Başbakan Yardımcısı İşler, sanayicilerle kahvaltıda bir araya geldi -
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Hakikaten 'Abbas yolcu' ama bu Abbas kim? 30 Mart'tan sonra yolcu olan Abbas, Kemal Kılıçdaroğlu olacak.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Hakikaten 'Abbas yolcu' ama bu Abbas kim? 30 Mart'tan sonra yolcu olan Abbas, Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Bu seçimde de yenilgi aldıktan sonra o partinin başında duramayacak, kendisi yolcu olacak" dedi.
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Konya'ya gelen İşler, Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerle kahvaltıda bir araya geldi.
İşler, burada yaptığı konuşmada, 2002'den bu yana sürekli büyüyen, ekonomide, sanayide, ulaşımda, eğitimde, sağlıkta sorunlarını çözmüş, 2023 hedeflerini açıklamış bir Türkiye'nin olduğunu, bu durumun birilerini ciddi şekilde rahatsız ettiğini söyledi.
Bazı kesimlerin Gezi Parkı olaylarını başlattıklarını, ancak başarısız olduklarını, ardından 6 ay sonra 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonunun yapıldığını anlatan İşler, şöyle devam etti:
"Ne yaparlarsa yapsınlar, yeni Türkiye'de milletten aldığı yetkiyi, milletin iradesini sonuna kadar kullanan bir iktidar var. Herkesin hesabı vardır, milletin de hesabı var. Allah'ın da hesabı var. Bütün bu yapılanlara, şantajlara, tehditlere, montajlara rağmen biz bu ortaya çıkan paralel yapıyla da mücadelemizi aslanlar gibi sürdürüyoruz. Son yıllara bakıldığında bütün yaşanan kirli olayların arkasında, devlet içine sızmış bu çetenin, yapının olduğunu görüyoruz. Geçmişte CHP ve MHP'ye de aynı tehdidi, şantajı yaptılar. O partiler zarar gördü bu çatıdan, ama bugün bakıyoruz ki o partiler bile bizi, bu mücadelemizde yalnız bıraktı. Fakat biz milletimizden aldığımız yetkiyle, milletimize olan güvenimizle, bu mücadeleyi başlattık. Gerekli tedbirleri aldık. 30 Mart'tan sonra da bu mücadelemizi güçlü bir şekilde yürütme kararlılığı ve arzusundayız."
- "Halbuki provokasyonu yapanlar kendileri..."
Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan İşler, "Burak Can Karamanoğlu'nun faillerinin bulunmasıyla ilgili bir gelişme var mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Burak kardeşimizi öldüren örgüt bu olayı üstlendi zaten. Sayın Başbakanımız da bunu meydanlarda açıkladı. Tabii ki bunların faillerinin yakalanması konusunda güvenlik güçlerimiz gerekli çalışmaları yapıyor. 30 Mart seçimlerine giderken şurada 16 günümüz kaldı. Son 3-4 gündür sokakların yeniden hareketlendiğini gözlemliyoruz. Aslında 30 Mart'a kadar elbetteki bir takım gelişmeler bekliyorduk. Zaten uzun zamandır, tehditler şantajlar, kasetler montajlar, biliyorsunuz almış başını gidiyor. 30 Mart seçimleri Türkiye'nin kader seçimi olacağı için, Türkiye'nin geleceği oylanacağı için, özellikle de muhalefet partileri ve bir takım aşırı örgütler, paralel yapıların hükumeti düşürmek için ellerinden gelen gayreti göstereceğini bekliyorduk. Ancak bu son yaşanan olaylar... Ben daha önce de söyledim, provokasyonlar Gezi olaylarının bir kopyası şeklinde tezahür etti. Sokakları terörize ederek, bir takım bahanelerle 'acaba hükumeti zayıflatabilir miyiz, hükümet aleyhine bir kamuoyu oluşturabilir miyiz' gayreti, çabası içine girdiklerini görüyoruz. Çok gariptir ki; ana muhalefet partisi genel başkanı bizi provokasyon yapmakla suçluyor. Halbuki provokasyonu yapanlar kendileri... Kendi milletvekilleri attıkları twitlerle herkesi meydanlara çağırıyor. Kendi de genel başkan olarak birçok kez meydanları adres olarak göstermiştir, yapmış olduğu açıklamalarda. Biz, iktidar olarak kaostan beslenecek durumda değiliz. Kaostan beslenenler, kendileri kaos çıkararak, 'acaba ülkede bir karışıklık olur da biz de bundan nemalanabilir miyiz' gayreti içinde. Biz istikrar ve huzur istiyoruz. İktidar olarak bunun çabası içindeyiz. Bu doğrultuda yolumuza devam ediyoruz. Gerekli tedbirleri de alıyoruz, ama ne gariptir ki CHP'nin genel başkanı hem provokasyonu yapıyor, -milletvekilleri, biliyorsunuz bütün sokak olaylarında ön planda yer almalarına rağmen- bir de çıkıp bizi itham edercesine, milletin zekasıyla, aklıyla dalga geçercesine bir politika izliyor."
İşler, Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda yaptığı konuşmalarda ipe sapa gelmez iddialarda bulunduğunu, bundan dolayı da sürekli iftira ve yalanla politikasını götürdüğünü dile getirdi.
- "Asılsız iddialar ve provokasyonlarla toplumu germe çabası içinde"
Kılıçdaroğlu'nun müfteri olduğunun mahkeme kararlarıyla tescil edildiğini ifade eden İşler, şunları kaydetti:
"Kendisi, başta Kayseri büyükşehir belediye başkanımız hakkında yaptığı itham sonucunda tazminata mahkum edildi. Başbakanımız da açıkladı. Kendisi birçok tazminat kazandı. Belli bir meblağa ulaşınca, belki halka ziyafet çekecek. Sayın Kılıçdaroğlu, kendine biraz çeki düzen vermek ve ağzından çıkan laflara dikkat etmek durumunda. Asılsız iddialar ve provokasyonlarla toplumu germe çabası içinde. Bu gayret ve çabadan kendisinin nemalanacağını düşünüyor. Dün yine baktık ki; meydanlarda 'Abbas yolcu' gibi bir ifade kullanmış. Doğrusu ben bu ifadeyi duyunca güldüm. Hakikaten 'Abbas yolcu' ama bu Abbas kim? 30 Mart'tan sonra yolcu olan Abbas, Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Bu seçimde de yenilgi aldıktan sonra o partinin başında duramayacak, kendisi yolcu olacak."
- "Her türlü tedbiri alıyoruz, alacağız"
İşler, bir gazetecinin "Provokasyonların 30 Mart'ta sandığa yansıyacağı şeklinde iddialar var" hatırlatması üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu seçim hakikaten bizim için de önemli. Bize karşı oluşturulan cephe için de son derece önemli olduğu için, her türlü provokasyonu yapacaklar. Başta sandıklarda olmak üzere... Biz bunları bekliyoruz, ama hükümet ve güvenlik güçleri olarak her türlü tedbiri alıyoruz, alacağız. 30 Mart'ta bu tedbirlerin alınmış olduğunu hepimiz göreceğiz. Bu tür provokasyonlar niye yapılıyor? Bütün çabalara rağmen hala AK Parti açık ara birinci parti olarak bütün anketlerde çıkıyor. Bunu hazmedemeyenler, 30 Mart'ta bu sonucu alamayacaklarını anladıkları için provokasyona başvuruyorlar. Seçimin şeffaflığına, güvenilirliğine gölge düşürme gayreti içine de girebilirler. Bütün bunlara rağmen biz inşallah huzur içinde bu seçimi yapacağımızı düşünüyoruz. 30 Mart akşamı da yeni bir milat olacak. Türkiye'de AK Parti olarak biz 3. defa bu yerel seçimden başarıyla çıkacağız. Milletimiz oynanan oyunların, kurulan kumpasların farkında. Bundan dolayı bu tür oyunlara, kumpaslara, ayak oyunlarına prim vermiyor."
Milletin, oyunu istikrardan yana kullanacağını vurgulayan İşler, "İş adamlarıyla görüşüyoruz. Gezi'den tutun da 17 Aralık sonrası yaşanan olaylara baktığımızda, bütün iş adamları şikayetçi durumdan. Ortalığın karıştırılmasından, ekonominin yaşananlardan şu veya bu şekilde zarar görmesinden dolayı iş adamları huzursuz. Herkes huzur istiyor, istikrar istiyor. Milletimiz 30 Mart'ta yeniden AK Parti'yi destekleyerek, bu huzur ve istikrar doğrultusunda oyunu kullanacak. Yeni, güçlü Türkiye'yi milletimizle inşallah hep birlikte inşa edeceğimizi düşünüyorum."
- CHP'nin TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırması
İşler, CHP'nin TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmasıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Meclis'in olağanüstü toplanmasını gerektirecek bir konu yok, ama maalesef muhalefet yine basit ayak oyunları neticesinde, seçim öncesi 'acaba oradan bir nemalanabilir miyim' düşüncesinde. Bir siyasi şov olarak Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdılar. Meclis Başkanımızın ne zaman, hangi gün toplantıya çağıracağını bilmiyoruz, ama toplandığı zaman zaten biz AK Parti olarak Meclis'te her zaman varız. Meclis'te oluruz. O gün de zaten genel kurulun bilgisine sunulacak. Meclis'in olağanüstü toplanması gerektiği kanaatinde değilim. Siyasi şov olarak bunu algılıyorum. 'Acaba oradan nemalanabilir miyiz' düşüncesiyle yapıyorlar. Aslında ana muhalefet partisinin attığı adımlarda çok da fazla hikmet aramaya gerek yok. Biliyorsunuz; daha önce kanunlaşmadan önce Anayasa Mahkemesine iptal için başvurdular. Böyle garip hareketler içine girebiliyorlar. Aslında ben bunu bitmişliğin, çaresizliğin, tükenmişliğin bir göstergesi olarak görüyorum. Buradan bir şey çıkmayacağını hepimiz millet olarak göreceğiz."