Haberler

Basın Konseyi Hazırladığı Silivri Gerçeği Kitabını İngilizce'ye Çevirdi

Güncelleme:
Abone Ol

Basında sansürün kaldırılışının 105. yılı nedeniyle Basın Konseyi'nin düzenlediği "basın özgürlüğü" panelinde Silivri'de tutuklu olan gazeteciler fotoğraflarıyla salonda hazır bulundular.

Basın Konseyi'nin düzenlediği, Basın Özgürlüğü Panelinde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu; "Tencere tava çalan komşunuzu şikayet edin" diyen Başbakan Erdoğan'ı, "Mussolini İtalya'sındaki gibi, Komşunun komşuyu izlediği bir toplum, her tarafından çatır çatır çatlar" diyerek cevapladı. Avukat Turgut Kazan da herkesi tencere tava çalmaya davet etti.

Halk Tv Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün; kendi yayınlayamadıkları görüntüleri Halk Tv'ye aktaran Türk medyasının, kendilerine güç kattığını söyledi, Radikal Yazarı Ezgi Başaran da "Gazeteciler çok haysiyetsiz bir dönem geçiriyor" dedi ve bunun karakterine etki yaptığın açıkladı.

Basın Konseyi Başkan Pınar Türenç, paneli açarken; " Sansürün kaldırılışının 105.nci yılında ülkemde hala sansürü konuşmak, basın özgürlüğünün kısıtlanmasından yakınmak, cezaevlerindeki gazetecileri görmek Basın Konseyi Başkanı olarak, bana tarifi mümkün olmayan acılar veriyor" diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Basın Konseyi olarak, cezaevinde yatan tutuklu gazetecilerle yaptığımız görüşmeleri kitaplaştırdık, İngilizce çevirilerini de yaptırdık ve Avrupa Parlamentosunda 50 den fazla parlamentere yolladık.

Bununla da yetinmedik, tutuklu arkadaşlarımızın anlatımına dayanarak hazırladığımız kitabın İngilizce çevirilerini Ankara'daki AB ülkelerinin büyükelçilerine, uluslararası basın örgütlerine ve yayın kuruluşlarına bu İngilizce yayını da yolladık."

Gazeteci Yazgülü Aldoğan'ın yönettiği panelde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Gezi Parkı eylemiyle başlayan olaylarda, başta Birleşmiş Milletler, uluslararası kuruluşların gözünde Başbakan Erdoğan'ın sınıfta kaldığını, ancak bir tek kendisinin polisleriyle birlikte sınıfı geçtiklerini iddia ettiğini söyledi.

Basında sansürün kaldırılışının değil, kaldırılamayışının 105'nci yıldönümünün tartışıldığını söyleyen Feyzioğlu, sandıkla gelen sandıkla gider sözünün önemli ancak tek başına bir şey ifade etmediğini vurguladı.

Mussolini'nin "Komşunuzu sevin, ancak aynı zamanda komşunuzu kontrol edin" sözlerini hatırlatan Feyzioğlu, halkı tencere tava çalan komşularını şikayet etmeye çalışan Başbakan Erdoğan'ın çok tehlikeli bir çaba içinde olduğunu söyledi.

Radikal Yazarı Ezgi Başaran, "Türk Basın Tarihinin en kötü dönemi olabilir ama meslektaşlarımızın, muhabirlerin hiçbir suçu yok, onlar işlerini yapıyorlar, ancak yaptıkları işler birkaç kişi tarafından konmuyor" diye yakındı ve şöyle konuştu:

"Meslektaşlarını muhbir gibi ihbar eden gazeteciler ortaya çıktı. Her zaman dik durmaları gereken gazeteciler, neden bu kadar ezik oldular, neden bu kadar haysiyetsiz oldular. Başbakan'dan çok başbakancı olan danışmanlar, gazeteciler var. Sanıldığı gibi otosansür altında değiliz az sayıda yöneticinin vesayeti altındayız."

Gezi Parkı olaylarındaki yayınlarıyla dikkat çeken Halk Tv'nin Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün, kendi kanallarında kullanılmayan görüntülerle kendilerini destekleyen meslektaşlarının, başarılarında pay sahibi olduklarını açıkladı.

"Halkın içinde olursanız halk sizi bulur" diyen Hakan Aygün, artık medyada sahiplik sorunu kalmadığına dikkat çekerek; "Artık RTÜK'ten bağımsız bir sosyal medya var, herkes görüntülerini sosyal medyada paylaşabiliyor, yakın gelecekte herkesin şahsi televizyonları olacak" dedi.

"Türkiye'nin AKP darbesiyle karşı karşıya olduğunu" söyleyerek konuşmasına başlayan Avukat Turgut Kazan ise; gazete toplantılarında artık hangi haberin kullanılacağının değil, hangi haberi görmezden geleceklerinin konuşulduğunu öne sürdü. AKP'nin yargı formatı kullanılarak halkı ezmeye çalıştığını ve ezdiğini vurgulayan Kazan, şunları söyledi:

"İfade özgürlüğü nedeniyle kimseyi tutuklamıyorlar, KCK'sınız, Ergenekon'sunuz, teröristsiniz diye suçluyorlar. Bu mahkemeler durdukça kimsenin güvenliği yoktur ve olmayacaktır. Darbeyi yalnız asker mi yapar, siz yargıya dayanarak darbe yapıyorsunuz."

Panelin sonunda; bir dönem tutuklu olan ve halen tutuksuz yargılanan Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Sait Çakır ve Coşkun Musluk da cezaevi anıların konuklarla paylaştılar.

Bu arada Mustafa Balbay ve Prof. Mehmet Haberal'ın cezaevinden yolladıkları mesajları da okundu.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title