Balyoz Davası Temyiz Duruşması Yargıtay'da.
Balyoz Davası'nda en son Eski 1 Balyoz Davası'nda en son Eski 1.Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'ya 20 yıl...
Balyoz Davası'nda en son Eski 1 Balyoz Davası'nda en son Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'ya 20 yıl hapis kararı çıkmıştı. 361 sanıklı Balyoz davasının temyiz duruşmasının ikinci günkü oturumunun öğleden sonraki bölümünde emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'nın avukatı Kazım Yiğit Akalın 60 avukat tarafından hazırlanan 440 sayfalık temyiz savunmasını tamamladı.
Savunmanın sonuçlarını ve taleplerini 33 madde de sıralayan Akalın, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vasıfları kuşkulu, hukuka aykırı elde edilen sahte delillere dayanarak hüküm kurduğunu savunarak, kararın hatalı olduğunu söyledi. Suçun oluşabilmesi için cebir unsurunun bulunması gerektiğinin altını çizen Akalın, "Mahkeme bu suçun varlığına ilişkin somut delil tespit edememiştir. Dava konusu olay 765 sayılı TCK ele alındığında suçun unsurlarının oluşmadığı, cezalandırılabilecek bir fiil olmadığı açıktır. 5237 TCK'nın 316. 765. 321. maddeler ele alındığında bu suçların unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu konuda mahkeme bir değerlendirmede bulunmamıştır. Suçun icrasına başlandığının kabul edilebilmesi için cebire başlanması gerekir. Mahkemenin icra hareketlerinde cebir şiddet aranmayacağı şeklindeki görüşü ile suçta ve cezada kanunilik ilkesi açıkça ihlal edilmiştir" dedi.
-TESLİM EDİLEN DELİLERİN KAÇ ADET OLDUĞU ÇELİŞKİLİDİR-
Suça teşebbüsün söz konusu olabilmesi için cebrin bulunmasının zorunlu olduğunu ifade eden Akalın, cebrin başlangıcının icranın başlangıcı anlamına geleceğini, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının keyfi ve hukuka aykırı olduğunu savundu. Mahkeme kararında darbenin teşebbüs aşamasında kalmasının, Çetin Doğan'ın sağlık sorunlarına bağlanması konusunun hiç gündeme gelmediğini belirten Akalın, bu durumun sadece iddianamede yer aldığını Çetin Doğan'ın ameliyat sonrasında görevine dönmesine yönelik değerlendirmenin de hatalı olduğunu ifade etti.
Çetin Doğan'ın atanacak kadro bulunmadığı için emekli olduğunu anımsatan Akalın, bu durumunda 2 sene öncesinden bilindiğini, bu durumun da teamül gereği olduğunu kaydetti. Akalın, "Sözde darbe planının Aytaç Yalman tarafından önlendiği iddia edilmektedir. Mahkeme bu kişiyi tanık olarak dinlememiştir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, tanık olarak dinlenmiş ve duruşma tutanakları heyet tarafından dosyaya celp edilmiştir. Özkök'ün beyanları, Balyoz Darbe Planı duymadığı, Çetin Doğanın kadro yetersizliği nedeniyle emekli olduğunu söylemektedir. Dijital dokümanların delil niteliği konusundaki dünyada geçerli olan prensipler göz ardı edilerek karar verilmiştir. Muhbir Mehmet Baransu tarafından teslim edilen ve delil olarak ele alınan veriler hukuka aykırıdır. Teslim edilen delilerin kaç adet olduğu çelişkilidir" değerlendirmesinde bulundu.
-İMZASIZ DİJİTAL DOKÜMANLARLA SUÇLANMIŞLARDIR BU BAŞLI BAŞINA BOZMA SEBEBİDİR-
Yerel mahkemenin kovuşturma aşamasında tek bir bilişkişi incelemesi dahi yaptırmadığını ifade eden Akalın, CD içeriklerindeki zaman çelişkilerine değinerek, bunun da bir sahtecilik göstergesi olduğunu kaydetti. Sahte dijital verilere dayanılarak karar verildiğini savunan Akalın, kararda CD'lerin zaman çelişkilerine ilişkin geçerli gerekçe gösterilmediğini anlattı. Delillerin tartışması safhasının atlandığın ve sanık müdafilerin bulunmadığı sırada sanıkların savunmalarının alınmadan hüküm kurulduğunu ifade eden Akalın, sözlerine şöyle devam etti:
"Duruşmalarda tanık olarak dinlenen kişilerin sözde Balyoz'u daha önce duymadıklarını söylemişlerdir. Bildiğini söyleyen tek bir tanık beyanı bulunmamaktadır. Dosyada sadece muhbir Baransu'nun delil olarak sunduğu DVD'ler vardır. Balyoz, Suga, Oraj Harekat Planı ve ekleri incelendiğinde bir çok maddi hata bulunmaktadır. B u tespitler söz konusu planların sahteliğini görmezden gelerek hüküm kurulduğunu ortaya koymaktadır. Tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlar evrensel hukuk kaidelerine, AİHM yerleşik içtihatlarına açıkça aykırıdır. Tüm tutuklama ve devamı kararlarının imzasız dijital verilere dayanması mahkemenin keyfi tutumunu açıkça göstermektedir. Sanıklar kaçmamıştır, kendileri gelmiştir, diğer tutuklama unsurları gerçekleşmemiştir. Kuvvetli suç şüphesi geçerli bir gerekçe değildir. İmzasız dijital dokümanlarla suçlanmışlardır. Bu başlı başına bozma sebebidir."
-KARAR ESASTAN BOZULSUN-
Avukat Akalın, tüm tutuklu sanıklara ilişkin kuvvetli suç şüphesi varlığının göstergelerinin bulunmaması nedeniyle tahliye talebinde bulundu. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını esastan bozulmasını isteyen Akalın, aksi bir kanaat oluşması durumunda ise dosyanın eksik incelemeden bozulmasına karar verilmesini talep etti. Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul ise 2.5 gündür aralıksız savunma yapan Akalın'a "Duruşmada mesleki saygı içinde yaptığınız savunma nedeniyle size teşekkür ediyorum" dedi. Akalın'ın 440 sayfalık savunmasının ardından Engin Alan'ın avukatı Yakup Akyüz savunma yapmaya başladı. (YE/ÖZK) - Ankara