BDP'li Sakık: Eronat Roboski İçin Gözyaşı Dökmüş müdür?
Meclis'te Oya Eronat'la yaşadıkları sonrası Başbakan'ın 'Özür dilemelidir' dediği Sırrı Sakık, "Eronat, Roboski için gözyaşı dökmüş müdür" diye sordu.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde AKP'li Oya Eronat ile yaşadıkları sonrası yazılı bir basın açıklaması yaptı. Başbakan Erdoğan'ın 'Özür dilemelidir' dediği Sakık, açıklamasında "En büyük özür pratikte gösterilendir. Dün itham ettiğimiz vekilin acısını da en az kendi acımız kadar içimizde hissettik. Bunu defalarca gösterdik. Bir daha böylesi acıların yaşanmaması için bugün bu barış sürecini yürütüyoruz. Ancak söz konusu vekil, yaşanan bütün bu acılara yönelik en ufak bir refleks geliştirmedi. Acaba kendisi Roboski için bir damla gözyaşı dökmüş müdür?" ifadesini kullandı.
"VEKİLİN ACISINI DA ACIMIZ HİSSETTİK"
Sakık, "Siyasi yaşamının mezarlıklar, morglar, cezaevleri, yasaklar, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar ve işkencelerle geçtiğini söyleyen Sakık, Oya Eronat'ın acısını kendi acısı kadar içinde hissettiği söyledi. Sakık şunları söyledi; "Yaşanan acılarımıza, kurulamayan empatiye, ölülerimizden esirgenen bir kuru duaya rağmen hiç kimseyle acıları yarıştırmadık. Bedeninde yaşından fazla mermi çıkan evladımız da oldu. Kızının parçalarını eteğine toplayan analarımız da oldu. 34 evladı bu ülkenin savaş uçaklarınca paramparça edilen insanlarımız da oldu. Herkesin acısını acımız bildik. Bir büyük barış uğruna hepsini bağrımıza bastık. Bütün bunlara rağmen barış uğruna gösterdiğimiz çabalar, bu acılar üzerinden bir politikaya tenezzül etmediğimizin en açık kanıtıdır. Dün itham ettiğimiz vekilin acısını da en az kendi acımız kadar içimizde hissettik. Bunu defalarca gösterdik. Bir daha böylesi acıların yaşanmaması için bugün bu barış sürecini yürütüyoruz." dedi.
"ROBOSKİ İÇİN GÖZYAŞI DÖKMÜŞ MÜDÜR?"
Sakık sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak söz konusu vekil, yaşanan bütün bu acılara yönelik en ufak bir refleks geliştirmedi. Acaba kendisi Roboski için bir damla gözyaşı dökmüş müdür? Barış için şuana kadar hiçbir katkı sunmuş mudur? Meclise geldiği günden buyana yaptığı tek şey sürekli olarak partimizi, grubumuzu hedef almak, saldırmak, hakaretlerde bulunmak, sataşmak olmuştur. Parlamento kürsüsünden bir gün çıkıp da barış kelimesini kullanmamıştır. Ama oturduğu yerden hergün bize saldırmayı kendisine bir marifet saymaktadır. Geçenlerde Diyarbakır'da 10 Kasım törenlerinde Belediye Başkanımız Sayın Baydemir'in isimliğini tekmeleyerek, Diyarbakır halkına karşı saygısını ortaya koymuştur."
"78 BİN İNSANIN İRADESİ ÇÖPE ATILDI"
"Evladının acısı bütün halkımızın acısıdır. Sonsuza kadar da böyle kalacaktır" diyen Sakık, 78 bin insanın iradesinin çöpe atıldığını iddia ederek şu ifadeleri kaydetti; "Halkın iradesine saygıdan bahsedenlere hatırlatmak isteriz. 78 bin insanın iradesi çöpe atıldı. En büyük saygısızlık bu değil midir? Halkın oylarıyla seçildiğini iddia eden bu kişi hangi halkın oyunu almıştır acaba? Buraya halk iradesiyle mi gelmiştir? Yoksa YSK'nın bir gece yarı operasyonuyla mı? Çıkıp bunu da açıklasın. Kendisi bize yönelik bütün bu hakaretlerini gasp edilmiş bir vekillik üzerinden yapmaktadır. Evladının acısı bütün halkımızın acısıdır. Sonsuza kadar da böyle kalacaktır. Ama geliştirdiği sekter ve barış karşıtı tutumuyla bizden, halkımızdan göreceği değer de ancak bu kadar olacaktır. Umuyorum ki, bu tutumunu gözden geçirme ihtiyacını hisseder. Bunu yaptığı zaman biz de ona gereken değeri veririz."
"KENDİSİ 34 CANIMIZDAN ÖZÜR DİLEDİ DE BİZ Mİ DUYMADIK?"
BDP'li Sırrı Sakık, özür dilemek ile ilgili şunları söyledi; "Özür dilemek meselesine gelince; kendisi 34 canımızdan özür diledi de biz mi duymadık? Lice'de katledilen Medeni Yıldırım için özür diledi de biz mi ıskaladık? Yüksekova'da katledilen Veysel ve Mehmet Reşit İşbilir izin özür diledi de biz mi farketmedik? Yüksekova'da başına gaz bombası isabet eden Bemal Tokçu bugün hayata gözlerini yumdu. Tokçu için özür diledi de biz mi duymadık? En büyük özür pratikte gösterilendir. Biz bütün anaların acısını, gözyaşını dindirmek için büyük bir barış mücadelesi yürütüyoruz. Çağrımız şudur: Gelin hep beraber bu ülkeyi barışın ve eşitliğin ülkesi yapalım. Biz bugüne kadar yaşadığımız bütün bu süreçlerde Mandela erdemliliğini kendimize rehber edindik. Bundan sonra da aynı yolda yürümeye devam edeceğiz."