Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: "Son Yıllarda Türkiye'de Her Alanda Önemli Gelişmeler Oldu"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, son yıllarda Türkiye'de her alanda önemli gelişmeler olduğunu belirterek, "Henüz Türkiye istediğimiz yerde değildir.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, son yıllarda Türkiye'de her alanda önemli gelişmeler olduğunu belirterek, "Henüz Türkiye istediğimiz yerde değildir. Futbol tabiriyle konuşmak gerekirse play off'ta oynuyoruz ama henüz dünyanın birinci, süper ligine çıkmış değiliz. Dünyanın süper ligine çıkmak için herkes kendi ödevini en iyi şekilde yapmak, milli sorumluluk içinde sorumluluklarımızı yerine getirerek, en ileri düzeyde görevlerimizi yapmak mecburiyetindeyiz." dedi.
Kurtulmuş, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve üst yöneticisi (CEO) Zeynep Bodur Okyay'a, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından fahri doktora unvanı tevcih törenine katıldı.
Ayazağa Kampüsü'ndeki törende konuşan Kurtulmuş, sanayi-üniversite iş birliğine verdikleri önemi göstermek ve bundan sonraki dönemde Türkiye'nin daha ileriye gidebilmesiyle ilgili hiç olmazsa karınca kararınca bir destek verebilmek için etkinliğe katıldığını anlattı.
Zeynep Bodur Okyay'ı tebrik eden, Türkiye sanayisine katkıda bulunan bir grubun liderini fahri doktora ile ödüllendirdiği için İTÜ yönetimi, senatosu ve rektörünü de kutlayan Kurtulmuş, grubun kurucusu İbrahim Bodur'a da Allah'tan rahmet diledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, dünyanın önemli bir süreçten geçtiğini dile getirerek, dünyada hem ekonomik hem siyasi anlamda yeniden oluşların, eski alışkanlıkların terk edilişlerinin çok hızlı bir şekilde yaşandığını söyledi.
Ciddi bir dengesizlik dönemi yaşayan dünya siyasetinin denge arayışı içinde olduğunu, belki on yıllar boyunca siyasi türbülansların sürdürecek gibi görünüyor. Soğuk savaş sonrası ortaya çıkan tabloda dünya eski düzenini kaybetmiş olmakla birlikte yeni bir siyasal yapı, denge ve düzeni kuramamış olmanın verdiği sıkıntıları dünyanın her yerinde yaşıyoruz. Bu sıkıntılardan büyük oranda nasibini almış bölgelerden biri de bizim ide içinde bulunduğumuz Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Ön Asya coğrafyası dediğimiz bu bölgedeki gelişmelerdir. Türkiye bu yeni siyasal sistemin önemli aktörlerinden birisi olmaya aday bir ülkedir. Türkiye bu anlamda dünyadaki siyesi gelişmeleri yakınen takip ediyor ve değişen yeni denklemin içerisine güçlü bir değişken olarak girebilmenin mücadelesini veriyor." diye konuştu.
-"4. sanayi devrimi dediğimiz süreci yakalayabilme fırsatı önümüzdedir"
Aynı şekilde dünya ekonomisinin de önemli bir türbülanstan geçtiğine dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1950'ler 1960'lar hatta 1970'lerin ortasına kadar dünya ekonomisindeki yapı çok yalın ve anlaşılabilir bir yapıydı. Sanayi toplamlarının ortaya koşmuş olduğu büyük refah dalgası özellikle gelişmiş ülkelerde büyük bir refah sağlıyor ve bunu topluma yayıyordu. Gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasında teknoloji üretimi kadar varolan bir farklılık vardı. Eski döneme ait olan o sömürü alanları ciddi bir takım ayrımcılıklar oluşturuyor ama bunların kapatılması için de bir takım gayretlerde bulunuluyordu. Ancak 1970'lerin ortalarından itibaren dünya ekonomisi yeni bir döneme girdi. Bir tarafta yüksek teknolojilerin çok hızlı bir şekilde üretilmesi, diğer tarafta da küreselleşme çabalarının bütün dünya ekonomik sistemini etkisi altına almasıyla çok hızlı değişen bir ekonomik döngünün içerisine girdik. Bu süre içinde teknoloji alanında büyük gelişmeler oldu ama sanayi toplumlarının ortaya çıkardığı o bolluk, refah toplumu geride kaldı. Dünya ekonomisinde teknoloji ve bilgi üretenler diğer ülkelere fark atmaya başladılar. Ayrıca 1990'lara geldiğimizde dünya ekonomisi yeni bir safhaya girmiş oldu o da finans kapitalizme diyeceğimiz yeni bir dönemdir. Bu dönemde de finansal gücü elinde bulunduranlar, para kaynaklarına hükmedenler ve bu para kaynaklarını küresel üretimin aracı haline döndürebilenler de ciddi bir şekilde sistemi domine etmeye başladılar. Bilgi ekonomileri, sanayi ötesi ekonomiler dediğimiz bu ekonomiler, halen özelliklerini devam ettiriyor ve nereye doğru evrileceğini bilmediğimiz bir şekilde süratle gelişiyor. Bütün bunların şunun için ifade ediyorum. Türkiye olarak bu yeni ekonomik serüvende önümüze çok önemli imkanlar ve fırsatlar çıkıyor. Ne yazık ki 1., 2. ve 3. sanayi devrimin arkasında kalmış Türkiye'nin şimdi 4. sanayi devrimi dediğimiz bu süreci yakalayabilme fırsatı önümüzdedir. Bunun için artık eskisi gibi doğal kaynakları sadece birtakım araç ve gereçlere sahip olanlar ya da 1990 ve 2000'lede olduğu gibi finansal güce sahip olanlar değil, bilgiye stratejik bir güç olarak sahip olanlar çok daha avantajlı bir noktaya gelecektir.Bunun için bilgiyi iyi üretebilen, bilginin üzerinde yenilik yaparak, teknolojik buluşları ortaya koyarak, bilgiyi ekonomik bir değer haline getirerek rekabet edebilenler, bunları ürün şekline, teknoloji ve marka haline dönüştürebilenler önümüzdeki dönemde ciddi anlamda avantajlı hala gelecektir. "
"İş, siyaset ve bilim dünyası el ele çalışmalı"
Kurtulmuş, bunun için sadece iş dünyası, üniversiteler ve siyasetin çabalarının yeterli olamayacağını belirterek, iş, siyaset ve bilim dünyasının el ele kol kola çalışması gerektiğini söyledi.
Herkesin eski döneme ait olan alışkanlıklarını bir tarafa bırakarak, çok daha güçlü bir şekilde hareket etmek durumunda olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Artık üniversite sadece anfi ve dersliklerden ibaret değildir. Artık üniversite sadece akademik kariyerlerin verildiği bir yer de değildir. Şehir, sanayi, üretimle alakası olmayan üniversitelerin dünyadaki gelişime katkı sunabilmesi ve Türkiye'nin gelecek hedeflerine destek olabilmesi artık mümkün değildir. Aynı şekilde sanayinin de sadece bir takım avantajlar ve çok yüksek karlar üzerinden hareket etmesi ya da iş dünyasının da yük sek karlılığı ana hedef haline getirmesi bu da yeterli değildir. Bu alanda üniversite, sanayi işbirliğinin zorunlu olduğunu bu anlamda kuluçka merkezlerinin, tekno parkların hatta sosyo parkların üniversitelerin ve sanayinin gelişmesi için zaruri olduğunu ifade etmek isterim. Artık şehrin, hayatın içinde olmayan üniversitenin ciddi bir şekilde varlığını sürdürmek çok mümkün değildir. Bu anlamda siyasetin yapması gereken de üniversitelerin gücünü artırmak, üniversitelerde özgür ve bağımsız bilim ortamını sağlamak, iş dünyasında katılımcılık, rekabet ve yeniliği artırmak, Türkiye'nin hem siyaset hem ekonomi alanında uluslararası rekabet edebilirliğini ve imkanlarını artırabilmektir. Tabiri caizse ön almaktır, ön açmaktır ve hedef göstermektir. Bu çerçevede Türkiye'nin 2023 ve 2053 hedefleri de fevkalade önemlidir." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, son yıllarda Türkiye'de her alanda önemli gelişmeler olduğuna dikkati çekerek, "Henüz Türkiye istediğimiz yerde değildir. Futbol tabiriyle konuşmak gerekirse play off'ta oynuyoruz ama henüz dünyanın birinci, süper ligine çıkmış değiliz. Dünyanın süpür ligine çıkmak için herkes kendi ödevini en iyi şekilde yaparak, bir milli sorumluluk içinde bu ülkeye sorumluluklarımızı yerine getirerek, en ileri düzeyde kendi görevlerimizi yapmak mecburiyetindeyiz." dedi.
-"Bizim bilimde güçlü olmamız lazım"
Türkiye'nin sanayileşme tarihi, ekonomi tarihinin aynı zamanda Türkiye'nin bir ihanet tarihi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye uzun yıllar boyunca milli bir ekonomiye sahip olmak için çabaladı durdu. Ne zaman Türkiye ileriye gitse, birileri Türkiye'nin ayaklarından çekip geri atmaya çalıştı. ya siyasetinde ortaya çıkarılan birtakım türbülanslarla ya terör vasıtasıyla Türkiye'nin kaynakları elinden alınarak maalesef ilerlemeden, kalkınmadan uzaklaştırılmaya çalışıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin sanayileşme tarihi üzerindeki bazı "karanlık noktaları" örnek vererek bu konulara da dikkati çeken Kurtulmuş, İTÜ'nün bu konular da çalışma yapmasını istedi.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin o dönemde sadece umutlarını gömmediğini, o dönemde Türkiye'ye operasyonlar yapılırken Türkiye'nin aynı zamanda bağımsız, yerli, milli, güçlü bir sanayi hamlesi bakımından da on yıllarını kaybettiğinin altını çizdi.
Tükriye'nin son zamanlarda kendi insansız hava araçlarını yapabildiğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Terörle mücadelede bu İHA'larımıza bir de silahlı İHA'ları yanlarına katalım diye birkaç sene dost ve müttefik bildiği ülkelerin kapısını aşındırdı. Bugün sınırlarımızın güneyinde PYD/PKK'ya açık bir şekilde silah verenler, Türkiye'nin bu meşru silah talebini karşılamadılar, Türkiye, silahlı İHA'lara sahip olamadı. Derler ya, 'Kötü komşu adamı ev sahibi yapar.' Bunun sonucu olarak da çok şükür şimdi Türkiye İHA'larına da silahlarını koyarak terörle mücadelede de son derece aktif bir şekilde kullanabilir noktaya geldik. Bizim bilimde güçlü olmamız lazım. Bilgi ekonomilerinde ileri geçebilmemiz lazım. Bu, yeni ekonomik düzenin bize sunduğu imkanları inşallah en güzel kullanacağız. Türkiye'de, ikinci, üçüncü sanayi devriminde geri kaldığımız zamanları da telefi edeceğiz. Güçlü teknolojimizle, Türkiye'nin yenilik yaptığı alanlardaki başarılarıyla dünya ekonomisinde rekabet edebileceğiz. Bileceğiz ki, içinde yaşadığımız coğrafya, milli, bağımsız bir sanayi ve ekonomi karakterine sahip olmaktan başka Türkiye'ye başka hiçbir şans tanımıyor."
Kurtulmuş, Türkiye'nin yarınlarının bugünkünden çok daha aydınlık olacağını ifade ederek, "Üniversite-sanayi işbirliği bakımından bugünkü fahri doktora töreninin çok anlamlı olduğunu görüyorum. Kendisine fahri doktora takdim edilecek Zeynep Bodur Hanımefendi'yi tebrik ediyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi Senatosu'na bir kere daha teşekkür ediyorum."diye konuştu.