Haberler

Başbakan Erdoğan (2): Türkiye Şamar Oğlanı Değildir

Abone Ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiç kimsenin şamar oğlanı olmadığını ve hiç kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği, yelteneceği bir ülke olmadığını belirterek, "Türkiye iç işlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme"...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiç kimsenin şamar oğlanı olmadığını ve hiç kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği, yelteneceği bir ülke olmadığını belirterek, "Türkiye iç işlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke değildir" dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiç kimsenin şamar oğlanı olmadığını ve hiç kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği, yelteneceği bir ülke olmadığını belirterek, "Türkiye iç işlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke değildir" dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Burada saat 15.00'de başladığı konuşmasını 16.00'da tamamlayan Erdoğan, İstanbul'un önemine dikkat çekti. İstanbul'un bir deniz feneri gibi olduğunu, kendilerine yol, yön göstereceğini, kendilerinin bu istikamette yürüyerek Selçuklu ihtişamı, Osmanlı kudretini Türkiye Cumhuriyeti bayrağı olarak en yüksek burçlara hep birlikte dikeceklerini söyleyen Erdoğan, "Şunu dünya üzerindeki herkes bilsin ki bu ülke, bu millet, tarihte nasıl medeniyetlere istikamet çizdiyse, tarihte istikamet çizecek güç ve kudrete fazlasıyla sahiptir. Biz 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak başı öne eğilecek bir millet asla değiliz" dedi.

-"ÜST PERDEDEN HİZAYA ÇEKİLECEK BİR ÜLKE OLARAK KİMSE GÖRMESİN"-

Türkiye'nin her ülke ile dostane ilişki içinde olmaya, her kurumla samimi işbirliği geliştirmeye büyük özen gösterdiğini dile getiren Erdoğan, "Ancak hiç kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun ve örgütün üzerimizde ahkam kesmesine, irademize yön vermesine asla müsaade etmeyiz. Biz iradesi teslim alınacak, özgürlüğüne ipotek konulacak, istikameti başkaları tarafından belirlenecek bir millet asla ve asla değiliz. Türkiye büyük bir devlet, büyük bir milletir. Türkiye'nin çıkarı neredeyse biz oraya gideriz. Menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde işbirlikleri ararız, ilişkileri geliştiririz ama Türkiye'yi asla tek taraflı etki altına alınacak, tek taraflı yönlendirilecek, üst perdeden hizaya çekilecek bir ülke olarak kimse görmesin. Biz, alçak gönüllüyüz ama "alçaklık komplesi' ile hareket etmeyiz. Türkiye'nin gururunu kıracak hiçbir harekete, söyleme, tutuma eyvallah etmeyiz" ifadelerini kulandı. Bu noktada İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un bir şiirinden de örnek veren Başbakan Erdoğan, gençlere şöyle seslendi:

"Sevgili gençler, Mehmet Akif'in şu dörtlüğünü özellikle aklınızdan hiç çıkarmayın. Asla dilinizden de düşürmeyin. Ne diyor Akif? "Doğduğumdan beridir aşığım istiklale, bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale, yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum."

-"TÜRKİYE ŞAMAR OĞLANI, KİMSENİN ÜZERİNDE AMELİYATA YELTENECEĞİ BİR ÜLKE DEĞİL"-

Erdoğan, bu dörtlüğü okumasının ardından partililer tarafından, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diyerek uzun süre alkış aldı. Bunun üzerine Erdoğan ise "Biz de sizlerle gurur duyuyoruz. Çünkü siz Asım'ın neslisiniz. Biz Asım'ın nesliyle gurur duyuyoruz" sözleriyle karşılık verdi. Bu tezahürlerin ardından konuşmasına devam eden Başbakan Erdoğan, "Evet. Sabrımız, tahammülümüz, hoş görümüz uysallığımız, yumuşak başlılığımız hiç kimse tarafından farklı anlaşılmasın, yanlış anlaşılmasın. Türkiye hiç kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye, hiç kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği, yelteneceği bir ülke değildir. Türkiye iç içlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke hiç değildir" diye konuştu.

-"ÇOCUK GİBİ AVUTULACAK, OYALANACAK BİR ÜLKE DEĞİLİZ"-

Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde isim vermeden AB'yi de eleştiren Erdoğan, bir hususun daha altını kalın çizgilerle çizmek durumunda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Türkiye, dış politikada istikametini değiştiren bir ülke değildir. Ancak Türkiye, dış politikada kendisine istikamet çizilecek bir ülkede değildir. Biz millet, ülke olarak kendi istikamet tercihimizi yapacak gücü, iradeye, mümeyyizlik vasfına ziyadesiyle sahibiz. Türkiye tarihi Malazgirt'ten, hatta çok daha öncesinden Batı'ya doğru akan bir tarihtir. Ancak, tarih ve istikbal batıya doğru akarken, köklerimizi, dost ve kardeşlerimizi unutmamızı, onlara sırt çevirmemizi kimse bizden beklemesin. Ayrıca biz batıya doğru akan bir istikbal içinde, kalıba sokulacak, zincire vurulacak hele hele bir çocuk gibi avutulacak, oyalanacak bir ülke de değiliz" diye konuştu.

-"EKSEN KAYMASI DEĞİL, OYALANMAYA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"-

Türkiye'nin bin yıllardır olduğu gibi bugün de, yarın da istikbali olan yürüyüşünü devam ettireceğini söyleyen Erdoğan, bu yürüyüşün, akışın önüne engel çıkartılırsa, bu yürüyüşün oyalama suretiyle yavaşlatılmak istendiğinde, kendilerinin aynı istikamette ama farklı mecralarda yürüyüşlerini kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, "Sözlerimi bir eksen kayması, bir hedef sapması, bir istikamet değişimi olarak anlayan veya böyle anlamak isteyenler varsa, onlar çok büyük bir yanılgının içindedirler. Milletimizin gösterdiği istikamette kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ancak bizim oyalanmaya tahammülümüz yoktur. Sudan, komik bahanelerle kapıda bekletilecek bir ülke değiliz" dedi.

-"BİZE DEDİKLERİ "KRİTERLERİ YERİNE GETİRMİYORSUNUZ' KRİTERLERİ KARŞILAMAYAN BİRÇOK ÜLKEYİ ÜYE YAPIYORSUNUZ"-

Erdoğan, Kömür Birliği, Demir Çelik Birliği'nin, 1958'de kurulduğunu, ortada o zaman Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupa Birliği olmadığını kaydetti. Türkiye'nin 1959'da topluluğa üye olmak için başvurduğunu söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"1959'dan sonra 1963'te tabi ana muhalefetin genel başkanına ithaf olunur. Onun zihniyetinin o zamanki temsilcisi olan Sayın İnönü, o zaman Avrupa Birliği ile alakalı ki tabii o zaman AET ona imzasını atıyor. Çok ilginçtir o günden bugüne, 1996 Gümrük Birliği'ne giriyoruz. Malum Tansu Hanım o zamanlar Başbakan. Helsinki zirvesinde orada da yeni bir süreç başlıyor ve 54 yıldır Türkiye oyalanıyoruz. Çıkıyorlar bize dedikleri şu "kriterleri yerine getirmiyorsunuz.' Kriterleri karşılamadığı halde birçok ülkeyi üye yapıyorsunuz. Ancak iş Türkiye'ye gelince "kriterleri karşılamıyorsunuz' bahanesini öne sürüyorsunuz. Tabii köşelerinden bizim bu yaklaşımlarımızı farklı şekilde hala değerlendirenler var."

-"DAVOSUN BENİM İÇİN İKİ HATIRASI VAR"-

AB'nin Güney Kıbrıs'ı Birliğe almak istediği zaman, Kuzey ile Güney'in birleştirilmesi noktasında yürütülen çalışmada, Türkiye'nin garantör ülke olması ile birlikte çalışma yaptıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin girişimi ile çalışmaların Davos'ta olduğunu kaydetti.

Davos'un kendisi için iki hatırası bulunduğunu söyleyen Erdoğan, "Bunlardan birisi olumludur, diğer olumsuzdur. Olumlu olan Kofi Annan'a yaptığım tekliftir. "Gel şu Kıbrıs sorununu çözelim, sen bu işin başını çek. Biz her zaman Rumlar'dan bir adım önde olacağız' dedim. Hakikaten görüşmelerini yaptı ve "yola çıkıyoruz' dedi. Başarısız olduğumuz veya bende olumsuz hatıra bırakan da Şimon Peres olayıdır. Onu da biliyorsunuz One Minute olayı" dedi. (ANKA/DEVAM)

(HMD/OLÇ) - İstanbul

Kaynak: ANKA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği İstanbul Haliç Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title