Batı Medyasında Türkiye Algısı" Paneli
Medya Derneği Başkanı gazeteci Ekrem Kızıltaş, "Eğer gazetecilik mesleğinin bir ahlakı ve uluslar üstü, evrensel bir anlamı varsa Avrupa medyası gazetecilik ahlakına ihanet ediyor.
Medya Derneği Başkanı gazeteci Ekrem Kızıltaş, "Eğer gazetecilik mesleğinin bir ahlakı ve uluslar üstü, evrensel bir anlamı varsa Avrupa medyası gazetecilik ahlakına ihanet ediyor." dedi.
Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürlüğü ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin birlikte organize ettiği "Yaşayan Basın" etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen "Basın Dünyasından Yüzler ve Sesler" programı Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde yapıldı. BİK Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey'in moderatörlüğünde gerçekleşen programda Medya Derneği Başkanı Kızıltaş, "Batı Medyasında Türkiye Algısı" konulu bir konuşma yaptı.
Kızıltaş, konuşmasında Türkiye ve dünyada basının tarihi gelişimini anlattı. Sultan Abdülhamit'in devlet politikası gereği bir dönem bazı batılı gazetecileri maaşa bağladığını anlatan Kızıltaş, "Sultan Abdülhamit Han, Avrupa medyasının neler yapabileceğini bildiği için onları satın alma yolunu seçmişti. Onların Osmanlı lehine yayın yapmasını sağlıyordu. Bugün durumun tam tersine döndüğünü söyleyebiliriz. Avrupa'nın içimizden insan satın aldığını, onlara ödediği bedellerle Türkiye aleyhine yayın yaptıklarını söyleyebiliriz." diye konuştu.
Avrupa'daki medya yapısının objektiflikten uzaklaştığını dile getiren Kızıltaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Avrupa'da karşı karşıya kaldığımız durum, hemen hemen bütün ülkelerde belli başlı medya kuruluşlarının tamamının Türkiye'yi hedef alan ve özellikle de Türkiye'deki yönetimi; cumhurbaşkanını, başbakanını hedef alan yayın politikası güttüklerini görüyoruz. Tuhaf olan şu, gazetecilik objektif bir şekilde olayları aktarmaktır. Tarafsız bir şekilde iletme işidir. İşin teorisi böyledir. İşin pratiğine baktığımızda Avrupa'da bu objektiflik yok. Çünkü oradaki medya devleri ve büyük holdinglerin medyadan beklentileri menfaatine göre yayın yapmaları. Oyun kurucular, medya sahipleri Türkiye'yi hizaya getirmek için objektiflikten, gerçeklerden, doğrulardan uzak haberlerle Türkiye ile savaş ediyorlar. Çünkü 16 Nisan'da oylayacağımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığını geliştirecek ve Türkiye'nin yürüyüşüne müdahaleleri yok edecek bir formül."
-"Avrupa'yı çıldırtan şey Türkiye'nin kontrol edilebilir olmaktan çıkması"
Avrupalı siyasetçi ve medya kuruluşlarının son dönemde artan Türkiye karşıtlığına değinen Kızıltaş, "Eski Türkiye kırılgan bir ülkeydi. Parlamento, siyaset, yargı üzerinden oynanacak çok oyunlar vardı. Şimdi Türkiye'nin vesayetten kurtulabileceği bir süreçteyiz. Avrupa'yı çıldırtan şey bu. Artık güçlü yönetim sayesinde Türkiye kontrol edilebilir olmaktan çıktı." ifadelerini kullandı.
Türkiye aleyhine yapılan yanlı haberlerin hazırlanış amacından bahseden Kızıltaş, "Bu gazetelerin haberlerinin çoğunu içimizden insanlar yapıyor. Türkiye'den bizim içimizden insanları muhabir ya da haber kaynağı olarak kullanıyorlar. Bu insanlar da genellikle Türkiye aleyhine haberler yapıp gönderiyorlar. Çünkü dış basın yöneticileri öyle istiyor. Bir fasit dair var, bir kumpas var. Bu ülkeyi kendi ayakları üzerinde durmaktan vazgeçirmek için çalışıyorlar. Eğer gazetecilik mesleğinin bir ahlakı ve ulusalar üstü, evrensel bir anlamı varsa Avrupa medyası gazetecilik ahlakına ihanet ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Program, soru-cevap bölümü ile son buldu.