Bilim Kurulu Üyesinden aşı uyarısı
Bilim Kurulu Üyesinden aşı uyarısı Bilim Kurulu Üyesi İlhan: "Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu" "Karşılıklı misafirliğe gitme gelme ile beraber çok fazla bulaş olduğunu gözlemliyoruz" "Son dönem filyasyon...
Bilim Kurulu Üyesinden aşı uyarısı
Bilim Kurulu Üyesi İlhan: "Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu"
"Karşılıklı misafirliğe gitme gelme ile beraber çok fazla bulaş olduğunu gözlemliyoruz"
"Son dönem filyasyon raporlarına baktığımızda virüsün daha çok lokanta ve restoran gibi özellikle uzamış oturmalarda bulaştığını gözlemliyoruz"
ANKARA - Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, "Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu" dedi.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, son zamanlarda aşıların çok gündeme geldiğini ve bu durumun insanlarda bir rehavetin oluşmasına yol açtığını belirtti. Ayrıca dün açıklanan yeni tedbirlere de değinen Prof. Dr. İlhan, tedbirlerin iki aşamada ele alınması gerektiğini söyledi.
"Son dönem filyasyon raporlarına baktığımızda virüsün daha çok lokanta ve restoran gibi özellikle uzamış oturmalarda bulaştığını gözlemliyoruz"
Yeni kısıtlamaların iki şekilde değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, "İki tane mantığı var bu kısıtlamaların. Bir tanesi riskli grubu korumak. Peki bur riskli gruplar kim? 65 yaş üzerinde olan, hastalandıkları zaman olumsuz sonuçlara gidebilen, daha çok hayatını kaybeden gruplar. O yüzden bu grupların dışarıyı çıkış saatleri kısıtlandı. Bir diğeri de gençlerimiz, 20 yaş altı olanlar. Bu grupta da belki hastalığı çok aktif geçirmeseler de çevreye bulaş söz konusu olduğu için bu grubun da dışarıya çıkış saatleri kısıtlandı. Bunun dışındaki ikinci strateji ise kısıtlama zamanları içerisinde virüsün daha çok bulaştığı ortamlar ve bulaştığı saatler ile ilgili bir kısıtlama getirildi. Son dönem filyasyon raporlarına baktığımızda; virüsün daha çok lokanta gibi restoran gibi özellikle uzamış oturmalarda bulaştığını gözlemliyoruz. Böyle olunca da haliyle belli zaman dilimini erkene çekmek, yani 20.00'dan sonra oturmaların önüne geçmek, kişilerin de kalabalığa girmesini önlemek söz konusu olacaktı. Bu nedenle de buna yönelik bir kısıtlama geldi. Ama bu kısıtlamalar evleri içermiyor bildiğiniz gibi. Vatandaşlarımızın şöyle yapmamalarını istiyoruz; evet devlet ciddi kısıtlamalar aldı. Hatta baktığımız zaman alışveriş merkezleri, kuaförler, berberler hep baştan beri konuşuyoruz, maçların seyircisiz oynanması gerektiğini savunuyorduk. Maçların seyircisiz oynanması, çocuklarının eğitiminin online devam etmesi" ifadelerini kullandı.
"Karşılıklı misafirliğe gitme gelme ile beraber çok fazla bulaş olduğunu gözlemliyoruz"
Son zamanlarda artan vaka artışlarının kapalı ortamlarda aşırı toplanmalardan kaynaklı olduğunu gözlemlediklerini belirten Prof. Dr. İlhan, "Yine lokantaların zaman kısıtlaması olması, hatta lokantaların aynı zamanda sadece paket servis yapması kısıtlamaların içerisinde yer alıyor biliyorsunuz. Lokantalarda olan kısıtlamalar insanların bir araya gelmesini engelliyor ama alışverişlerindeki kısıtlamalar, spor merkezlerindeki kısıtlamalar. Ama evlerde de vatandaşların buna mutlaka riayet etmesi gerekiyor. Çünkü baktığımız zaman yine son dönem hastalarda ev içi bulaş, aynı aileden, aynı soyada sahip; teyze, anne, baba ya da iş arkadaşıyla karşılıklı misafirliğe gitme gelme ile beraber de çok fazla bulaş olduğunu gözlemliyoruz. O yüzden bu iki mantık dahilinde açıklanan yeni kısıtlamaların hasta sayısını azaltmada etkili olacağını düşünüyoruz. Ama vatandaşların da buna uyması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu"
"Bakın bir kere hasatlığı 2 defa geçirenler var artık, hepimiz biliyoruz. Hatta genç, sağlıklı insanlar bile 2 kez hastalığı geçirebiliyor. Nadir olarak 3'üncü kez olanlar da karşımıza çıkıyor" diyen İlhan, aşılar için temkinli yaklaşılması konusunda uyarıda bulunarak, "Bu aşıyı yaparsınız, bu aşıyı yaptıktan sonra, 1 yıl boyunca toplumun ne kadarını koruduğuna bakarsınız ona göre konuşursunuz. Ama şuan elimizde böyle bir bilgi yok. Çünkü virüsün daha yeni hayatımızda olması söz konusu. Birincisi aşıyı yaparsınız ne kadar kişiyi koruyor buna bakarsınız, buna göre karar verirsiniz. İkincisi ise virüsün oluşturacağı antikor düzeyi bellidir vücutta, virüsün oluşturacağı antikor düzeyini hesaplarsınız. Rutin uyguladığımız; hepatit aşısı, tetenoz aşısı, çocukluk çağı aşılarımıza olduğu gibi, dersiniz ki bu aşının etkisi şu kadar, yüzde şu kadar antikor oluşturması gerekiyor, buna göre karar verirsiniz. Bu ikisi de elimizde olmadığı için, aşıya biraz dikkatli yaklaşmak gerekiyor. Zaten Sağlık Bakanlığı hangi aşı daha uygun olacaksa, uygulaması daha uygun olacaksa, 2 doz olacak biliyorsunuz aşı, bununla ilgili çalışmayı sürdürebilir. Hatta şimdiden de bir anlaşma yaptık diye Bakan Bey açıklamıştı. Buna göre gitmek gerekiyor. Ama bunların da ötesi toplumun, aşı bulundu ben 15 gün, 20 gün daha idare edeyim, hatta aşı vardı, aşı geliyordu, niye bu kısıtlamalar geldi diye yaklaşımlarda bulunmaması gerekiyor. Şunu bir kere bilmemiz gerekiyor; bugün 2 doz aşıyı olmuş olsak dahi biz yine, fiziksel mesafe, maske, hijyen, kalabalığa girmeme ve ortamı temiz havayla havalandırılması yaklaşımına uyarak dikkat edeceğiz. Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu. Aşı sadece virüs ile mücadeleyi kolaylaştıracak bir yaklaşım. Virüs ile mücadelenin en öneli anahtarı; teması ve bulaşmayı engellemek" ifadelerini kullandı.