Balyoz Planı Davası Yargıtay'da
361 sanıklı Balyoz Planı Davası'nın temyiz duruşmasına Yargıtay 9.Ceza Dairesi'nde devam ediliyor.
361 sanıklı Balyoz Planı Davası'nın temyiz duruşmasına Yargıtay 9 361 sanıklı Balyoz Planı Davası'nın temyiz duruşmasına Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde devam ediliyor. 16 sanığın Avukatı Hakan Tunçkol, Gezi Parkı eylemlerine dikkat çekerek, "Gezi olaylarında gördüğümüz gibi 100 metrelik Gezi'ye bile hakim olmak zordur. Bir hükümeti yıkmak istiyorsanız tüm Türkiye'ye hakim olmak artık günümüzde daha da zor" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Balyoz Davası'nda Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'ya 20 yıl hapis kararı çıkmıştı. 361 sanıklı Balyoz davasının temyiz duruşmasının 14. gününe Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde devam ediliyor. Emekli Orgeneral Şükrü Sarışık'ın Avukatı Osman Topçu, müvekkilinin iddianamenin 8. sırasında yer aldığını anımsatarak, Sarıışık'ın Plan Semineri'nin yapıldığı 5-7 Mart 2003 tarihinde korgeneral rütbesinde olduğunu, plan tatbikatına bir asker olarak, kendisine verilen emirlerle hazırlandığını ve olasılığı en yüksek riskler konusunda sunumlarda bulunduğunu ifade etti. Darbe suçlamasında cebir unsurunun gerçekleşmediğini anımsatan Topçu, mahkemenin darbe unsurlar gerçekleşmeden mevzuata aykırı hüküm kurduğunu savundu. Müvekkilinin, planın, planlama, hazırlık, koordinasyon ve icrasından sorumlu olmakla suçlandığını anlatan Topçu, yerel mahkemenin kararını eksik incelemeye, dayalı haksız, usul ve yasalara uygun olmadığını savunarak, savunmasını 15 madde halinde sıraladı.
-TÜBİTAK RAPORU CELSE ARASINDA İMZALATTIRILDI-
Dijital verilerin sahte olduklarına dair bir çok delil sunduklarını ancak bu delillerin CMK uyarınca tartışılmadan hükme bağlandığını savunan Topçu, "Eylem bir an için sabit kabul edilse dahi sanıkların üzerilerine atılı suçun maddi unsurlarından olan cebir unsuru olayda gerçekleşmediği halde tamamen mevzuata aykırı varsayımlarla hüküm kurulmuştur" dedi.
Suç vasfının lehe değişebileceğinin yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiğini öne süren Topçu, darbeyi önledikleri belirtilen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman ile dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün dinlenmeden eksik soruşturma ile karar verildiğini söyledi. Bilirkişi incelemesi yapılmamasını eleştiren Avukat Topçu, "Sahteliği iddia edilen dijital verilerin Genelkurmay Başkanlığı'nca da doğrulandığına dair yerel mahkeme kabulü gerçek dışı olup Genelkurmay Başkanlığı'nın böyle bir yazısı dosyada yoktur. Yerel mahkemenin kararına esas teşkil eden 1. TÜBİTAK bilirkişi raporunun imzasız olması, söz konusu imzaların çok sonraki bir tarihte celse arasında mahkeme tarafından tamamlattırılması yasaya aykırı olup hatalıdır. Yerel mahkemenin açık kaynaklardan elde ettiğini iddia ettiği sahte belgelerdeki zaman ve mekan çelişkilerinin güncelleme ile oluşturulduğu iddiaları da ilim ve fenne aykırı olup sadece bu kabul bile bozma nedenidir" ifadelerini kullandı.
Toplu tutuklama ile toplu ve gerekçesiz tahliye taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu savunan Avukat Topçu, "Yargılama sırasında en küçük bir menfi tavır ve tutum sergilemeyen müvekkil hakkında takdiri indirim uygulanmaması hatalıdır. Müvekkilin tahliyesine ve beraatını talep ediyorum" diye konuştu.
-"100 METRELİK GEZİYE BİLE HAKİM OLMAK ZORDUR"-
Ayhan Gedik, Şafak Durer, Mehmet Ferhat Çolpan, Ümit Özcan, Hakan İsmail Çelikcan, Ahmet Necdet Doluer, Levent Kerim Uça, Ömer Faruk Ağa Yarman, Enver Aksoy, Mehmet Cem Kızıl, Levent Ergün, Sencer Başat, Suat Dönmez, Hayri Güner, Doğan Temel ve Recep Rıfkı Durusoy'un Avukatı Hakan Tunçkol, 12 Eylül 1980'de gerçekleştirilen askeri darbeyi anımsatarak, "1980 darbesinden ancak iki insanı yargılayabiliyoruz, mahkemeye bile getiremiyoruz. Ancak MİT gibi istihbarat kurumlarının bile adını duymadığı Balyoz'u bu kadar sanıkla yargılıyoruz" dedi. Darbelerin kabul ettirilebilmesinin kolay olmadığına dikkat çeken Tunçkol, Gezi Parkı eylemlerine işaret ederek, "Gezi olaylarında gördüğümüz gibi 100 metrelik Gezi'ye bile hakim olmak zordur. Bir hükümeti yıkmak istiyorsanız tüm Türkiye'ye hakim olmak artık günümüzde daha da zordur" değerlendirmesinde bulundu.
-"TÜRKİYE'Yİ O KADAR KARIŞTIRMAYALIM KARŞI GÜÇLERİ BERTARAF EDELİM"-
Balyoz Planı Davası'nın küresel güçler tarafından organize edildiğini savunan Tunçkol şunları söyledi:
"Bütün bunları büyük olaylar hazırlayan küresel güçler yapmışlardır. Bu öyle bir güçtür ki Arap Baharı'nda Libya, Mısır ve Tunus'u da organize etmiştir. Ama Türkiye'de öyle bir yola başvurmamıştır, belki de bunun nedeni Türkiye'nin önemli bir pazar olmasıdır. "Türkiye'ye araba satıyoruz, telefon satıyoruz o kadar karıştırmayalım, bize karşı olan karşı olan güçleri bertaraf edelim yeter' demiştir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın odasına böcek konulabildiğini, Genelkurmay Başkanının konuşmasının dinlendiğini hatırlatan Tunçkol, Gölcük Donanma Komutanlığı'na da belge yerleştirilebileceğini ifade etti. Tunçkol, "Darbe, hükümeti ortadan kaldırmaktır, 1980 darbesi örnek alındı deniliyor. Ancak 12 Eylül 1980 darbesinde denizciler, havacılar kullanılmamıştır. Deniz altıcının, hücum botçunun darbeye ne katkısı olabilir ki? Amaç, mevcutları tasfiye, geride kalanları pasifize etme, değiştirme ve dönüştürme operasyonudur. Belki sanıklar beraat edecek ama 2.5 yıldır tutuklular. Bu pırıl pırıl, her yeri birincilikle bitiren kişilerin 2.5 yılını kim geri verecek? Listeler darbe karşıtı olabilecek insanlardan seçilmiştir. Seçilen kişiler hep kurmay ekolünden ve idol olmuş isimlerdir. Bu operasyon bu başarılı isimleri pasifize etmek için askeri vesayetini kaldırmak için yapılmış olabilir" dedi.
-"ANNESİ OĞLUNU İTALYA'DA GÖREVDE BİLİYOR"-
Tunçkol, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in davaya ışık tutabilmesi için tanık olmasını istediklerini, bilgi edinme yolu ile Genelkurmay Başkanlığı'na başvurduklarını, kendilerine mahkemenin çağırması durumunda geleceğinin söylediğini anlattı. Müvekkili Doğan Temel'in, Necdet Özel'i ikna etmekle görevlendirildiğinin iddia edildiğini vurgulayan Tunçkol, "Konumu gereği kendisi mahkeme gelseydi böyle bir şeyin ima bile edilmediğini söylerdi. Bu hukuksuzluğun sizlere tarafından önleneceğini düşünüyoruz. Bizim ceza sistemimizde ibretlik ceza yoktur, topluma yeniden kazandırma vardır" ifadelerini kullandı.
Sanık Hakan İsmail Çelikcan'ın 83 yaşındaki annesinin oğlunun İtalya'da görevde olduğunu sandığını ve 2.5 yıldır evlerinde haber kanalı izlenmediğini anlatan Tunçkol, sözlerine şöyle devam etti:
"Kaybedilen tek şey Türkiye'nin geleceğidir. Onlar zaten asker kişilerdir, ölmek veya öldürmek için yaratılmışlardır, belki bir bomba patlasa şehit olsalar bir kere ölürlerdi ama böyle her gün ölmektedirler. Çünkü suçsuz bir insana verilecek bir gün ceza bile suçlu bir insana verilen 10 yıldan daha ağırdır. Bu olay küresel güçlerin psikolojik harekatlarından ve güç gösterisinden başka bir şey değildir. Müvekkillerim tümgeneraldir ve üniversite, enstitü gibi dünyanın bütün okullarındaki müdüründen farkları yoktur, bombaları silahları yoktur. Bu olay kurmay subaylara müdahaledir. Bunlar öyle bir seçilmiş ki, tuğgeneral, tümgeneral veya komutan olacak isimlerdir."
-"ORDU DİN DÜŞMANI POZİSYONUNA SOKULMAK İSTENMİŞTİR"-
Müvekkillerinden bazılarının Yargıtay Cumhuriyeti Başsavcılığı tarafından beraatları istenen 67 sanıktan tek farkının general olmaları olduğunu ifade eden Avukat Tunçkol, iddianamede ordunun bir din düşmanı pozisyonuna sokulmak istendiğini iddia ederek, "Tıpkı Fatih Camii'nin bombalanacağı iddiası gibi" dedi. Tunçkol, müvekkillerinin tahliyelerini ve beraatlarını talep etti. (ANKA/DEVAM) (YE/HF) - Ankara