Haberler

BDP'nin 1 Eylül Barış Mitingi

Abone Ol

Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Van Mitinginde yaptığı konuşmasında, duygusal kopuşun eninde sonunda siyasal kopuşa neden olacağını söyledi.

TUĞLUK: DUYGUSAL KOPUŞ, SİYASAL KOPUŞA GÖTÜRECEKTİR

Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Van Mitinginde yaptığı konuşmasında, duygusal kopuşun eninde sonunda siyasal kopuşa neden olacağını söyledi. Başbakan Erdoğan ve Hükümeti eleştiren Tuğluk, "Bu kadar ölüm, acı, öfke duygularıyla ortak bir gelecek vadedilemez. Esas sorun budur. Bu böyle giderse emin olunki bugün, değil yarın, yarın değil başka bir gün Kürtler bu devletle bağını koparacaktır. Duygusal kopuş eninde sonunda siyasal kopuşa götürecektir. Biz hep birlikte yaşamayı halklarımızın kardeşliğini savunduk. Çünkü doğru olan buydu. Ama istemeyenler bu savaşı halkın önüne koydular" diye konuştu.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Toplum Kongresi 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Van'da miting düzenledi. Cumhuriyet Caddesi Beşyol mevkiinde düzenlenen mitinge BDP van Milletvekilleri Aysel Tuğluk, Özdal Üçer, Nazmi Gür, BDP'li Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Sık sık PKK elebaşı Öcalan lehine slogan atılırken, üzerinde Başbakan Erdoğan ve bakanların askeri ünoformalı kıyafetlerinin bulunduğu 'Sivil Darbe Generalleri İş Başında' yazılı pankart açıldı.

Mitinge katılan BDP'li milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde canlı kalkan olarak Çukurca ilçesi'ne giderken çıkan olaylarda öldürülen BDP'li İl Genel Meclis üyesi Yıldırım Ayhan için siyah kıyafet giydikleri dikkat çekerken, Ayhan'ın fotoğrafları da miting alanına asıldı. Mitingte BDP Van Milletvekili Özdal Üçer konuşmasını Kürtçe yaparken, Tuğluk konuşmasını Türkçe yaptı. Savaşın ortasında 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutladıklarını belirten Tuğluk, Başbakan Erdoğan ve hükümeti eleştirdi. Başbakan Erdoğan'ın halkı terörist ilan ettiğini belirten Tuğluk, "Başbakana diyorum ki, işte biz barış için alanlardayız. Barışı haykırıyoruz. Siz tankların topların başında savaş emri verirken, biz barışı haykırıyoruz. Biz birlikte barış içinde kardeşçe eşit yaşayalım dedikçe üzerimize geliyorlar. Özgürlüğümüzü sağlayıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu Başbakan da herkeste böyle bilmelidir" dedi.

Herkes için zorlu acılı ağır bedelleri olacak sürecin içerisine girildiğini belirten Tuğluk, anlamlı bir diyalog süreciyle bu acılar yaşanmadan bu çözüm gerçekleştirilebilirken, savaş sürecinin buna müsaade etmediğini söyledi. Tuğluk konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu iktidar ve devletin kendisi içinde bulunduğumuz savaş sürecini adım adım getirdiler. Bilmelisiniz ki, iktidar ve devlet Kürtlerle savaş konusunda uzlaşmaya vardılar. İçinde bulunduğumuz süreci doğru anlamlandırmak durumundayız. 2008 yılından itibaren Sayın Öcalan ile Kürtler barış çabalarını yükseltti. Ancak barışa yanıt verilmedi. İyi niyet adımlarını olumlu yanıt vermediler. Açılım denilen şeyin içeriğini açıklamadılar. Neden açıklamadılar. Çünkü içinde hiçbir şey yoktu. Büyük bir savaşın içine haklarımız sürüklenmiş durumdadır. Karşılıklı ölümler yaşanırken birlikte yaşamanın koşulu kalmamıştır. Bu savaşı planlayanlar birlikte yaşamamıza dinamit koymuşlardır. Bu kadar ölüm, acı ve öfke duygularıyla ortak bir gelecek vadedilemez. Esas sorun budur. Bu böyle giderse emin olun ki bugün, değil yarın, yarın değil başka bir gün Kürtler bu devletle bağını koparacaktır. Duygusal kopuş eninde sonunda siyasal kopuşa götürecektir. Biz hep birlikte yaşamayı savunduk. Halklarımızın kardeşliğini savunduk. Çünkü doğru olan buydu. Ama istemeyenler bu savaşı halkın önüne koydular. Başbakan bu siyasetini uygulamak için hepimiz terörist ilan etti. "

Tuğluk, Başbakan Erdoğan'ın siyasetiyle ülkeyi iç savaşa sürüklediğini ileri sürererek, "Başbakan herkese tehdit savuruyor. BDP'yi DTK'yı ve tüm özgür Kürtleri hedef alıyor. Kullandığı dil, uyguladığı savaş planının bir parçasıdır. Biz bunu anlıyoruz. Çünkü Erdoğan Kürtlerle barışmak istemiyor. Bazıları dedi ki 'Siz özerkliği ilan ettiniz. Silvan olayı oldu. Bütün bu savaş, bu nedenle başladı' diyebilirler. Bu savaş bu nedenlerle başlamadı. Özerkliğin ilanı, ayrı bir devlet kurmak değildir. Biz bir çözüm modeli olarak, Kürtler tarafından sunulmuştur. Kürtler bu Cumhuriyette nasıl yaşamak istiyorlarsa ona bu irade beyanıyla ortaya koymuşlardır. İlan etiğimiz şey budur. Silvan olayı savaşa gerekçe yapılmak için meşru olarak kurgulanmıştır. Silvan olayı, PKK'nin organize oluşturduğu bir eylem değildir. 10 bin kişinin ordu gücüyle operasyona çıkılmıştır. Güya esir askerleri almak için çıkmışlar. Hangi akıl, esir askerleri bu biçimde kurtarılmasını sağlayabilir. Esir askerleri kurtarmak istiyorlarsa, bunun yolu yöntemi başkadır. O yüzden Silvan olayına ihtiyaç duydular. ve olaydan sonra şunu söylediler Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır dediler. Çünkü devletin böyle bir gerekçeye ihtiyacı vardır. Çünkü toplumda büyük bir çözüme dair beklenti oluşmuştu. Büyük bir kamuoyu desteği almıştı. Kürtler özerk sistemlerini kuracaklardır. Bunu buradan ilan ediyorum. Tek devlet, ama iki toplumlu siyasi, sosyal hayat eninde sonunda kurulacaktır" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından toplanan kalabalık bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra sesizce dağıldı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title