Beş soruda Türkiye'de elektrik ve doğal gaza zam
Türkiye'de elektrik ve doğal gaz zammı neden kaynaklanıyor?
Türkiye'de elektrik ve doğal gaz zammı neden kaynaklanıyor? Enerji politikaları fiyatları nasıl etkiliyor? Enerji fiyatlarındaki artış enflasyonu nasıl etkileyecek? Zamlarla ilgili merak edilen sorulara yanıt aradık.Yüksek enflasyon ve vergiler nedeniyle vatandaşın artan yüküne bir yenisi daha eklendi. Türkiye eylül ayına elektrik ve doğal gaz zammıyla girdi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Eylül itibarıyla elektrik fiyatlarına konutlar ve tarımda yüzde 20, kamu ve özel hizmetler sektöründe yüzde 30, sanayide yüzde 50 zam yapıldığını açıkladı. Haziran 2022'de olduğu gibi bir kez daha güncelleme dönemi olan ekim ayı beklenmeden zam yapıldı.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ise konutlarda kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 20,4, küçük ve orta ölçekli işletmelerde kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 47,6, sanayide kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 50,8 ve elektrik üretiminde kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 49,5 oranında artış yaptı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu'na göre yapılan son zamlarla birlikte konutlarda kullanılan doğal gaz fiyatındaki bir yıllık artış yüzde 119,5'i bulurken aynı dönemde elektrik fiyatı, günlük 8 kilovatın alında kullanım yapan düşük kademedeki meskenler için yüzde 89,5, 8 kilovatın üzerinde kullanım yapanlar için ise yüzde 184,2 zamlandı.
Peki bu zam yağmuru neden kaynaklanıyor?
2020 yılında Covid'in etkisiyle, tüm fosil kaynakların fiyatları büyük oranda düşerken, 2021 ve 2022'de fiyatlar çok yüksek oranlarda arttı. Rusya-Ukrayna çatışması da fiyatları yüksek seviyelere çeken bir diğer olumsuz etken oldu.
Enerji devi Shell'in CEO'su Ben van Beurden, pazartesi günü Norveç'te düzenlenen bir konferansta doğal gazda yüksek fiyatların "birkaç kış" sürebileceğini belirtti ve enerji karnesine ihtiyaç duyulabileceğini söyledi.
Türkiye'de dogˆal gaz faturası, farklı anlas¸malara dayanan farklı formüllere göre fiyatlandırılıyor. Bu anlas¸malarda, bazı petrol ürünlerinin fiyatları ve spot piyasa fiyatları belirleyici oluyor. Elektrik üretiminin üçte biri ise doğal gazla karşılanıyor.
Doğal gaz ithalatı Rusya, İran ve Azerbaycan'dan beş boru hattı ile ikili anlaşmalar kapsamında gerçekleştirilirken, sıvılaştırılmış gaz (LNG) ithalatı spot piyasadan yapılıyor.
Uzun vadeli ithalat anlaşmaları, uzun yıllardır petrol ürünlerine endeksli fiyat formülleri ile oluşan fiyat ve koşullarla satın alınırken; spot piyasadaki alımlar, uluslararası piyasalarda alım yapılan tarihlerdeki vadeli piyasa (TTF, Henry Hub) fiyatları üzerinden yapılıyor.
Enerji uzmanı Necdet Pamir'in analizine göre uluslararası piyasalarda güncel spot piyasa fiyatlarının petrol ürünlerine endeksli fiyatlara göre çok yüksek seyretmesi doğal gaz ithalat faturasına olumsuz etki yapıyor.
TTF'de Temmuz 2021'de bin metreküpü 464 dolar olan doğal gaz, Mart 2022'de bin 474 dolara, Ağustos 2022'de bin 981 dolara yükseldi.
Türkiye'nin tükettiği doğal gazın yaklaşık yüzde 25'inin LNG olarak ithal edildiğini ifade eden Pamir, 2021'de LNG ithalatının yüzde 12,33'ünün Cezayir ve Nijerya'dan petrol ürünlerine endeksli uzun vadeli kontratlarla ithal edildiğini ve dönem itibarıyla spot piyasadan ithal edilen doğal gaza göre oldukça düşük fiyatlı olan bu ithalatın Türkiye'nin ödeme dengeleri açısından olumlu olduğunu söylüyor.
İthalatın yüzde 13,13'lük (7,7 milyar metreküp) bölümünün ise spot piyasadan iki katından fazla bedelle yapılabildiğine işaret eden Pamir, Nijerya kontratının 2021'de sonlandığını ve yenilenmediğini ifade ediyor. Pamir, "Söz konusu miktar, mevcut anlaşmalar dikkate alındığında, 2022'de spot alımlarla karşılanabilecek. Rusya ile mevcut anlaşmalar da daha önce petrole endeksli iken fiyat formülünde spot piyasa fiyatının ağırlığı yüzde 70, petrole endeksli oran yüzde 30 olarak yenilendi. Dolayısıyla, 2022 doğal gaz faturamızın, önceki yıllara kıyasla çok artması beklenen bir sonuç" diyor.
Yerel politika fiyatları nasıl etkiliyor?
Küresel fiyat artışları, enerjide dışa bağımlı olan Türkiye'de ise ekonomik riskleri artırıyor.
Türkiye, enerji tüketiminde yüzde 83,2 oranla fosil yakıtlara dayalı bir enerji profiline sahip. Bu kaynaklarda da çok yüksek oranlarda dışa bağımlı.
Türkiye, 2021 verilerine göre tükettiği birincil enerjinin yüzde 27'sini doğal gazla karşılarken, bunun yüzde 99,1'ini ithalatla karşılıyor. Geçen yıl tüketilen doğal gazın yaklaşık yüzde 76'sı boru hatlarıyla, yüzde 24'ü LNG olarak ithal edildi. Türkiye, enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 29'unu karşıladığıpetrol ve ürünlerinde yüzde 92,4, yüzde 17'sini karşıladığı taş kömüründe yüzde 97 dışa bağımlı.
DW Türkçe'ye konuşan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, Türkiye'nin dünyada fosil yakıt tüketimi artan az sayıda ülkeden biri olduğunu ifade ediyor. Bu alandaki yüksek oranda dışa bağımlılığın fiyatların artmasında ana etken olduğunu belirten Türkyılmaz, yenilebilir enerji potansiyelinin ise çok azının kullanıldığını vurguluyor.
Türkiye'de geçen yıl 60 milyar metreküplük doğal gaz tüketimi yapıldığını ifade eden Türkyılmaz, depolama kapasitesinin ise 4,3 milyar metreküp ile çok düşük düzeyde olduğuna dikkat çekiyor. Tüketimin yüzde 20-25'i oranında depolama kapasitesine ihtiyaç duyulduğunu belirten Türkyılmaz, Tuz Gölü ve Silivri doğalgaz depolama projelerinin yıllardır geciktirildiğini, eğer bu projeler hayata geçirilseydi depolama kapasitesinin ikiye katlanmış olacağını dile getiriyor.
DW Türkçe'ye konuşan enerji politikaları uzmanı Necdet Pamir ise Türkiye'nin gerek petrol ve doğal gaz gerekse kömür fiyatlarının oluşumunda herhangi bir role sahip olmadığı için küresel piyasalarda oluşan fiyat dalgalanmalarından çok fazla olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Pamir, "Diğer yandan bu kaynakları ithal ederken ödemeler dolarla yapıldığından Türk lirasının dolar karşısındaki hızlı değer kaybı, yüksek enerji fiyatları ile birleşerek çarpan etkisiyle tahribat oluşturuyor" diye ekliyor.
Türkiye'nin enerji faturası kaça çıkacak?
Türkiye'nin 2020'de 28,9 milyar dolar olan enerji ithalat faturası 2021'de yaklaşık 51 milyar dolara yükseldi.
Necdet Pamir, "Petrol fiyatları ve spot piyasadaki gaz fiyatları çok yüksek oranda arttığı için 2022 yılı enerji ithalat faturamızın 2021'e kıyasla çok daha yüksek olması kaçınılmaz" diyor.
Oğuz Türkyılmaz ise ilk yedi aylık enerji faturasının 54 milyar doları bulduğu bilgisi veriyor. Yıl sonu için beklenen rakamın 100 milyar dolar olduğunu ifade eden Türkyılmaz, "Bu sene geçen seneki enerji ithalatı faturamızın iki katını ödememiz söz konusu. Zaten geçen senenin rakamını yedinci ayda geçmiş durumdayız" diyor.
Bu faturayı azaltmak için çok radikal programların devreye alınması gerektiğine işaret eden Türkyılmaz, Türkiye'nin enerjide en büyük faturayı petrole ödediğini hatırlatıyor. Petrol ithalatının üçte ikisinin ise ulaşım sektöründe kullanıldığını belirten Türkyılmaz, ulaşımdaki payı yüzde 90'nın üzerinde olan karayollarının bu ağırlığının azaltılması, havayollarının uzak mesafeler için teşvik edilmesi, hızlı bir raylı sistem politikasına gidilmesi ve ihmal edilen deniz yollarının tekrar faal hale getirilmesi gibi politikalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Doğal gazda ise depolama kapasitesinin artırılması gerektiğinin tekrar altını çizen Türkyılmaz, Türkiye'nin ithal kömürden ise kesinlikle vazgeçmesi gerektiğini vurguluyor.
Türkiye hangi adımları atabilir?
Necdet Pamir de Türkiye'nin enerjide dışa bağımlığının bu kadar yüksek olmasının yanlış enerji politikalarından kaynaklandığı görüşünde.
Pamir'e göre Türkiye mutlaka, hızla fosil yakıtlara bağımlılığını azaltıp enerji tüketim profilinde yenilenebilir kaynakların payını artırmalı, enerji üretiminde kullanılan ekipmanların yerli üretimine ağırlık vermeli ve enerji yoğunluğunu azaltmalı.
Türkiye'nin son derece zengin güneş ve rüzgar potansiyelini kullanamadığını vurgulayan Pamir, "Yıllık güneş enerjisi potansiyeli, tükettiğimiz elektrikten çok daha fazlası olan yıllık 400 milyar kilovat saati bulurken sadece yüzde 3'ü devreye alınabilmiştir. Karasal rüzgar potansiyelinin yaklaşık yüzde 24'ü devreye alınabilmiştir" diyor. Enerji verimliliğinde ise çok büyük bir iyileştirme potansiyelinin atıl beklediğine işaret eden Pamir, enerji verimliliğine ilişkin adımların atılması halinde Türkiye'nin şu an tükettiğinden yüzde 25 daha az enerji tüketebileceğini ifade ediyor.
Pamir'e göre mevcut enerji ithalatı anlaşmalarında ise Türkiye lehine iyileştirmelerin mutlaka zorlanması gerekiyor. Pamir, "Özellikle doğal gaz anlaşmalarında fiyat formüllerinde spot fiyatlar ile petrol ürünlerine endeksli fiyatların hangi yüzdelerle yer almasında çıkarımız olduğu profesyonelce hesaplanmalı ve müzakere edilmeli. Örneğin, boru hatlarıyla alınan gazın paçal maliyeti (Rusya, İran, Azerbaycan) bin metreküpte yaklaşık 355 dolarken, TTF'de bin metreküp gazın fiyatı ağustos ayında 1981 dolar civarına yükseldi" diye konuşuyor.
Oğuz Türkyılmaz'a göre ise enerji alanında özelleştirmeler de yanlış politikalardan biri. Kamunun elektrik üretimindeki payının yüzde 16'ya kadar düştüğünü söyleyen Türkyılmaz, kamulaştırmaların yer alacağı politikalar bütünüyle Türkiye'nin enerji sorununun çözülebileceği görüşünde.
Enerji fiyatlarının enflasyona etkisi ne olacak?
Enerjide artan maliyetler tarımdan diğer üretim kollarında maliyetleri artırıp tüm sektörlerde vatandaşa zam olarak geri dönüyor.
Elektrik ve doğal gazın sanayide dolaylı maliyet unsuru olduğuna dikkat çeken Oğuz Türkyılmaz, "İşletmeler bu artan maliyetleri fiyatlarına yansıtacaktır. Bu da enflasyonu körükleyecek. Yıl sonundan sonra fiyatlar düşecek diye hayal tacirliği yapılıyor ancak tam tersine yapılan bu zamlardan sonra fiyatlar daha da yukarı çıkacak" diye konuşuyor.