Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması
Arınç: "Meclis Başkanı bir sene müddet vermişti biz ona bir sene daha ekledik ama iki senenin sonunda havanda su dövmeye niyetimiz yok" "4 parti içerisinde ben en büyük kabahati CHP'ye bul...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak, "Meclis Başkanı bir sene müddet vermişti biz ona bir sene daha ekledik ama iki senenin sonunda havanda su dövmeye niyetimiz yok" dedi.
Arınç, TRT Haber'in canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın yeni bir anayasa yapılamamasına ilişkin sözlerinin sorulması üzerine Arınç, Kılıç'ın sitemlerinde haklı olabileceğini belirterek, "Ama ben kendi partim adına şundan eminim. Biz elimizden gelen bütün gayreti gösterdik. Samimi olarak yeni bir anayasa yapmanın mümkün olabildiğini düşündük. Meclis Başkanı bir sene müddet vermişti biz ona bir sene daha ekledik ama iki senenin sonunda havanda su dövmeye niyetimiz yok. Sayın Başkan da bunu gördü, parti liderlerine mektup yazdı ve sürecin devamının mümkün olmadığına kara verdi" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın bazı konferanslarda yeni anayasa yapmanın bir görev olduğunu ifade ettiğini hatırlatan Arınç, 80 askeri darbesini yapanları ağır hapis talebiyle yargılayan bir yargı olduğunu ifade ederek, "Ama biz onların anayasasıyla hala devam etmeye çalışıyoruz. Bu çelişkinin sahiplerinin yüzünün kızarması lazım. Biz kendimizi nasıl savunuyoruz. Biz yapmak istedik ama olmadı. Daha önce 2007 seçimlerinden sonra biz bu iddayla ortaya çıkmış ve kendi partimiz olarak anayasayı hazırlayarak kamuoyuna sunmak durumunda kalmıştık. Ama bunun karşılığı parti hakkında kapatma davası açılması oldu" değerlendimsenide bulundu.
Bu durumun görünen ve görünmeyen sebepleri olduğuna dikkati çeken Arınç, şunları söyledi:
"Görünen sebepler gazete küpürleridir. Laikliğe aykırı bir eylemin odağı olmak. Görünmeyen sebep yeni, çağdaş, sivil bir anayasa yapma iddiamızdır. Bunu adım gibi biliyorum. 2011 seçimlerinden bu yana da 'hadi Meclis yapın bunu' diyoruz. 12 Eylül 2010'da referandumda kazandığımız haklarla artık darbeciler yargılanıyor. Onları koruyacak hükümler kalmadı. Ondan sonra ne darbe var ne cunta var. Madem onlar yok onların anaysasını da reddedelim. Esasen 175 maddenin neredeyse yarısı da değişti. Alaca bulaca bir anayasa bize yakışmıyor. 'Gelin yapalım' dedik. tekliflerimizi hazırladık. 4 parti içerisinde ben en büyük kabahati CHP'ye buluyorum. Hiçbirisi anayasayı yapmak iddiasıyla o masaya oturmadı. Günlük kavgalar, münakaşalar, birbirlerinin aleyhinde konuşmalar neredeyse üçü birbirileriyle kavga edecek noktadaydı. Günler geçti, haftalar geçti ve büyük bir sabır içinde arkadaşlarımız beklediler. Sonunda iki yıl geçmiş oldu. Anayasa Mahkemesi Başkanımız herkesi suçluyorsa ben en azından bizim payımıza düşenin çok az olduğuna inanıyorum."
Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kendi metnimizi yazar geçeriz" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise "Bu dönem sonuna kadar bunun mümkün olamayacağını düşünüyorum. Zaman kalmadı. Önümüz mahalli seçim, arkası cumhurbaşkanlığı seçimi, arkasından da biz tek başımıza yapsak bile sayımız yetmiyor. Kendimizi aldatmayalım. 330'un altında milletvekilimiz olduğuna göre 3-5 fireyle de 320'yi zor bulacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
-"Halk ne derse o"-
Diğer partilerden destek almak için de zaman kalmadığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"CHP 'gelin şu 60 maddeyi çıkaralım' dediğimizde önce 'evet' dedi sonra sırtını döndü. MHP kesinlikle razı değil. BDP ile beraberlik işi nereye kadar götürür, ne kadar güvenebiliriz. Unutmayalım ki BDP geçmiş anayasa oylamalarında siyasi partilerin kapatılmasına bile karşı çıktı. Hiçbir maddede de oy kullanmadı. 12 Eylül 2010'da götürdüğümüz referandum için söylüyorum. Kaldı ki siyasi boyutuna da bakmamız lazım. CHP'nin, MHP'nin kabul etmediği bir anayasa değişikliğini biz BDP ile yapmaya kalkarsak sayımız yeter mi, bunun kamuoyundaki algılanması nasıl olur bunları düşünmek gerekiyor."
Yeni anayasa konusunda bir sonraki dönemde çok rahat olacaklarını kaydeden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletin önüne çıkarız. 'Ey benim sevgili milletim, ben yeni, çağdaş, sivil, demokratik bir anayasa yapmak istedim ama Mecliste buna imkan bulamadım. Sana söz, bana tek başına anayasa yapacak noktada milletvekili verirsen ben bunu yapacağım. Sen benim kararlılığımı biliyorsun. Yok vermezsen de sana teşekkür ederiz. Demek ki, yeni bir anayasa yapma konusunda halkımızın talebi bu kadar güçlü değil' deriz. Halk ne derse o. ya verecek bize 367'den fazlasını biz bu işi yapacağız ya da vermeyecek, takdiri öyledir. Biz buna güveniyoruz. Halkımızın bu konudaki taleplerini yerine getirecek bir partiye destek olması gerekiyor. Onun sözünü de veren sadece biziz."
-Eski ABD Başkanı Jefferson'un sözleri-
Newseum Müzesi'nin de ziyaret kapsamında olduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, müzenin basını yakından ilgilendirdiğini özellikle müzenin bir bölümünün basın özgürlüğü ve gazetecilerle ilgili olduğunu söyledi. Müzenin bir bölümünün eski ABD Başkanı John F. Kennedy ile ilgili olduğunu kaydeden Arınç, "Kennedy, bildiğiniz gibi 50 yıl önce bugün Dallas'ta bir suikaste maruz kalmış ve hayatını kaybetmişti. ABD'de bugün bu 50. yıl konuşuluyor ve tartışılıyor. Gazetecilerin eskiden yaşamış olduğu olaylar, eski mafya bağlantılı gelişmeler, casusluk ilişkileri... Çok enterasan bir müze. Washington'a bundan sonra gelecek olan herkese tavsiye ediyorum. Temel objelerle muhafaza edilmiş. Kennedy'yi öldüren Oswald'ın üzerindeki kazağından, ceketine, kullandığı silahına kadar orada teşhir ediliyor. Onu öldüren Ruby'nin kıyafetleri sergileniyor. Eski günleri hatırlamış olduk orada" diye konuştu.
Öte yandan eski ABD Başkanı Thomas Jefferson Anıtı'nda gezdiğini anımsatan Arınç, Jefferson'un söylemlerinin çok önemli olduğunu kaydetti. Arınç, "Bunlar ABD'nin kurucuları. O anıtın içerisinde onun nutkundan bazı parçalar var. Bir defa çok inançlı bir insan. 'Bizi yaratan Allah bize haklar verdi. Bu haklar şunlardır ve herkes için geçerlidir' diyor. Paragraflar her yerde 'Bizi yaratan Allah' diye başlıyor. Bu ABD'deki din ve vicdan özgürlüğünün de farklılıklara sevgiyle yaklaşmanın da göstergesi. Çünkü Amerika'da 55'e yakın etnik kökenli topluluk var. Bunların bir kısmı kendi dillerini de konuşuyorlar ama bunlar ABD çatısı altında kendilerini ifade edebilecek hayat bulabilecek bir yaşantını içerisindeler" ifadelerini kullandı.
Jefferson'un sözlerini Türkçe tercümesiyle birlikte bir programda okanması gerektiğinin altını çizen Arınç, şunları kaydetti:
"Belki bizim çözüm sürecinin bazı ipuçlarını Jefferson'un bu sözlerinde bulmak mümkün. Çok büyük bir iddia belki ama insanların temel hakları bütün dünyada aynı ve bu yaradılışımızdan gelen haklar. Bunları gözardı etmek, reddetmek, inkar etmek de mümkün değil. Onları yazmış ve kuruluş beyannamesinin de bunlar aynen yer alıyor."
- Amerika Birleşik Devletleri