'Barış Elçisi' unvanı alan Afgan mülteci: Türkiye'ye minnettarım
KAYSERİ'de kurulan Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ARSA) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Zakira Hekmat (31), ABD'nin başkenti Washington'daki sivil toplum kuruluşu HasNa tarafından 'Barış Elçisi' unvanına layık görüldü.
KAYSERİ'de kurulan Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ARSA) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Zakira Hekmat (31), ABD'nin başkenti Washington'daki sivil toplum kuruluşu HasNa tarafından 'Barış Elçisi' unvanına layık görüldü. Türkiye'ye öğrencilik döneminde geldiğini belirten Hekmat, " Türkiye'den destek aldım ve okudum. Şu anda meslek sahibiyim. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne çok minnettarım ve çok teşekkür ediyorum" dedi.
Afganistan'da yaşayan Zakira Hekmat, 2008 yılında eğitim için geldiği Türkiye'de Kayseri'deki Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde üniversite eğitimine başladı. 6 yıl süren eğitimin sonunda üniversiteden doktor olarak mezun olan Hekmat, 2014 yılında ARSA'yı kurdu. Ailesi Afganistan'da yaşayan Hekmat, Kayseri'deki mültecilere yardım için gönüllü faaliyetler düzenledi. Hekmat, 400 gönüllüsü bulunan dernekteki çalışmalarından dolayı ABD'nin başkenti Washington'daki sivil toplum kuruluşu HasNa tarafından 21 Eylül Dünya Barış Günü'nde 'Barış Elçisi' unvanına layık görüldü. Dünyadaki 7 barış elçisinden biri olan Hekmat, faaliyetlerini gönüllü olarak sürdürüyor.
'BİR KAÇ NESİLDİR AFGANİSTAN'DA BARIŞ GÖRMÜYORUZ'Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olarak doktorluk yapmaya başladığını dile getiren Hekmat, "Ben öğrenci olarak geldiğim için kalacak yerim vardı, dil eğitimi aldım, tıp okudum ve doktor oldum. Ama benim sahip olduğum şansa sahip olmayan bir sürü çocuk vardı. Bu nedenle mülteci olanların elinden tutmak istedim. Burada çok sıkıntı çekiyorlar, bunu bildiğim için onlara umut olayım diye gönüllü olarak çalışmaya başladım. Ben de, babam da savaş mağduru. Bir kaç nesildir biz hiç barış görmedik Afganistan'da. Benim ve babamın tek ortak noktası, ikimizin de savaş çocuğu olması. Bu nedenle ben Türkiye'ye gelince, benim gibi Türkiye'ye gelen diğer kişilere yardım etmek istedim" dedi.'ÇEŞİTLİ SOSYAL FAALİYETLER DÜZENLEDİK'Hekmat, dernek kapsamında yaptıkları gönüllülük faaliyetleri ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Kadınlar için el sanatları faaliyetlerini başlattık. Kadınlar için Türkçe kursu açtık. Çocuklara yönelik Türkçe, İngilizce eğitimleri, sosyal faaliyetler düzenledik. Hastaneye giden kişiler için tercümanlık yapıyordum. Çünkü Türkiye'de sadece Göç İdarelerinde Farsça tercüman bulunuyor, onun dışındaki herhangi bir kurumda Farsça tercüman yok. 2018 yılında Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği'nin katkıları, Göç İdaresi'nin ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle uyum çalışması başlattık. Çalışmalarımız halen daha sürüyor."'HEM AFGANİSTAN HEM DE DÜNYADA BARIŞ ÜMİT EDİYORUM'Dünyada en fazla mültecinin Türkiye'de olduğunu hatırlayan Hekmat, "Türkiye dünyada en fazla mültecinin bulunduğu ülke. Ben de onlardan biriyim. Öğrenciyken Türkiye'ye geldim. Türkiye'den destek aldım ve okudum. Şu anda meslek sahibiyim. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne çok minnettarım ve çok teşekkür ediyorum. Hem Afganistan'da hem de tüm ülkelerde barış olmasını ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.