Haberler

Balyoz Planı Davası Temyiz Duruşması

Abone Ol

Avukat Şen: "Toplumun ciddi kesimi yargının belirli bir siyasal düşüncenin emrinde olduğunu, o düşünceyi gerçekleştirmek için araç haline geldiğini düşünüyor. Bunu da en temel insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaya yönelik tehdit olarak görüyor" "Biz bu davada maalesef kuzu durumundayız. Kurt bizi yemeye karar vermişse biz ne dersek boş" "Hukukun uygulanmasını istiyoruz. Bunu ancak vicdanı hür, irfanı hür, aklı tertemiz, tarafsız hakimlerin gerçekleştireceğine inanıyoruz. Biz sizden adalet bekliyoruz"

Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 361 sanıklı "Balyoz Planı" davasının, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına devam edildi.

Sanık Özgür Ecevit Taşçı'nın avukatı Özdeş Şehirlioğlu Çelik, iddianamede müvekkilinin isminin geçtiği öne sürülen belgelerden birinde isminin olmadığını, ismi geçen belgelerde ise kim tarafından, nerede, ne için görevlendirildiğini ortaya koyan delil bulunmadığını öne sürdü.

Ceza hukukunda hükmün şüpheye yer bırakmayacak delillerle kurulabileceğini ifade eden Çelik, maddi gerçeğe ulaşmak için gerekli araştırmaların yapılmadığını, bunun yapılması halinde müvekkilinin suçsuzluğunun ortaya çıkacağını savundu.

Özdeş, müvekkili hakkındaki mahkumiyet hükmünün bozularak, müvekkilinin beraatine karar verilmesini istedi.

Sanıklar Metin Yavuz Yalçın, Behzat Balta, Tuncay Çakan, Tevfik Özkılıç, Güllü Salkaya ve Erhan Kubat'ın avukatı Salim Şen, yargının içinde bulunduğu durumun, vatandaşlar nezdinde yargıya duyulan güvenin ne denli aşağılara indiğinin hergün sıklıkla karşılaşılan bir olgu haline geldiğini savundu.

Daha önce de yargıdan şikayet edildiğini anlatan Şen, "Toplumun ciddi kesimi yargının belirli bir siyasal düşüncenin emrinde olduğunu, o düşünceyi gerçekleştirmek için araç haline geldiğini düşünüyor. Bunu da en temel insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaya yönelik tehdit olarak görüyor" dedi.

Mahkeme heyetine, "Bulunduğunuz yer kutsal ama bu olayda taşıyacağınız hukuki ve vicdani sorumluluğunuz çok ağır" diyen Şen, "Dünyanın neresinde olursa olsun bir mahkemeyi mahkeme kılan o mahkemelerin kanunlara göre kurulmuş olması değildir, Türk milleti adına yargılama yapıyor olmanız, bunların hiçbirisi yeter şart değildir. Bir tek şart vardır. Hukuk felsefesinin gereği, fiilen yargıladığınız, şu anda içeride bulunan 200 küsur tutuklu sanığın ve yargılama potansiyeline sahip olduğunuz bütün vatandaşların, adil yargılanacağına olan inancıdır" diye konuştu.

Şen'in, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ciddi çoğunluğunun, mahkemelerin

adil yargılama yapmadığına inandığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Ekrem Ertuğrul, "Sayın Şen bunların kendi düşünceleriniz olduğunu söylerseniz iyi olur. Toplum adına karar veremezsiniz" diye araya girdi. Şen, kendi düşüncelerini ifade ettiğini belirterek savunmasını sürdürdü.

Yerel mahkemede adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarını dile getiren Şen, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği mahkemeden çıkan hiçbir sonucun, hiçkimseyi tatmin etmeyeceğini söyledi.

-"Ne desek boş"

Şikayetlerini yargılama boyunca binlerce dilekçeyle aktardıklarını ancak sonuç alamadıklarını ifade eden Şen, "Biz bu davada maalesef kuzu durumundayız. Kurt bizi yemeye karar vermişse biz ne dersek boş" dedi.

Mahkemenin verilerdeki çelişkilerle ilgili gerekçesini eleştiren Şen, şunları söyledi.

"Şu gerekçeyi hukuk fakültelerinde bitirme tezine yazsanız eminim ki o dersi geçemezsiniz. 'Sanıklar çelişkileri bizzat yapmışlardır, ileride yakalanmaları halinde argüman olarak kullanmak için yapmışlardır' deniyor. Bu kadarına pes. Niyet okuyuculuğu yapılmış. Bunu düşünen insanlar, 'yakalanırsak argüman olarak kullanalım' diye verilere çelişkili bilgi ekleyen insanlar, verilerin üstüne kendi ismini açık açık yazar mı? Buradan şu sonuç çıkıyor biz kuzuyuz. Ne yaparsanız yapın bu davanın siyasi hüviyeti değişmez. Siyasi içerikli davalar konjonktüre bağlıdır. Dönemin şartları neyi gerektiriyorsa davalar o şekilde algılanır. Onun için İstiklal Mahkemeleri de Yassıada Mahkemesi de 12 Eylül Mahkemeleri de siyasidir."

Ceza ve suçta şahsiliğe değinen Şen, "bir kısım sanıklar, bazı sanıklar" denilerek varılan hükümleri eleştirdi. Şen, "Yargıtaydan böyle bir kararın geçmesinin düşünülmesi mevzubahis olamaz" dedi.

Yerel mahkemedeki hakim ve savcıların usulü bilmemesinin mümkün olmadığını ifade eden Şen, bunun kararın siyasi olduğu düşüncesini doğurduğunu söyledi.

Şen, şunları kaydetti:

"Emin olun bunların hepsinin yanlış olduğuna, böyle olmadığına, sürecin böyle yürümediğine inanmak istiyorum. Hukuk hepimizin garantisi. Hukuk ve adalet herkese her zaman lazım. Eğer siz hukuku bir takım amaçların gerçekleştirilmesi için araç kılarsanız hiçbirimizin güvencesi kalmaz. Yarın başka bir gücün hukuku dayatıldığında kimsenin söyleyecek sözü kalmaz. Biz hukukçular, hukukun uygulanmasını istiyoruz. Bunu ancak vicdanı hür, irfanı hür, aklı tertemiz, tarafsız hakimlerin gerçekleştireceğine inanıyoruz. Biz sizden adalet bekliyoruz. Müvekkillerimin hepsi ağır sorumluluğunuzun yerine getirilip, adaletin tesis edilmesini istiyor. Sadece adalet istiyoruz, başka hiçbir şey istemiyoruz. Eğer hukuka uygun, somut çağdaş verilerle, delillerle ortaya konulabiliyorsa kimsenin söyleyecek tek sözü olmaz ama şu dosyanın neresinin hukuki olduğunu lütfen izah ediniz. Benim vicdanım rahat buradan çıkar giderim ama maalesef öyle değil."

Avukat Şen, müvekkillerinin mahkumiyetine dayanak gösterilecek somut delil bulunmadığını savunarak, yerel mahkeme kararının bozulmasını istedi. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title