı. İlginin yoğun olduğu kongrede partililerine seslenen Destici, Hükümetin dış politikasını olumlu bulurken, başta ABD ve Almanya olmak üzere, Batılı devletlerin Türkiye'ye karşı olumsuz tutumlarını eleştirdi. Destici, "Ülkemizin zor günlerden geçtiği bir süreçte bu kongreyi gerçekleştiriyoruz. Kongreye katılmadan önce, Engelsiz Güçler Derneği'nin davetlisi olarak, engelli kardeşlerimizle kahvaltıda bir araya geldik. Onların başta ülkemizi yönetenlere olmak üzere tüm Türkiye'ye mesajları var. Engelliler, kendilerine değer verilmesini, engelli olmalarından dolayı karşılaştıkları zorlukların bir takım çözüm yollarıyla birlikte kolaylaştırılmasını istiyorlar. Kamuoyunda engelliler denince akla; 'engelliler kolay yürüsün, engelliler kamuda istihdam edilsin, engellilerin maaşı arttırılsın' gibi şeyler gündeme geliyor. Şiddet gören engellilerimiz gündeme gelmiyor. Hem de kendi ailesi içinde şiddete uğrayan engellilerimiz var. Bunların mutlaka tespit edilmesi gerek. Engelli yaşadığı hanede şiddete maruz kalıyor ve sadece sessizce ağlamakla yetiniyor. Bunda hepimizin sorumluluğumuz var. İstismar edilen engelliler var. Şiddetin yanında bir de istismara uğrayanlar var. Bunların çoğu istismar edildiğinde söyleyemiyor, ifade edemiyor. Bunların da yine bu uzmanlarca tespit edilmesi ve istismar edilen engellilerimiz varsa bu istismarlara son verilmesi gerekiyor. Hem engelli olup hem de kadın olanların işleri daha güç. Onlar hem şiddet, hem de istismar görüyor. Bunlara da sonuna kadar sahip çıkılması gerekiyor. Hiçbirimiz bilmeyiz ya da belki de duymamışızdır. Engelliler kiralık ev bulmakta zorlandıklarını söylüyorlar. Çünkü engelli varsa insanlar evlerini vermek istemiyorlarmış. Gerçekten çok üzüntü ve acı verici bir olay. Müslüman bir toplumda bunun olmaması lazım. Tam tersi engellilere öncelik verilmesi lazım. Sırf engelli çocuğu var ya da kendisi engelli diye eğer birisi evini kiralamıyorsa yarın ahirette Allah da ona ev vermez" dedi. Türkiye'nin kanayan pek çok yarası olduğuna dikkat çeken Destici, "Türk ve İslam coğrafyasının tamamına bakıldığında, pek çoğunun kan ve gözyaşı içerisinde olduğunu görüldüğünü, Doğu Türkistan'dan Filistin'e, Kafkaslar'dan Kırım'dan Myanmar'a kadar tüm Müslümanlar'ın hal ve vaziyetinin ortada olduğunu zulüm gördüğünü söyledi. Destici, Türkmenler'in yaşadığı Irak ve Suriye'de, Kerkük başta olmak üzere Türkmeneli bölgesinde yaşayanların geçmişte uğradıkları, katliam, soykırım ve şiddetin bir başkasıyla karşı karşıya olduğunu kaydetti.

"TÜRKMENELİ'NDEKİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLACAĞIZ"

"Geçmişte Türkmeneli Bölgesi'nde hiçbirimizin arzu etmediği, hepimizin yüreğini dağlayan kanlı katliamlar yapıldı" diyen Destici, "Maalesef o dönemlerin Türkiye'si, o dönemlerin yöneticileri, siviliyle, askeriyle bunu sadece seyrettiler. Kınamaktan öte bir şey yapmadılar. Ama bugün Allah'a hamdolsun ki, bu defa biz seyretmeyeceğiz. Seyretmeyeceğiz, kanımızla, canımızla Kerkük başta olmak üzere Türkmeneli'ndeki kardeşlerimizin yanında olacağız. Bu dava ülkücüsü, alpereni, milliyetçisi, milli duran herkesin davasıdır. Bir siyasi partinin davası değildir. Bu Türklük davasıdır, Müslümanlık davasıdır, bu Türk-İslam ülkücülerinin davasıdır, burada hep birlikte olacağız inşallah. Biz bunu söylerken, o bölgedeki masum, Müslüman, mazlum, Arap ve Kürt kardeşlerimizi ayırmıyoruz. Onların huzuru ve güvenliği için de bunu söylüyoruz. Ama onların temsilcisi konumunda olan Barzani gibi Siyonistler'in, emperyalistlerin kuklası, işbirlikçilerinin bölgede tezgahladıkları oyunları da görmekteyiz ve bilmekteyiz. Onun için 25 Eylül gayrimeşru ve korsan bağımsızlık referandumunu kabul etmiyoruz, reddediyoruz, tanımadık ve asla tanımayacağız" diye konuştu. Destici bu gün ülkeyi yönetenlerin Irak ve Suriye'de atması gereken adımların bir kısmını attıklarını, ancak hava ve kara sınırlarımızın, kapatılmadığını belirtip, "Habur Sınır Kapısı'nın kapatılarak, Ovaköy-Telafer hattında yeni bir sınır kapısı açılmasını, Kerkük'ün ne pahasına olursa olsun, Türkmeneli bölgelerinin Peşmerge'den temizlenmesini, petrol vanasının acilen kapatılmasını ya da Irak Merkezi Hükümeti'yle yapılacak anlaşmayla işletilmesini öneriyor ve teklif ediyoruz. Son dönemlerde İran ve Irak Merkezi hükümetleriyle bu hususta atılan adımları doğru bulduğumuzu ve desteklediğimizi bir kere daha ifade ediyorum. Türkiye, acilen hiç beklememeli Ovaköy-Telafer hattında yeni bir sınır kapısı açılmalı ve oradan Kerkük'e kadar gidecek askeri ve sivil ulaşım koridoru açmalı ve gerektiğinde Türkiye ilk yarım saat içerisinde Kerkük'e müdahale etmelidir. Asla seyredilmemelidir. Çünkü önümüzdeki günlerde sıcak çatışmaların yaşanacağı çok acık ve net gözüküyor. Kerkük için Irak'a bağlı merkezi güçlerin ya da Haşdi Şabi Örgütü üyelerinin ya da Peşmerge'nin ne kadar müdahale hakkı varsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de onların 10 katı hakkı vardır. Kerkük Türk yurdudur ve ebediyete kadar da Allah'ın izniyle Türk yurdu olarak kalacaktır. Orada Türkmen soydaşlarımızın birinin kılına dokunulduğunda Türkiye bunu 1926 ve 1946 anlaşmalarını gerekçe göstererek müdahale hakkını uygulamalıdır" dedi.

"TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR"

Suriye'nin kanayan bir yara olduğunu, iç savaş başladığından beri, Türkiye'nin en ağır faturayı ödediğini ve 4 milyondan fazla Suriyeli'nin Türkiye'de olduğuna da dikkati çeken Destici, şunları söyledi: "En önemli tehdit ve tehlike Suriye'nin kuzeyinde oluştu. PKK'nın, PYD ve YPG adıyla şu anda ABD'nin şemsiyesi altında Türkiye'nin 700 kilometre sınırına yerleşmiş olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bizler açısından kabul edilebilir bir şey değil. Buna göz yumulmaması gerektiği uyarısında bulunduk. Ama maalesef bugünlere geldik. Problemimiz düne göre daha da büyüdü. Ama çözülemeyecek boyutta değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü, PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi Türkiye'den de, Suriye'nin kuzeyinden de Irak'tan da, yeryüzünden silmeye yeter. Şu anda bu hususla ilgili çok ciddi ve kararlı adımlar atılmakta. Doğru bir konseptte terörün tüm unsurlarına karşı topyekün bir mücadele verilmekte. Biz de Büyük Birlik Partisi olarak bu mücadeleyi destekliyoruz. İdlib Operasyonu da Fırat Kalkanı Harekatı gibi önemli bir operasyon. Hem uluslararası kuruluşlar ve bütün dünya nezdinde Türkiye'nin sadece, PYD ve YPG'ye değil, tüm terör örgütlerine karşı olduğunun açık bir göstergesi, hem de diğer taraftan bir Afrin kuşatmasıdır. Dolayısıyla biz inanıyor ve bekliyoruz ki İdlib'ten sonra sıra Afrin'dedir. Afrin'den sonra da Kamışlı'ya kadar devam edecektir. Aynel Arap da bu operasyonların içindedir. O bölgenin tamamından PKK, PYD, YPG, temizlenecektir. Bütün bu yaşananların Türkiye'ye faturası var. Batı, ABD, İsrail, bu gelişmelerden rahatsız ve o yüzden Türkiye'ye bir fatura ödetme, ayar çekme, gözdağı verme operasyonları başlatıyorlar. ABD'nin başlattığı vize uygulaması, yasağı da bunlardan birisi. Bir başkonsolosluk çalışanının FETÖ iltisakıyla gözaltına alınıp tutuklanmasının vizelerin durdurulmasının tek nedeni olduğuna inanmıyorum. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan İdlib Operasyonu'na, 25 Eylül referandumuna Türkiye'nin takındığı tavırdan, Rusya, İran ve Bağdat merkezi hükümetiyle geliştirmiş olduğumuz ilişkilerin bunda önemli rol oynadığını düşünüyorum. Özellikle ABD, Almanya ve diğer batılı ülkeler, onbinlerce haine, Türkiye düşmanına kucak açmış vaziyette. Onlarla ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti 'niye işlem yapmıyorsunuz' dediğinde, kendilerinde yargı olduğunu söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Muz Cumhuriyeti değil. Türkiye'de de yargı var ABD, Almanya başta olmak üzere batılı ülkeler Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısına saygı duyacaktır. Hiçbir güç, sadece Amerika değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne muz cumhuriyeti muamelesi yapamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kökleri 4 bin yıllık tarihi ile şekillenmiştir. ABD'nin üzerinde bulunduğu kıta daha keşfedilmemişken, Türkler dünyada onlarca devlet kurmuş ve dünya hakimi olmuşlardır. ABD, kime ne söylediğini ve hangi muameleyi yapmaya çalıştığını iyi düşünsün, aklını başına alsın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Kuzey Kore değildir " diye konuştu.

35 KİŞİYE BBP ROZETİ TAKTI

Destici, konuşmasının ardından partiye yeni katılan 35 kişiye BBP rozeti taktı, partiye emeği geçenlere plaket verdi. Destici, plaket töreni sonrası, karayoluyla Kocaeli'ye hareket etti.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Büyük Birlik Partisi Mustafa Destici Balıkesir Irak Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title