Bir güne onlarca iş sığdıran fedakar anne, çalışkanlığıyla örnek oluyor
Bursa'nın Keles ilçesinde kırsal mahallede tarlada çalışan, ineklerine, tavuklarına bakan, belediyenin açtığı dokuma atölyesinde çeşitli ürünler üreten, evi ve çocuklarıyla ilgilenen fedakar anne, azmi ve çalışkanlığıyla çevresine örnek teşkil ediyor.
Bursa'nın Keles ilçesinde kırsal mahallede tarlada çalışan, ineklerine, tavuklarına bakan, belediyenin açtığı dokuma atölyesinde çeşitli ürünler üreten, evi ve çocuklarıyla ilgilenen fedakar anne, azmi ve çalışkanlığıyla çevresine örnek teşkil ediyor.
Sorgun Mahallesi'nde doğup büyüyen 41 yaşındaki Ayşe Aslan, yorulmadan bir güne onlarca iş sığdırıyor. Aslan, bebekken geçirdiği ateşli hastalık sonucu işitme yetisini kaybeden, 11 yıldır her hafta yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Bursa'ya eğitime götürdükleri 12 yaşındaki oğlunun yanı sıra liseye devam eden 16 yaşındaki kızına iyi bir gelecek sunmak için eşiyle çaba gösteriyor.
Ayşe Aslan, AA muhabirine, güne saat 06.30'da başladığını, önce hayvanlarına baktığını, ineklerinden günde 130-150 litre süt sağdığını söyledi.
Ahırlarında 10 sağmal inek, 15 buzağı bulunduğunu belirten Aslan, "Ben sağım işine bakıyorum, yemlerini, samanlarını hazırlıyorum. Eşim de diğer işlerle ilgileniyor. Sütü, köyde mandıra işletmemiz var, oraya veriyorum. Tavuğumuza, köpeğimize bakıyorum. Kümeste 10 tavuğumuz var. Onları yemliyorum, yumurtaları alıyorum." dedi.
Kayınvalidesi ve kayınpederinin de kendileriyle yaşadığını dile getiren Aslan, birlikte kahvaltı yaptıktan sonra boş durmadığını, Büyükşehir Belediyesinin mahallede açtığı dokuma atölyesine gittiğini aktardı.
Atölyede eline geçen parayla aile bütçesine destek olduğunu anlatan Aslan, "Burada 3-4 senedir özellikle kış aylarında dokuma yapıyoruz. Zevkli bir iş, severek yapıyorum. Biz, yorulmak bilmiyoruz. Evde boş oturmaktansa dokumaya gidip paramızı kazanıyoruz, vakit geçiriyoruz. Dokuduğumuz parça başına aylık ücret veriyorlar." ifadelerini kullandı.
Tarla işlerinde de çalışıyor
Mart ayında tarlada da çalışmaya başladıklarına değinen Aslan, soğan, patates, sarımsak, fasulye ektiklerini, kiraz ağaçlarının bulunduğunu, çilek yetiştirdiklerini, büyükbaş hayvanları olduğu için bolca silajlık mısır ektiklerini anlattı.
Ayşe Aslan, şunları söyledi:
"Oğlum işitme engelli. Duymadığını 11 aylıkken fark ettik. O günler aklıma geldiğinde ağlayacağım geliyor. Hastaneye götürdük, işitme testi yapıldı. 'Çocuğun işitme kaybı var' dediler. Hastane tepeme yıkıldı. Şimdi 12 yaşına girdi, her pazartesi Bursa'ya eğitime gidip geliyor. İzmir'de ameliyatını yaptırdık. İmplant işitme cihazı takıldı. Çok şükür iyi. Şimdi okuluna, yurduna gidiyor. Topluma, hayata kavuşturduk onu. Oğlum şimdi kendi işini kendi görüyor. Arkadaşlarıyla iyi, mutlu. Kızım da liseye gidiyor. Eşimle çok mutluyuz, hem okul hem Kur'an kursundan arkadaşım hem hayat arkadaşım. Çok şükür iyiyiz, huzurluyuz, sağlıklıyız. Hayatta mücadele edeceksin. Çalıştıkça engeller aşılıyor. Kimse üzülmesin. İnsan, her şeyin üstesinden geliyor. Uğraştım, çalıştım, hayvan baktım, tarlaya, yevmiyeye, dokumaya gittim ama sırf oğlum, kızım için."
Aslan'ın eşi Hüsamettin Aslan ise eşiyle yardımlaşmaları, birbirlerine destek olmaları sayesinde işlerinin daha kolay olduğunu belirtti.
Her gün çalıştıklarını aktaran Aslan, kışın sadece hayvanlarla ilgilendiklerini söyledi.
Özel ilgiye ihtiyacı olan oğlunu haftada 1,5 saat bireysel işitme ve konuşma rehabilitasyonu için Bursa'ya götürdüklerini kaydeden Aslan, "Konuşması, iletişimi iyi. Gitmeseydik kötü olabilirdi. Konuşma ve yazmadan mezun oldu ama iletişim dersi almaya 18-20 yaşlarına kadar devam edecek. İşitme cihazlarının bakımı için de gidiyoruz. Çalışmadan, emek olmadan yemek olmuyor. Nereye gitsek çalışacağız, şehirde de olsa köyde de olsa çalışmadan ekmek yok." diye konuştu.
