Bir Günde 4 Milyon Lira Himmet Topladılar"
Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 35'i tutuklu ve 14'ü firari 103 iş adamı hakkında 25'er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, tanıkların örgüte "himmet" adı altında yapılan yardımlara ilişkin verdiği bilgiler yer aldı.
NEŞET KARADAĞ - Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 35'i tutuklu ve 14'ü firari 103 iş adamı hakkında 25'er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, tanıkların örgüte "himmet" adı altında yapılan yardımlara ilişkin verdiği bilgiler yer aldı.
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede ifadesine yer verilen esnaf E.K, geçmiş yıllarda FETÖ'nün himmet toplantılarına katıldığını anlattı.
Toplantıların birinde hakkında yakalama kararı olan örgütün "Adana imamı" Ömer Ekinci'nin "Cemaatin yurt dışına daha iyi hizmet götürebilmesi için daha çok yardıma ihtiyaç duyduklarını" aktardığını belirten tanık E.K, "Ekinci, bu nedenle daha fazla himmette bulunmamız gerektiğini söyledi. Önce 60 bin olarak verdiğim himmeti ısrarlar üzerine 100 bin liraya çıkardım. Yine bu toplantıda A.K. isimli bir iş adamı 350 bin lira himmet vereceğini taahhüt etti. Bir sohbet toplantısında 4 milyon lira himmet adı altında bağış toplandı." diye konuştu.
Tanık F.A. da 2008 yılında esnaf arkadaşlarının tavsiyeleri ile "Fetullah Gülen cemaati"ne katıldığını ve KHK ile kapatılan Anadolu Girişimci İş Adamları Derneğine üye olduğunu anlattı.
İlk etapta sadece evlerde ve yurtlarda yapılan, değişik sektörlerde çalışan kişilerin katıldığı sohbetlere davet edildiğini belirten F.A, çok sayıda iş adamını bazı toplantılarda gördüğünü aktardı.
F.A, "cemaat"e katıldıktan iki yıl sonra "mütevelli grubuna" dahil edildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Mütevelli heyetinde yer aldıktan sonra Ömer Ekinci'yle tanıştım. Mütevelli heyette bulunanların cemaat içerisinde ayrı görevleri vardı. Her hafta salı günleri cemaat toplantıları yapılırdı. Toplantılarda önce Fetullah Gülen'e ait CD izletiliyor, daha sonra sohbet ediliyordu. Yılda bir kez himmet toplantısı yapılıyordu. Benim katıldığım bu himmet toplantısını Kemal Elibal yönetti. Himmet toplantısına iş adamları katılırdı. Katılanlardan sırasıyla görüşme yapılarak vereceği para miktarı sorulurdu. Bir önceki '10 bin lira' dediyse, bir sonraki şahsa 'sen bundan daha fazla vermelisin' diyerek verilen himmet miktarını artırıyordu. Görüşme öncesinde cemaatin yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetleri anlatılırdı. Yapılan sohbetlerle katılanların duyguları istismar edilerek daha fazla yardımda bulunulması sağlanırdı."
Himmet toplantılarının örgütün kapatılan Burç Okulu'nun en üst katında yapıldığını belirten F.A, toplanan paraların Kongo'daki cemaate ait okullara gönderildiğinin söylendiği ifade etti.
"5 kurbandan 1'i kesilirdi"
Kurban Bayramı öncesinde yine salı günleri yapılan toplantılarda kişi başı 15-20 kurban bağışı için para istendiğini anlatan F.A, "Yaklaşık 25-30 bin lira civarında da kurban bağışı için para verdim. Yapılan kurban bağışlarıyla ilgili olarak 'toplanan paraların bir kısmı ile gerçekte kurban kesilip etlerinin ihtiyaç sahiplerine verildiği bir kısmının ise kurban kesilmeyerek sadece toplanan paranın cemaate ait eğitim kurumlarının giderlerine aktarıldığı' sohbet sırasında söylendi. Bir kişi 5 kurban parası vermiş ise bu paradan bir kurban alınıp kesilir, verilen 4 kurban parası ise doğrudan eğitim kurumlarına aktarılmaktaydı." bilgisini paylaştı.
"O çok dik duruyor, kapatacak"
F.A, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında açılan davada tutuklanan Eski Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan ve iş adamı Yağmur Akkülah ve beraberindekilerle 2013 yılının kasım ayının ilk haftalarında ABD'ye gittiklerine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"İlk önce Houston ziyareti yapıldı. Burada cemaate ait okullar ve kuruluşlar gezildi. Birkaç gün sonra da Washington'a gidildi. Buradan da Pensilvanya'ya geçildi. Fetullah Gülen'i ziyaret ettik. Gülen'in malikanesinde iki bina vardı. Birisi yeni yapılmıştı. Orayı bize gezdirmediler. Diğer binaya geçtik. İlk önce bizi burada beklettiler. Daha sonra geniş bir odaya aldılar. Burada 40-50 kişi vardı. Oturduktan birkaç dakika sonra Fetullah Gülen geldi. Kendi yerine geçti. Burada dini konularla ilgili bir sohbet yaptı. Sohbet sırasında farklı yerlerden gelen şahıslar vardı. Şahıslardan dershanelerle ilgili 'inşallah kapanmayacak' şeklinde söylemler oldu. Bunun üzerine Fetullah Gülen, başbakan için (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) 'O çok dik duruyor, kapatacak, o iş sizin bildiğiniz gibi değil' şeklinde konuştu. Sözlerini bitirdikten sonra birden ayağa kalktı ve odadan ayrıldı. Bu sohbeti yaklaşık 30 dakika sürdü."
"Ziyaretçilerden 2 bin dolar istediler"
"Gülen'i ziyaret ettiğimiz yerden ayrılırken, buraya sürekli insanların ziyarete gelip gittiği belirtilerek ihtiyaçların karşılanması amacıyla kişi başı 2 bin dolar istendi" şeklinde ifadelerine de iddianamede yer verilen F.A, bu parayı çok bularak biner dolar verdiklerini belirtti.
F.A. bu durumun kendisine çok ters geldiğini vurgulayarak, "Benim yaptığım bu ziyaret sonrasında cemaat yapısını daha iyi görmemi sağladı. Zaten Türkiye'ye geldikten birkaç gün sonra da 17 Aralık olayı gerçekleşti. O olaylardan sonra da cemaatle ilgili düşüncelerim biraz daha değişti. Kendimi onlardan biraz daha uzak tutmaya başladım." ifadesini kullandı.
Belli bir süre yine toplantılara katıldığını anlatan F.A, 2014 yılının sonlarına doğru "cemaat"ten tamamen ayrıldığını iddia etti.
Yıllık 1 milyon lira bağış
Tanık M.İ, örgütün Adana'da bir numaralı isminin Eski Ticaret Borsası Başkanı Çalışkan olduğunu ileri sürerek, "Cemaatin yapacağı her türlü faaliyetinde, alacağı kararlarda, yapılacak yatırımlarda, öğrencilere verilecek burs miktarlarının belirlenmesinde, servis ücretlerinin belirlenmesinde A'dan Z'ye birinci derecede söz sahibi olan kişidir. Bölge sorumluları dahi Muammer Çalışkan'ın emrindedir ve onun talimatı ile hareket eder. Ben cemaatten ayrılana kadar yani 2010 yılına kadar emniyetten de sorumlu olduğunu biliyorum. Fetullah Gülen ile direkt görüşür ve bu görüşmeler çok samimi bir şekilde yapılır." iddialarında bulundu.
FETÖ'nün kentteki önemli isimleri hakkında bilgiler veren M.İ, şunları kaydetti:
"A.C'nin kamu kurumlarına yerleşecek cemaate tabii memurların hazırlanması ve gerekli olan prosedürlerin tamamlanması aşamalarından sorumlu olduğunu biliyorum. Cemaatin Adana'daki tüm belediyeler üzerinde etkili adamıdır. Yine diğer devlet daireleri üzerinde de büyük ölçüde etkisinin ve yaptırımının olduğunu biliyorum. Tutuklu Yağmur Mobilya'nın sahibi Yağmur Akkülah cemaat adına yapılacak faaliyetlerde söz sahibiydi. Cemaate yıllık 1 milyon lira bağışta bulunuyordu. H.K. ise cemaatin Adana kasası. Benim içinde bulunduğum 25 yıl süresince Fetullah Gülen cemaatinin Adana'da değişmez yöneticileri ve karar mekanizmalarıdır. Kentte 6 cemaat yöneticisinin haberi olmadan hiçbir kurum veya kişi karar alamaz, hareket edemez."
M.İ, 2002 yılından itibaren sahibi olduğu inşaat firmasıyla "cemaat"e ait resmi olarak 4 inşaat yaptığını anlatarak, "Yapmış olduğum faturalı bu 4 inşaat karşılığında hiçbir şekilde para almadığım gibi üstüne cemaate para vererek yardımda bulundum. Bu inşaatlarda faturalar üzerinde yüzde 5 kar gösterdim. Vergiyi bunun üzerinden ödedim. Vergi dairesince kabul görmedi, matrah artırarak karı yüzde 10'a çıkardım ve vergiyi bu şekilde tekrar ben ödedim." ifadesini kullandı.
İddianame
Adana'da, darbe girişiminin ardından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 35'i tutuklu, 14'ü firari 103 iş adamı hakkında "terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütüne finans sağlamak" suçundan 25'er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame kabul edilmişti.
İddianamede, sanık iş adamlarının FETÖ/PDY ile bağlantılı derneklere üye oldukları ve sohbet toplantıları yaparak himmet adı altında para topladıkları kaydedilirken, bir iş adamının oğlunun darbe girişimi gecesi camideki imama müdahale edip sela okumasını engellediği belirtilmişti.
Darbe girişimi gecesi bazı iş adamlarının terör örgütüyle bağlantıları oldukları ve örgüte finans sağladıklarının anlaşılmaması için ellerine Türk bayraklarını alıp sokaklara çıktığı, bazılarının ise Ankara'ya gidip Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde "demokrasi nöbeti" tuttuğu da iddianameye yansımıştı.
