Batuhan Yaşar: "Kılıçdaroğlu'na 'Adil Öksüz MİT'çi' Sözünü Kim Fısıldadı?"
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, "FETÖ’nün bıraktığı yerden kim devraldı", "Adil Öksüz dışarı hangi oyunla çıkartıldı","Ulusalcılar neyin peşinde?
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, "FETÖ'nün bıraktığı yerden kim devraldı", "Adil Öksüz dışarı hangi oyunla çıkartıldı","Ulusalcılar neyin peşinde?","Kılıçdaroğlu'nu kim kıskaca aldı","Adil Öksüz'le ilgili bilgileri kulağına kim fısıldadı","MİT'i gündeme taşıyanlar ne yapmak istiyor" sorularına cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın, "Kılıçdaroğlu'na 'Adil Öksüz MİT'çi' sözünü kim fısıldadı?" yazısının tamamı ise şöyle:
"Hakan Fidan henüz Başbakanlık'ta Müsteşar Yardımcısıydı. İsmi MİT Müsteşarlığı için geçince bir anda İsrail medyasının hedefi haline geldi. Amerikan basını da İsrail'den pası almada gecikmedi tabii..
Fidan, İrancılıkla suçlanıyordu.
MİT'e Müsteşar Yardımcısı olarak atanınca eleştirilerin dozu artık "nirvana"ya ulaşmıştı.
Yakında MİT Müsteşarı olacağını dünya alem biliyordu..
Yerden yere vurulmaya başlandı.
Aslında Fidan üzerinden o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'a oklar yöneltilmişti.
The New York Times, Wall Street Journal ve Washington Times paslaşarak çakma haberleri art arda yayınlıyordu..
İthamların ardı arkası kesilmiyordu.
Türkiye İran'a, İsrail adına çalışan ajanların isimlerini çoktan vermişti bile.
Hatta Jewish Press işi habercilikten çıkartıp bambaşka bir noktaya götürmüştü bile:
"Hakan Fidan bir sabah arabasında özel sürprizi hak ediyor."
Tarih yaprakları Ağustos 2010'u gösterirken dönemin İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak devlet adabını ve diplomatik teamülleri bir kenara atmıştı çoktan..
Hatta MİT'i "Türkiye'nin MOSSAD"ı olarak tanımlama noktasına ulaşmıştı:
"İran destekçisi bir adam Türkiye MOSSAD'ının başına atandı. Önemli sırlarımız var. Bu sırlarımız İran'a verilebilir."
"Bütün bunları niye anlatıyorsun, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Adil Öksüz MİT ajanı' açıklamasıyla bunun ne alakası var" demeyin..
Direkt alakalı hem de..
O zamanlar, bugün FETÖ'nün yaptığının bir benzerini ulusalcılar yapıyordu.
Üst akıl ile yakından çalışıyorlardı.
Geçen yıllar içinde çok da değişen bir şey olmadı.
Ulusalcılar işi 2013'te FETÖ'ye devretti.
15 Temmuz sonrasında ise Ulusalcılar tekrar sahne aldılar.
Yeni kalkışma, yeni darbe olabilir dedikodularının FETÖ-Ulusalcı ortak yapımı olduğu yönünde işaretler var.
Ankara'daki güvenilir kaynaklar, şimdilerde Ulusalcıların, bayrağı FETÖ'den devraldığına dikkat çekiyorlar.
Son günlerde kafa karıştırıcı analizler ve yorumlar da dikkat çekiyor.
MİT'i kim gündeme getiriyor?
Perdenin arkasındaki gelişmelere beraber bakalım isterseniz..
15 Temmuz sonrası MİT'i, Hakan Fidan'ı hep birlikte ve en ağır şekilde eleştirdik.
Darbeyi neden haber alamamıştı..
O geceye ait soru işaretlerine cevap aradık..
Darbe girişiminin ardından neredeyse 2.5 ay geçti..
Ama bayram değil seyran değil..
MİT yeniden sistematik bir şekilde, gündemin üst sıralarına çıkartılmaya çalışılıyor.
MİT'i ilgilendiren bir konu veya gelişme olmamasına rağmen..
Oda TV'de düzenli olarak yayınlanan analizler dikkat çekici..
Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı söz konusu internet sitesinin en gözde konusu haline gelmiş durumda.
Tutuklanan FETÖ'cülerin ifadelerinden yola çıkılarak, tümden gelip tüme varım retoriği ile Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarının darbeyi birlikte gerçekleştirdiğine kadar yazıldı..
Kemal Kılıçdaroğlu kıskaca mı alınmak isteniyor?
Söz konusu yorum/analiz silsilesine analitik olarak bakıldığında da Oda TV üzerinden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na operasyon mu çekilmek isteniyor sorusunu pekala sorabilirsiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kulağına "Adil Öksüz MİT ajanı" sözünü kimin fısıldadığını bulmak için fazla uzağa gitmeye, kaynağı başka yerde aramaya da gerek yok gibi görünüyor.
Bütün bunların Yenikapı sonrası başlamasının da altı çizilmeli.
Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Yenikapı ruhunu boz' dendiği apaçık ortada.
15 Temmuz'un nasıl tersten açılmak istendiği de..
Aslında yapılmak istenen çok önemli bir şey daha var;
FETÖ tabanı diri tutulmak isteniyor.
Bir taraftan da FETÖ'ye umut aşılanmaya çalışılıyor.
Ankara-Tel Aviv barışından rahatsız olan İsrail'deki Ehud Barak anlayışındaki kesim ve gruplar da bugünlerde oldukça hareketli.
Karşılıklı olarak büyükelçilerin atanmasına sayılı günler, hatta saatler kala Türkiye'deki maşalarını harekete geçirdiler.
Adil Öksüz nasıl serbest bırakıldı…
"Çok karışık işler" başlıklı yazımızda her şeyi yazıp çizmiştik.
Ankara'daki güvenilir kaynaklar, Adil Öksüz'ü serbest bırakanların aslında net olarak bilindiğini, bu konuda da bir tartışma olmadığına dikkat çekiyor.
Öksüz'ü serbest bırakanların geçmişlerinin özellikle de yurt dışı bağlantılarının araştırılması gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Darbe girişiminin üzerinden henüz günler, saatler geçmişti ve FETÖ hala operasyoneldi.
Gözaltındaki Adil Öksüz için 'bu istihbarat elemanı, işimizi bozuyorsunuz, kaynağa ulaşmak üzereyiz' oyunu oynandı.
Ve Adil Öksüz kendisini bir anda dışarıda buldu.
Onu serbest bırakan (hakim-savcı-polis-jandarma) her kimse belli değil mi?..
Sadece 2 soru ile her şey aydınlatılabilir.
Sayın Kılıçdaroğlu'na küçük bir not:
-MİT elemanı başka bir şey, MİT ajanı çok başka. Aynı şeyler değil..
Ulusalcıların oyununa dikkat!!!" - ANKARA