Haberler

'Baskı Ne Kadar Güçlü Olursa Hiciv O Kadar Güçlenir'

Güncelleme:
Abone Ol

26 Şubat günü Albert Long Hall'da düzenlenen panelde Bonanno ve Bilginer, kullandıkları mizahla kitleleri nasıl etkilediklerini izleyicilerle paylaştılar.


Yaratıcı eylemleriyle geniş kitleleri etkileyen The Yes Men'in kurucularından Mike Bonanno ile mizah yoluyla Türkiye'de yepyeni bir haber dili yaratan Zaytung'un kurucusu Hakan Bilginer, Boğaziçi Chronicles etkinlikleri kapsamında moderatörlüğünü Ömer Madra'nın üstlendiği "Bir Direniş Yöntemi Olarak İktidarın Taklidi" başlıklı söyleşide bir araya geldiler.

Mizahla bir direnç virüsü yayıyoruz

The Yes Men'de kullandıklarının tam olarak iğneleme olmadığının altını çizen Bonanno, temelde iktidar ve otoriteden yola çıkarak başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermeye çalıştıklarını söyledi. Bonanno, "Yaptığımız işi 'kimlik düzeltmesi' olarak tanımlıyoruz. Politika yaparken eğleniyoruz çünkü bu ikisi birbirini kapsıyor. Yaptıklarımızı komik ve eğlenceli kılan politik içerikli olmaları… Biz gülmeyi seviyoruz. Mizahın bulaşıcı olduğunu ve insanlara bir çeşit direnç virüsünü yaydığımızı düşünüyoruz" dedi.

Eylemlerimize karşı dava açılmasını istiyoruz

Bonanno ayrıca, eylemlerde hedef aldıkları kişi ve kurumların kendilerine dava açmalarını tercih edeceklerini söyleyerek, "Davalar uzun sürüyor. Bu sayede dikkat çekmek istediğimiz konuları pek çok kez gündeme taşıyabiliyoruz. Dünya Ticaret Örgütü bize açtığı davayı geri çekti. Çekmeseydi bu konuyu çok daha uzun süre tartışılmasını sağlayabilirdik'' derken Zaytung'un kurucusu Hakan Bilginer ise hukuki yönden sorun yaratabilecek içerikler hakkında dikkatli davrandıklarını ve henüz bir davaya muhatap olmadıklarını söyleyerek bu gibi durumlarda açılacak davaların davacı tarafa zarar vereceği görüşünü destekledi.

Başarısızlıklar başarıya doğru atılan adımlardır

Mike Bonanno söyleşide The Yes Men'in ''Dünyayı düzeltme'' iddiasından söz ederek ''Çeşitli kampanyalar yürüten örgütlerle bir arada çalışarak mevzuatta, devlet politikalarında yolunda gitmediğine inandığımız şeyleri değiştirmeye uğraşıyoruz. Dünya Ticaret Örgütü'nün iklim değişikliği politikası ile ilgili çalışmalarını etkiledik. Büyük şirketler bu örgütten ayrılmaya başladılar. Sonunda politikalarını değiştirmek zorunda kaldılar'' dedi. Aktivist hareketlerin başarılı olana kadar çok uzun süre başarısız olma ihtimali olduğunu da ekleyen Bonanno, yıllar sonra değişim yaratan hareketlere örnek olarak köleliğin kalkmasını ve kadınların seçme-seçilme hakkını kazanmasını gösterdi.

Hakan Bilginer: Zaytung insanlara 'yalnız değilim' hissini yaşatıyor

İnsanların Zaytung'da neyi komik bulduklarına dair kesin bir şey söylemenin mümkün olmayacağını belirten Hakan Bilginer ise "Birçok okurdan aldığımız geribildirimler, insanların yaptığımız haberlerle rahatladığı ve olan bitenin absürtlüğü karşısında sessiz bir dayanışmanın parçası haline geldiklerini gösteriyor. Bir bakıma 'Bunu saçma bulan bir tek ben değilmişim, bu ülkede bir şeylerin yanlış gittiğini düşünen başka insanlar da varmış' diyor ve yalnız olmadıklarını hissetmekten hoşlanıyorlar'' diye konuştu.

Mike Bonanno ise bu tür örneklerin tarihte çok sık görüldüğüne değinerek, bu dayanışmanın otoritenin baskısıyla yeraltına itilen fikirlerin sonucu olarak doğduğunu söyledi. Bonanno, "Örneğin, Polonya'da ve Rusya'da direniş döneminde böyle bir dayanışmanın ortaya çıkışını görüyoruz. Diğer sesler bastırıldığında ortaya çıkan ortak ses, kimsenin yüksek sesle dile getiremediği şeyleri mizah yoluyla söylenebilir hale getiriyor. Baskı ne kadar güçlüyse hiciv de o kadar güçlü oluyor" dedi.

Siyaset ciddiyetini yitirdi

Gündeme yansıyan haberlerin absürtlüğünün yaratıcılığı artırdığını ve kendilerini gazetelerle rekabet içinde gördüklerini söyleyen Bilginer, siyasi gündemin ve aktörlerin durumu ile ilgili görüşlerini ise, "90'larda da siyaset ve siyasi liderler vardı. Onlar da zaman zaman saçmalardı. O zaman da ülkede kötü bir şeyler olurdu ama işler biraz daha önemli ve ciddi havada yürürdü. Bütün o saçmalıklar o devlet ciddiyetinin çizgileri içinde kalırdı. Fikren en karşısında olduğunuz siyasetçiye bile karşısına geçip fikrinizi söyleme cesareti bulamazdınız. Bilgisiyle, eğitimiyle, vereceği bir yanıtla haklı bile olsanız sizi bastıracağını düşünürdünüz. Şimdi ise 'bu insanlar söylediklerinde, yaptıklarında gerçekten ciddi mi diye kuşkuya düşüyorsunuz. Bizim kuşak için devlet ciddiyetinde uzaklaşılmasının da şaşırtıcı bir etkisi var" şeklinde açıkladı.

The Yes Men : Eylemleriyle kamuoyu yaratan ikili

Boğaziçi Chronicles'in konukları Andy Bichlbaum ve Mike Bonanno, The Yes Men ile sahte web siteleri hazırlayarak, politikacı veya önemli kurumların üst düzey temsilcisi kılığında toplantılara katılarak gerçekleştirdikleri yaratıcı eylemlerle tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardılar. The Yes Men, bugüne dek Dünya Ticaret Örgütü'nden George Bush'a; Heritage Foundation'dan Dow Chemical'a pek çok kişi ve kurumu hedef alan eylemleriyle çeşitli konularda önemli bir kamuoyu yarattı.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Dünya Ticaret Örgütü Hakan Bilginer Ömer Madra Türkiye Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title