'Balyoz Davası Kararları Bir Hukuk Garabeti Olarak Tarihe Geçmiştir'
Balyoz Davasından hüküm giyen ve mahkeme kararının ardından rütbeleri de alınan, aralarında Kuvvet Komutanlarının da bulunduğu amiral ve subayların eşleri ile yakınlarının oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu, bugün de 'Sessiz çığlık' eyleminde...
Balyoz Davasından hüküm giyen ve mahkeme kararının ardından rütbeleri de alınan, aralarında Kuvvet Komutanlarının da bulunduğu amiral ve subayların eşleri ile yakınlarının oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu, bugün de 'Sessiz çığlık' eyleminde biraraya geldi. Gölcük İlçesi'nin Değirmendere semtindeki Atütürk Anıtı önündeki buluşmada yapılan konuşmalarda, Balyoz davası kararlarının bir hukuk garabeti olduğu belirtildi.
Sessiz Çığlık buluşmasına katılan ve sayıları 50 civarında olan tutuklu yakınları yine tutukluların fotoğraflarını taşırken, Deniz Kurmay Binbaşı Refik Levent Tezcan'ın eşi Saadet Tezcan konuşma yaptı. Tezcan, " Yargıtay'ın onama kararının halkımız tarafından kabul görmediği ve fakat kamuoyu algısının çeşitli demeçlerle yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı bu dönemde gerçekleri bir kez daha halkımızla paylaşma ihtiyacı duymaktayız" diyerek şunları söyledi:
"Balyoz Davası kapsamınsa suç atfedilen konu Mart 2003'te yapılan Plan Semineri değil, imzasız dijital bir world belgesi olan sözde Balyoz Harekat Planı ve bu planın ekleri olan görevlendirme listeleridir. Bu dökümanların tamamı imzasız ve dijitaldir. Yargılanan ve cezaları Yargıtay'ca onanan herkes işte bu imzasız dijital dökümanlar üzerinden cezalandırılmıştır. Eğer dava kapsamında Plan Semineri yargılanıyor olsa idi, seminere katılan 162 kişiden sadece 52'si sanık olmaz ve bunlardan sadece 33'ü ceza almazdı. Ayrıca Plan Semineri ile alakası olmayan başta denizci ve havacılar olmak üzere toplam 204 subay dava kapsamına dahil edilmiyor olurlardı."
Konuşmasında, Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın bu Plan Seminerini "Emre aykırı olarak yapılan, muaşeret kurallarına uymayan haddini ve amacını aşan bir kahramanlık göstergesi" olarak tanımladığını da ileri süren Saadet Tezcan şöyle devam etti:
"Unutulmamalıdır ki, bu seminerde Aytaç Yalman'ın komutasındaki Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan da gözlemciler görevlendirilmiş, seminere katılan bu gözlemciler o dönem sundukları raporlarında olağan dışı bir duruma rastlamadıklarını raporlamışlardır. Bu gözlemciler ayrıca mahkemede ki tanıklıklarında da seminerde Darbe Planı tartışılmadığını kesin bir dille ifade etmişlerdir. Seminerin resmi ses kayıtlarında da Balyoz'un B'si Darbe'nin de D'si geçmemektedir.
Balyoz Davası mahkemenin delil olarak kabul ettiği imzasız ve dijital dökümanlar üzerine inşa edilmiş bu dökümanlardaki binlerce sahtecilik yurtiçi ve yurtdışındaki en saygın üniversiteler ve adli bişilim kurumlarından alınan 30'a yakın bilirkişi raporuyla ispatlanmıştır. Ancak bu bilirkişi raporları ne Özel Yetkili Mahkeme ne de Yargıtay tarafından dikkate alınmamıştır. Bu mahkemeler ayrıca yeni bir bilirkişi raporu almasına da ısrarla karşı çıkmışlardır.
BİLMEDİĞİ DARBEYİ NASIL ENGELLER?
Balyoz Savcıları Balyoz Darbesi'ni Aytaç Yalman'ın engellediğini iddia etmektedir. Aytaç Yalman ise bu hafta verdiği demeçlerde Balyoz Davası ile ilgili bilgi ve belgelere sahip olmadığını ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevindeyken darbe konusunda istihbarat almadığını açıkça belirtmiştir. TSK'nın 2 numaralı koltuğunda oturan bir komutanın bu konuda bilgi ve istihbaratı yokken, herhangi bir darbeyi engelleyeceğini iddia etmek akla ve mantığa uygun değildir.
Aytaç Yalman demeçlerinde suçsuz olduklarına inandığı arkadaşlarının acılarını paylaştığını ifade etmiş, temennisinin ise suçsuz insanların özgürlüğüne kavuşmasını olduğunu belirtmiştir.
3 YIL ÖNCE SÖYLESELERDİ
Dönemin üst düzey komutanları, gerek sözde Balyoz Planı ile ilgili ellerinde Belge ve istihbarat olmadığını, gerekse de arkadaşlarının suçsuzluğuna olan inançlarını dava açıldıktan 3 yıl sonra değil de davanın daha soruşturma aşamasında dile getirebilselerdi hazırlanan iddianame kamuoyu nezlinde daha ilk günden tarihin tozlu raflarında yerini alırdı.
Sonuç itibari ile Balyoz Davası kararları bir hukuk garabeti olarak tarihe geçmiştir. Bu kararlar kamuoyu tarafından yok hükmündedir. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak, haksız yere cezalandırılan yakınlarımız özgürlüklerine elbet kavuşturulacaklardır. Bu yanlıştan dönülene kadar yurtiçi ve yurtdışı her platformda hukuk mücadelemize var gücümüz ile devam edeceğimiz bilinmelidir."
HÜRRİYET'İ GÖSTERDİLER
Buluşmada, tutuklulardan Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi'nin eşi Gonca Çelebi ise Hürriyet Gazetesi'nin bugünkü sayısında birinci sayfada yeralan tutukluların mektuplarıyla ilgili haberi göstererek, bunun tutukluların halkın vicdanında beraat ettiklerinin kanıtı olduğunu söyledi. - Kkocaeli