CHP'li Güler'e Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü Verildi
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları kapsamında, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'e 'Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü' verildi.
Eğitim-iş Antalya Şubesi'nin 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında bu yıl 5'inci Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü, CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr Birgül Ayman Güler'e verildi.
Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Konyaaltı Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Böcek, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şube başkanı İbrahim Daş, CHP İl Başkanı Devrim Kök ve çok sayıda eğitimci katıldı. Türk Sanat Müziği konseriyle başlayan törende, emekliye ayrılan öğretmenler plaket ve kalemle ödüllendirildi. Törende, Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Eğitim- İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık tarafından Prof. Dr. Birgül Ayman Güler'e takdim edildi.
ÖDÜLÜN ADI ÇOK AĞIR
Bu ödülün yaşamında bazı şeyleri değiştireceği ve adının çok ağır olduğunu belirten İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Başöğretmen Atatürk'ün uğruna mücadele ettiği ve bizlere hedef diye bıraktığı bağımsızlık ilkesinin yerle bir edildiğini söyledi.
İKTİSADİ VE SİYASİ BAĞIMSIZLIK YOK
Türkiye'nin iktisadi ve siyasi olarak bağımsız ülke olmaktan çıkarıldığını savunan Güler, iktisadi bağımsızlığın Türkiye'nin üretim gücünü montajcılığa sıkıştıran bir korkak sanayileşme, dünya ticaretinde yabancı büyük sermayenin acentesi olmaya sıkıştırılan Osmanlı'dan kalma korkaklık ve cumhuriyetin kurduğu devlet işletmelerinin özelleştirilmesi sonucu olduğunu kaydetti. İktisadi bağımsızlığın siyasi bağımsızlığın temeli olduğuna işaret eden Güler, "Benim için Türkiye'nin siyasi bağımsızlığını yitirdiği olay '6'ncı filoya hayır' diyen Deniz Gezmişlerin darağacında sallandırmasıdır. Bugün hem iktisadi hem siyasi bağımsızlığımızın yitirildiğine dair en canlı örnek bu ülkenin Başbakanına, ABD Oval ofisinden beyzbol sopası gösterilmesidir. Ne yazık ki bağımsızlık kaybedilmiştir. Biz yeniden inşa etmek göreviyle karşı karşıyayız" dedi.
ANDIMIZ TEPKİSİ; 'ŞEREFSİZCE SUÇLADILAR'
Ulusal devlet ilkesine karşın Cumhuriyet boyunca gizli gizli, sinsi sinsi çalışanlar maalesef şimdi açıktan iş gördüğü, devleti ele geçirdiğini dile getiren Birgül Ayman Güler, Türk ulusunu ortadan kaldırma cesaretini çıkardıkları yasalarla, yönetmelikle gösterdiklerini dile getirdi. Irkçıdır diye Andımızın kaldırıldığını hatırlatan Prof. Dr. Güler, "Bu ulusal birlik belgesini hiç utanmadan şerefsizce suçladılar ve uygulamadan kaldırdılar. Devlet tabelalarındaki T.C.'yi silmeye kalkıştılar. Biz kendi ülkemizde kendi ülkemizin tabelasını valilik binasında görmek istediğimizde polis tarafından coplandık, hakkımızda kovuşturmalar yapıldı. Tarihte bunun gibi ihanet örneği yok. Tarihte görülmemiş türden bir akıl tutulması. Bu simgesel işler gerçek, bugün iktidarda bulunan parti anayasadan ve Türk vatandaşlığını silmek için partisinin görüşünü komisyondaki parti temsilcilerine teslim etti. Bu da ihanetin belgesidir" diye konuştu.
İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI
Türkiye'nin 14 ayrı milliyete bölünmek ve 14 ayrı etnik kökenin anadilinin resmi dile dönüştürülmek istendiğini öne süren Prof. Dr. Güler, şunları kaydetti: "Bunlara karşı ikinci Kurtuluş Savaşı'nın artık başlatılması gerekir. Sandıkta mı sandıkta, sokakta mı sokakta, evde mi evde, sınıfta mı sınıfta. Bizim temel varoluş koşullarımıza emperyalizmle işbirliği içinde dini istismar eden, etnikçi, liberal ağızların yardımıyla emperyalistler aynı 1918'deki gibi cepheyi kurmuşlar, 'elimizden kaçtılar, nasıl oldu kuruldu anlayamadık, ama 100 yıl sonra var ya yok edeceğiz ki bu da tarihe mazlum millet başarısı falan yoktur' diye yemin etmişler. İkinci saldırılarına hazırlandılar ve saldırıya geçtiler. Meşru müdafaa, yaşamımız ve çocuklarımızı savunma hakkımız var. Şimdiden sonra bizim için Mustafa Kemal'in söylediği gibi 'Hattı müdafaa yok, sattı müdafaa var.' O sat evlerimiz, okullarımız, çarşı, Türkiye'nin her yeri. Yapılmak istenen bir milliyetler devleti kurmaktır. Başbakanın deyişine göre 37 aslında Osmanlı'daki sayıdır, etnik 14 toplumun her birine hukuki siyasi statü verilsin, hepsinin dili resmi dil olsun. Türkiye milliyetlerden oluşmuş bir toplum ve Türkü de milliyetlerden biri sayalım. Türklerinde içinde olduğu bu milliyetler bohçasına biz iki adım dahi adım atamayacak modeli hayata geçirelim sonra onun içinden istediğimizi çekip alırız."
'BAŞÖRTÜSÜYLE SORUNUMUZ YOK'
"Eğer bir Başbakan 'Dinimizin emridir takacak tabi' deyip yönetmeliği değiştiriyorsa, Anayasadaki laiklik ilkesini açıktan açığa ihlal etmiş demektir" diyen CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. birgül Ayman Güler, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Dini siyasete, kendi iktidarına alet eden, din istismarcısı bir başbakan. Diktatörlük, gericilikle tanımlanacak. Bizim başörtüsüyle hiçbir zaman sorunumuz olmadı, bizim dini siyasete alet eden türbanla sorunumuz oldu. Gazamız mübarek olsun ikinci Kurtuluş Savaşımız başarıya ulaşacak ben hiç kuşku duymuyorum." - Antalya