Basın ve İfade Özgürlüğü' Paneli
* Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Gazeteciler, gazetecilik faaliyetlerinden ötürü, ağırlaştırılmış müebbet, 42 yıl hapis cezası gibi cezalarla yargılanıyorlarsa bunun uluslararası demokratik sistemde yeri yoktur" İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, " Var olanları uyguluyor musunuz ki, yeni anayasa diyorsunuz? Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA Basın Konseyi'nin düzenlediği 'Basın ve İfade Özgürlüğü" paneli Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
* Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç,
"Gazeteciler, gazetecilik faaliyetlerinden ötürü, ağırlaştırılmış müebbet, 42 yıl hapis cezası gibi cezalarla yargılanıyorlarsa bunun uluslararası demokratik sistemde yeri yoktur"
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal,
" Var olanları uyguluyor musunuz ki, yeni anayasa diyorsunuz?
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
Basın Konseyi'nin düzenlediği 'Basın ve İfade Özgürlüğü" paneli Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Panele,
TBMM Eski Başkanı ve "Milli Merkez" oluşumu başkanı Hüsamettin Cindoruk, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve Prof.Dr. Süheyl Batum katıldı.
" 'TUTUKLULUK NEDEN' DİYE SORMAKTA BİZİM HAKKIMIZ.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, 'En son iki gazeteci tutuklandı. Can ve Erdem. Sadece gazetecilik yapan iki gazeteciydi onlar. Gazeteciler, gazetecilik faaliyetlerinden ötürü, ağırlaştırılmış müebbet, 42 yıl hapis cezası gibi cezalarla yargılanıyorlarsa bunun uluslararası demokratik sistemde yeri yoktur ve bunu demokratik ülkelere anlatmanız çok zordur. Kaçma şüphesi yoksa, soruşturma kapsamında yargılama mümkünse, 'tutukluluk neden' diye sormakta bizim hakkımız. O zaman bu iki gazeteciye neden dokunuldu, neden tutsak edildi' Bunu da sormak lazım. Haberin peşinde koşan insanlar, sadece gazetecilik yapıyorlarsa ve gazetecilik sergilemek için kalemlerini oynatıyorlarsa, bunlar tutuklanıyorsa bunun hukukla ilgilisi yok. Bunu kabul edeceğiz" dedi.
'VAR OLANLARI UYGULUYOR MUSUNUZ Kİ, YENİ ANAYASA DİYORSUNUZ?"
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da, 'Artık bir panelde, tek başına yargı bağımsızlığını konuşmanın bir anlamı yok, basın özgürlüğünü konuşmanın bir anlamı yok, bugün mikro şeyleri konuşmanın bir anlamı yok. Büyük fotoğraf var. O büyük fotoğrafın içinde ancak bunları görebiliriz. Bizi tuzağa düşürüyorlar, büyük fotoğrafı gizleyip, HSYK'yı tartışalım efendim, 'öyle mi olsun, böyle mi olsun'. Tuzak burada. Yeni anayasa diyorlar ya, basit bir soruyu niye sormuyoruz halk olarak' Daha demokratik, daha özgürlükçü? Yahu var olanları uyguluyor musunuz ki, yeni anayasa diyorsunuz? Bu anayasa istediğiniz kişiyi keyfi olarak gözaltına alabilirsiniz mi diyor? Peki, hiç kimse önceden izin almaksızın, silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilir demiyor mu bu anayasa? Ben soruyorum, nesini, hangi maddesini ve niçin değiştirmek istiyorsunuz?" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE GERÇEKTEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMADIĞI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ"
Prof. Dr. Süheyl Batum panelde yaptığı konuşmasında, "30 Aralık 2015 tarihi itibariyle, 107 bin 500 web site erişime kapatılmış. 2006'da 4, 2009'da 9'Bir anda 2011 yılından sonra başlıyor. Her halde şimdi rakam 108 bini bulmuştur. Şimdi size bu rakamları vererek şunu söylemek istiyorum; Türkiye'de gerçekten basın özgürlüğünün olmadığı bir dönem yaşıyoruz" dedi
"BİZİM DE BİR PARALELİMİZ VAR"
Panel öncesinde konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ise, "Mensubu olduğum partinin tarihinde 3 kez ihrac edilmiş tek kişiyim ben. Ben hep mahkeme kararlarıyla döndü. Mevcut düzene itirazcı birisiyim ama sadece en önem verdiğim konu şu oldu; özgürlüklerimi milletin değerlerine barışık bir dille kullanmaya çalıştım. Beşiktaş'ta ortaya koyduğumuz yeni dili lütfen takip ediniz, milletin değerleriyle barışık. Tam anlamıyla merkez siyasetin aslında. Yeni Türkiye'nin değerlendirme parametreleri çok farklı. Kim için apıyoruz bunu, kim için mücadele ediyoruz, siyaset yapıyoruz, Türkiye'nin geleceği için. Atatürk'ün çağdaş Türkiye hedefine dair sorumlulukları yerine getirmek için. Maalesef benim mensubu olduğum parti içinde bu konuda endişesi, derdi olanlar bir türlü o sürecin içine gençleri katamıyoruz. Benim en çok eleştirdiğim ve bu nedenle belki dördüncü kez ihraç edilebilirim, parti içine siyasi ensestin, paralel yapının, yanlış anlamayın, AK Parti'nin bir paraleli var ama bizim de bir paralelimiz var. Buna dair yüksek eleştirilerde bulunuyorum" ifadelerini kullandı.