Haberler

Batı ve İran Yakınlaşmasının Bölgesel Etkileri"

Abone Ol

Hazar Strateji Enstitüsü Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Caşın: "PKK terörüne karşı Türkiye ile İran arasındaki ittifak çok önemlidir” Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatipoğlu: "AB ve ABD, İran ile yakınlaşmaya farklı açılardan bakıyor" Gazi Üniversitesi.

Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Caşın, Türkiye ve İran'ın mevcut ilişkileri daha da geliştirme amacında olduklarını belirterek, "PKK terörüne karşı, Türkiye ile İran arasındaki ittifak çok önemlidir" dedi.

Hazar Strateji Enstitüsü'nde (HASEN) "Batı ve İran Yakınlaşmasının Bölgesel Etkileri" başlıklı yuvarlak masa toplantısı yapıldı.

Toplantının moderatörlüğünü yapan ve açılışta konuşan Caşın, Batı ile yakınlaşma sürecine giren petrol ve doğalgaz zengini İran'ın aynı zamanda Rusya ve Çin ile de ilişkileri olduğunu söyledi.

İran ile Batı arasındaki nükleer müzakere sürecinde gelinen noktanın geçici bir anlaşma olarak nitelendirilebileceğini kaydeden Caşın, "Müzakerelerde İran ile yakınlaşan ABD mi yoksa AB mi?" diye sordu.

Caşın, AB'nin İran'a uygulanan yaptırımları aslında kendi çıkarlarına uygun bulmadığını, bu konuda ABD'den farklı düşündüğünü, ancak şartlar ve ortam gereği bazen ABD ile hareket ettiğini ifade etti.

Suudi Arabistan ve İsrail'in bu yakınlaşma sürecine karşı oldukları açıklamalarına değinen Caşın, İsrail'in gerektiğinde İran'a karşı tek başına hareket edeceğini, Suudi Arabistan'ın da Körfez ülkeleriyle birlikte 100 bin kişilik bir ordu kuracağını ilan etmesine dikkati çekti.

İran'ın bölgede görmezlikten gelinebilecek bir ülke olmadığını belirten Caşın, ABD'nin ve AB'nin bu gerçekten hareketle müzakere sürecinde yer aldıklarını söyledi. İran'ın da mümkün olduğu kadar olası bir ABD tehdidini dışarıda tutma politikası izlediğini anlatan Caşın, yaptırımların sonuçlarının da bu ülkeyi müzakerelerde adım atmaya ittiğini bildirdi.

Yaptırımlar nedeniyle İran'ın yüksek ve hassas teknolojiyi alamadığını kaydeden Caşın, ancak tüm olumsuzluklara rağmen, yaptırımlara karşı koruyucu mekanizmalar da geliştirildiğini belirtti.

Türkiye ve İran'ın mevcut ilişkileri geliştirme amacında olduklarına da değinen Caşın, "PKK terörüne karşı Türkiye ile İran arasındaki ittifak çok önemlidir" dedi.

Caşın, Türkiye'nin zaman zaman İran ve Batı arasındaki müzakerelere ev sahipliği yaptığını, arabulucu gibi roller üslendiğini ifade etti.

"ABD ve AB, İran'a farklı bakıyor"

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, birbirini güvenlik tehdidi olarak gören İran ve Batı'nın, böylesi bir ortamda nükleer müzakerelerde bir anlaşma sürecine başladıklarını söyledi.

ABD'nin İran'a karşı kuşatma stratejisi izlemesinin bu ülkede meydan okuma ve Batı karşıtlığı olarak cevap bulduğunu anlatan Hatipoğlu, "AB ve ABD, İran ile yakınlaşmaya farklı açılardan bakıyor" diye konuştu.

ABD ve İran'ın nükleer müzakerelerde varılan anlaşmayı kendi kamuoyuna farklı bir bakış açısıyla ilettiklerini belirten Hatipoğlu, tam net olmayan anlaşmanın belli bir süreyi kapsadığını ve kırılgan olduğuna dikkati çekti.

Hatipoğlu, İran ve Batı arasındaki yakınlaşmanın en çok İsrail ve Suudi Arabistan tarafından rahatsızlıkla karşılandığını dile getirdi.

İran ve ABD'de içindeki güç dengelerinin de anlaşmaya farklı ve temkinli yaklaştıklarını belirten Hatipoğlu, "Anlaşmada yapıcı bir muallaklık var. Umutlu olunması için bir güç verebilir" dedi. Hatipoğlu, anlaşmanın bölgesel ve küresel yansımalarının olacağını, sürecin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını da zamanın göstereceğini belirtti.

Rusya'nın da anlaşmayı artı ve eksileriyle değerlendirdiğini anlatan Hatipoğlu, Türkiye açısından ise petrol fiyatlarına yansımaları ve ticaretin artmasının artı olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.

Tarihi sürecin, İran ve Batı arasındaki yakınlaşma çabalarını pek desteklemediğini ifade eden Hatipoğlu, "Bu bir uyuşmadır, uzlaşma değil, dostluk hiç değil. En küçük ortak paydada birleşmeye çalışıldı" diye konuştu.

Sürecin uzamasının belirsizliklere neden olabileceğini belirten Hatipoğlu, karşılıklı güvensizlik algısının ortadan kalkmasının ise çok zaman alacağı öngörüsünde bulundu.

Hatipoğlu, Cenevre anlaşmasının daha çok nükleer müzakerelere odaklandığını, ancak bunun hem diğer konuları ve sorunları etkileyebileceğini hem de bütün bu gelişmelerden etkilenebileceğini sözlerine ekledi.

"İran son 10 yılda 600 milyar dolarlık petrol geliri elde etti"

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur da taraflar arasındaki uzun müzakereler sonucu bir anlaşma zemini yakalandığını ifade etti.

ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarının aslında devrimden hemen sonra, BM yaptırım kararlarının da 2006'da başladığını hatırlatan Okur, "Yaptırımların çok sonuçlar doğurduğu gerçek, ancak İran son 10 yılda 600 milyar dolarlık petrol geliri elde etti" dedi.

İran'da sistemin kendi içinde sorunları olduğunu ve onu değişime zorladığını belirten Okur, "Cumhurbaşkanı Ruhani ve ekibi, müzakerelerin başarıya ulaşmasını isteyen bir ekip" diye konuştu.

Okur, İran'ın nükleerde barışçıl bir amaç güttüğü konusunda AB'yi ikna etmesinin ABD'nin tek taraflı yaptırımlarının etkisini azaltacağını söyledi.

İran'daki değişim ve gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini belirten Okur, Batı ile İran arasındaki sorunların çözülmesinin Türkiye ve bölge açısından da olumlu yönleri olduğunu kaydetti.

Okur, İran'ın da içinde yer aldığı bölgede hızlı bir diplomatik süreç yaşandığını, bazı gelişmelerin seyrinin de zamanla belirleneceğini sözlerine ekledi. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Hazar Strateji Enstitüsü Esra Hatipoğlu Türkiye İran Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title