Haberler

Batı Avrupa'nın İslam medeniyetine ev sahipliği yapan tek başkenti Madrid

Güncelleme:
Abone Ol

İspanya'nın başkenti Madrid, Endülüs İslam döneminde önemli bir şehir olmasına rağmen Müslüman geçmişi hakkında pek bilgi bulunmamaktadır. Madrid'in İslam tarihi, 8. yüzyılın ortalarında başlamış ve yaklaşık 250 yıl boyunca Endülüs İslam devletinin bir parçası olmuştur. Madrid'in Müslüman geçmişine ait kalıntılar ise günümüzde toprak altında kalmış durumdadır. İspanya'da yaşayan Müslümanların büyük bir bölümü Madrid'de yaşamaktadır.

İspanya ve Endülüs İslam dönemi (711-1492) denildiğinde Müslümanların aklına ilk Kurtuba (Cordoba) veya Gırnata (Granada) kentleri gelse de Madrid, Batı Avrupa'nın İslam medeniyeti merkezli tek başkenti olma özelliğini elinde bulunduruyor.

İspanya'ya her yıl 2 milyondan fazla Müslüman turist gelirken, bunların çok büyük bir bölümü ziyaretlerini El Hamra Sarayı, Kurtuba Cami-Katedrali, Alcazar Sarayı, Medina Azahara gibi Endülüs İslam döneminden ayakta kalan önemli eserlerin bulunduğu ülkenin güneyindeki Endülüs bölgesine yapıyor.

Oysa, geçmişi Antik Roma'ya dayanan ancak Endülüs İslam döneminde de kuzeydeki en önemli kenti olarak kullanılan Toledo'ya sadece 75 kilometre uzaklıkta bulunan Madrid, gerek ismiyle gerekse tarihiyle Müslümanlar için önemli yere sahip.

"İslami Madrid" adıyla kitabı bulunan, uzun yıllardır İslami Madrid Çalışmalar Merkezi Vakfında bilimsel araştırmalar yapan, Madrid Complutense Üniversitesi Dil Bilim ve Doğu Kültürü Araştırmaları Bölümü'nde İslami araştırmalar alanında çalışan Prof. Dr. Daniel Gil Benumeya Flores, Madrid'in İslam tarihiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Madrid, Endülüs İslam döneminde küçük bir sınır kentiydi

"Endülüs İslam döneminde Madrid küçük bir kentti. Az nüfusa sahipti, sınırdaydı, Toledo'ya bağlıydı ama kent statüsündeydi." diyen Daniel Gil, "Madrid'in İslam tarihi 8. yüzyılın ortalarında başlıyor. Yani Endülüs İslam döneminin başlamasından yarım asır sonra. Madrid, çok fazla önemi olan bir şehir değildi. Sadece sınır kenti olmasından kaynaklanan bir özelliği vardı. Bu yüzden, kuzeydeki Hristiyan orduları ile güneydeki Endülüs orduları arasında sürekli savaşların olduğu bir bölgedeydi." bilgisini verdi.

Madrid'in o dönemki yüz ölçümünün, günümüzde bir köyün büyüklüğüne denk gelen, yaklaşık 4 hektarlık bir alan olduğunu aktaran İspanyol profesör, günümüzde Avrupa'nın önemli kentlerinden olan Madrid'in İslam geçmişindeki tarihini şu sözlerle özetledi:

"Madrid, yaklaşık 250 yıl boyunca Endülüs İslam devletinin topraklarının bir parçası oldu. Madrid'in Hristiyanlar tarafından fethedilmesinden sonra da Müslüman bir azınlık yaklaşık 500 yıl daha burada kalmaya devam etti. Yani yaklaşık 700 yıl bu topraklarda yaşayan bir Müslüman toplumu oldu. Bu azınlık 15. yüzyılın sonuna kadar kaldı. 16. yüzyılın başlarında Hristiyanlığa geçmeye zorlandılar ama buna rağmen Müslümanlıklarını gizli tutarak Hristiyanlığa geçtiler."

Madrid'in ismi Arapçadaki "Mayrit"ten geliyor

Madrid'in isminin kökenlerinin de Endülüs İslam döneminden kaldığını ve İspanyollar dahil bunu çok az kişinin bildiğini vurgulayan Daniel Gil, "Madrid'in Arapça ismi Mayrit'tir. Aslında Mayrit'in de Arapçada açık bir karşılığı yok. Bununla ilgili farklı tezler var. Arapça nehir yatağı kelimesine benzerliği ve Latincede bolluk anlamına gelen 'yit' ile, çok fazla suyun birleştiği yer anlamında kullanıldığı, Kuzey Afrika'daki Berberilerin olduğu Mağrip bölgesinin adını çağrıştırdığı, Latincesi (matrice) Arapçası (magrit) olan kök kelimesinden türetildiği söyleniyor." dedi.

Müslüman Madrid'in neredeyse tüm kalıntıları toprak altında

Madrid'in Müslüman geçmişinin günümüzde bilinmemesi ve kalıntılarının toprak altında olmasını da her zaman sorguladıklarını anlatan Daniel Gil, sözlerine şöyle devam etti:

"Müslüman Madrid döneminden günümüzde çok az kalıntı var. Bunun en önemli nedeni 16. yüzyılda, o dönemdeki imparatorluğun başkentinin Madrid olması ve Madrid'in İslam karşısında Hristiyanlığın savunucusu olarak gösterilmesi. Madrid'in aynı zamanda Protestan reformunun, Amerika'daki sömürgeciliğin, Pagan toplumlarının karşısında duran bir şehir özelliği vardı. Sembolik değeri çok yüksek olan bir başkentin, İslam kökenlerine sahip olması garip geliyordu. O yüzden 16. ve özellikle 17. yüzyılda Madrid'in tüm Orta Çağ geçmişi yok edildi."

"Gırnata ya da Kurtuba'da halen günümüzde yapılan birçok kazıda Endülüs İslam dönemine ait yapılar, malzemeler bulunuyor. Bunun benzeri Madrid'de olmalı. Öyle değil mi?" sorusuna ise İspanyol profesör, "Elbette. Bu oldukça net bir şey ama Madrid'in İslami geçmişine yönelik sistematik bir kazı çalışması asla yapılmadı." cevabını verdi.

Madrid'in İslam dönemine ait eserlerden biri de kent merkezindeki Emir 1. Muhammed Parkı'ndaki surlar

Kent merkezindeki parka, 852-886 yılları arasında, Endülüs İslam döneminde Madrid'in kurucusu olan Emir 1. Muhammed'in adı verilse de olası bir vandallık endişesiyle halkın kullanımına kapalı tutuluyor.

İspanyol profesör, İspanya'nın şimdiki Kralı 6. Felipe'nin evlendiği Almudena Katedrali'nin hemen yanında bulunan ve 1950'li yıllarda bir binanın inşası sırasında ortaya çıkarılan bu surların Madrid'in Endülüs İslam dönemine ait resmi olarak tanındığı tek yer olduğunu belirtti.

Bu alanda çok önemli kalıntılar olduğuna inandıkları belirten Profesör Daniel Gil, ancak gerek ekonomik kaynak yetersizliği gerekse izin alınamadığı için 1990'lı yıllarda parka dönüştürülen bölgede bilimsel çalışma ve kazı yapılamadığını söyledi.

Madrid o dönemde saldırılması çok zor bir kaleydi, ilginç ve karakteristik surları vardı

Madrid'deki surların ilk 8. yüzyılın sonunda inşa edildiğini, daha sonra 10. yüzyılda dönemin Asturias Krallığı tarafından saldırıların başlamasıyla eklemeler yapıldığını aktaran Daniel Gil, şöyle devam etti:

"Aslında o dönem için Madrid saldırılması çok zor bir kale. Günümüzde surların yüksekliği 6 metre civarında olsa da o dönemde 12-15 metre yüksekliğinde, oldukça büyüleyici. Çok ilginç ve teknik açıdan karakteristik bir sur çünkü çakmak taşından yapılmış. O dönemde sur yapımı için çok alışılagelmiş bir malzeme değil ama sonradan görüyoruz ki Madrid'deki evlerde de aynı malzeme kullanılmış."

Daniel Gil, Katedrale ismini veren Almudena'nın Arapça "küçük şehir" anlamına geldiğini, hemen yanındaki Kraliyet Koleksiyonları Galerisi'nin zemininde bazı önemli kalıntılar bulunduğunu ancak bunun ziyaret için halka açılmadığını, benzer şekilde yakın bölgede olan İtalyan Kültür Merkezi'nin altında da kalıntıların çıkmasına rağmen üzerlerinin kapatıldığını anlattı.

Madrid'in Avrupa'nın Müslüman kökenleri olan tek başkent olması hala bazı kesimleri rahatsız ediyor

İspanyol profesör, "Madrid'in İslami köklerinin olduğunu çok az kişi biliyor. Madrid'in farklı yerlerinde sur, su kanalları, mezarlıklar gibi bazı kalıntılar çıkıyor ama bunun ötesi yok. Çıkarılan kalıntılar da hemen kapatılıyor. Madrid'in bir şekilde bu surların tüm kalıntılarını ortaya çıkarması ilginç olurdu." dedi.

Günümüzdeki şehircilik anlayışında arkeolojik eserlerin çıkarılmasına finansman aktarılmadığından yakınan Daniel Gil, "Madrid'in günümüzde Avrupa'nın İslam kökenleri olan tek başkenti olması hala bazı kesimler için rahatsızlık vermeye devam ediyor." diye konuştu.

İspanya'da mevcut durumda 2,4 milyonun üzerinde Müslüman yaşarken, bunun yaklaşık 300 bini Madrid'de bulunuyor.

Kaynak: AA / Güncel

Batı Avrupa İspanya Endülüs Madrid Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title