Binbir Ortam Masalları
SabitFikir dergisi, eylül sayısında yeni bir oluşum olan "transmedya hikayecilik"i tüm değişkenleriyle inceliyor.
İnternetin en çok okunan edebiyat eleştiri sitesi sabitfikir.com'un matbu versiyonu SabitFikir dergisi, eylül sayısında yeni bir oluşum olan "transmedya hikayecilik"i tüm değişkenleriyle inceliyor. Hikayeciliğin bu yeni dili Yenal Bilgici'nin anlatımıyla, keyifle okunan bir dosya haline geliyor.
SabitFikir, değişen dünyanın yeni nimetlerinden birini eylül sayısında ele alıyor. Yenal Bilgici imzasıyla yayınlanan dosya, edebiyatın yeni kavramı "transmedya hikayecilik"i Cathy's Book (Cathy'nin Kitabı) kitabından örneklerle detaylandırıyor.
Bir hikayenin farklı platformlara bölünerek anlatılması olarak tanımlanan transmedya hikayecilik, okurlara heyecanlı ve dinamik bir serüven yaşatıyor. Bilgici hazırladığı dosyada, bu yeni tekniği deneyen yazarlara "karizmayı çizdirmemeleri" için altın kurallar da sunuyor.
Özgün Uçar ise transmedya hikayeciliğin anlamını sokaklarda arıyor ve okurların "başka bir edebiyat mümkün" seslerine kulak veriyor. Yeni edebiyat fenomenine Aysu Önen de bir katkıda bulunuyor ve bu teknikle yazılmış kitapları SabitFikir okurlarıyla buluşturuyor.
Her ay 30.000 basılan SabitFikir'in eylül sayısında Dünyadan köşesiyle Mert Tanaydın, piyasa ekonomisinde Eros'u, Fifty Shades (Elli Ton) kitapları ekseninde inceliyor. Ayrıca FikriSabit, Fazıl Say'ın müziğine farklı bir açıdan bakarken; oyuncu Demet Evgar da kendi tercihlerini el yazısıyla aktarıyor. Elif Tanrıyar ise Kelebek Etkisi'yşe bu defa kadınlara dokunuyor ve nazik bir sorunun cevabını edebiyatta arıyor.
A. Ömer Türkeş, Nafer Ermiş, Özgün Uçar, Hayati Roman, Aykut Ertuğrul, Melisa Kesmez, Bedia Ceylan Güzelce, Selçuk Uygur, küçük İskender, Hande Öğüt, Gözde Demirel ve Aysu Önen gibi pek çok ismin eleştiri yazılarının da bulunduğu SabitFikir'in eylül sayısında Şenay Aydemir, Kötü Yol dizisinin olay örgüsünü kitapla birlikte mercek altına alıyor.
Ayrıca dergide bu ay, Ceren Kavak, Cahit Taşçıoğlu'yla, yeni kurduğu yayınevi Tembelhayvan'ı Sorduk köşesinde konuşuyor. Şahanebirkitap bölümünde Oylum Yılmaz "tebaa" kavramını Henrich Mann'ın aynı adlı kitabı üzerinden incelerken; Gölgede Kalanlar'da Ceyhan Usanmaz, Bram Stoker'ın Yedi Yıldız Mücevheri'ni okurlara her yönüyle anlatıyor.
SabitFikir, Idefix ve Prefix'le ücretsiz
Kapak illüstrasyonunu Sedat Girgin'in yaptığı dergide, edebiyat ve yayıncılık dünyasından haberler ile düşünce özgürlüğü ihlâlleri de yer alıyor.
Yayın yönetmenliğini Elif Bereketli'nin yaptığı SabitFikir, Idefix ve Prefix paketleriyle ücretsiz. SabitFikir'in içeriğini ve daha fazlasını www.sabitfikir.com adresinde bulmak mümkün.
Binbir ortam masalları
Cathy's Book (Cathy'nin Kitabı) isimli romanın bildik bir konusu var: Genç ve güzel Cathy birdenbire ortadan kaybolmuştur. Cathy'nin en iyi arkadaşı Emma, kayıp kızın eski sevgilisi (ve konuyla hiçbir ilgisi olmadığını söyleyen) Victor'dan şüphelenmektedir. Derken Emma, Cathy'nin kendine bıraktığı bir paket bulur. Paketin içinde fotoğraflar, birtakım karalamalar, mektuplar, telefon numaraları, hatta doğum sertifikaları vardır. Emma bu malzemeyi kullanarak arkadaşının izini sürmeye başlar ve olaylar gelişir…
Dedim ya, çok çiğnenmiş bir konu. Ama işte o, "olaylar gelişir" kısmı biraz farklı. Çünkü 'siz' müdahale etmezseniz, olaylar gelişmiyor. ABD'li iki yazar, Jordan Weisman ve Sean Stewart, altı sene önce yayımladıkları ve yukarıdaki konuyu işledikleri Cathy's Book'ta gidişatı kısmen okurun keyfine bırakmıştı. Emma'nın, arkadaşı Cathy kaybolduktan sonra bulduğu kitap, okurun elindeki kitabın ta kendisiydi. Tüm o telefon numaraları, fotoğraflar ve karalamalar okura da verilmişti.
Hatta sayfaların kenarları Cathy'nin tuttuğu kargacık burgacık notlarla doluydu. Kısacası, Cathy'yi araması gereken kişi, hayali karakter Emma değil, okurlardı. Aradılar da… Bakılabilecek her yere baktılar. Weisman ve Stewart, teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanarak melez bir eser tasarladığından, okurlara epey iş çıkmıştı. Kitabın içindeki haritaların izinden gittiler; internet sitesinde açıklanan ipuçlarını kullandılar; telefonlarına yükledikleri mobil uygulamanın kılavuzluğundan yararlandılar. Kitap, internet sitesi veya uygulama, nereyi kurcaladılarsa, orada yeni bir hikaye parçası buldular. Yalnız değillerdi. Parçaları birleştirmek için Twitter ve Facebook'ta diğer okurlarla bir araya geldiler. Dahası, belli bir numarayı aradıklarında telefonun diğer ucundaki hikaye kahramanlarından tavsiye bile aldılar Weisman ve Stewart bu kadar zahmete sırf okurları biraz daha eğlendirmek için girmedi. Yazarlar, son birkaç yıldır Batı'da epey popüler olan bir disiplinin, transmedya hikayeciliğin gereğini yerine getirmeye çalışıyordu.
Etkili de oldular. Hikayenin işleniş biçimi ilgi çekince, devam bölümleri geldi.
Yazarlar, genç okurları yeni bir tür anlatım biçiminin içine sürüklemeyi başarmıştı. Bu yönteme transmedya hikayecilik deniyor. Popüler bir mesele için sıkıcı bir ismi var; ama transmedya hikayecilik bugün okurun epey ilgi gösterdiği bir alan. Sadece yazarlar değil, sinema, reklam ve sanat dünyası da son birkaç yıldır, özellikle Batı'da istim tutan bu disiplin üzerinde kafa yoruyor. Tarif basit: Transmedya hikayecilik, bir hikayenin birden fazla platformda kurgulanıp geliştirilmesi anlamına geliyor. Artık sadece metinler değil, başta dijital teknolojinin giderek gelişen araçları, birçok unsur işin içinde. Videolar, video oyunları, mobil uygulamalar, haritalar… Daha da etkili bir unsur ise okur. Transmedyada okur, hikayeyle farklı mecralarda ilişki kurarak onu kendine mal ediyor, kişiselleştiriyor. Bazen üretim sürecine doğrudan katılıyor, hikayeyi şekillendiriyor ya da alternatif yorumlar üretiyor. Karakterlerin yaşamasına, ölmesine, evlenmesine, ayrılmasına karar verebiliyor.
Yeni insanlar, yeni kurallar… Neyin ne olduğunu daha iyi kavramak için, bu meseleyle yıllardır haşır neşir olan ABD'li yazar Ellie Ann Soderstrom'un blogunda verdiği tarifi ödünç alalım. Soderstrom'a göre transmedya bütün duyulara hitap edebildiği için kuvvetli.