Bisiklet Tutkunu Ailesiyle Dünyayı Geziyor
Anne ve babası bisiklet tutkunu olan 4 yaşındaki Tibet Çınar Sarıhan, 2 yaşından bu yana ailesiyle birlikte Avrupa'daki ülkeleri dolaşıyor Bisikletin arkasında oluşturulan bölümde seyahat eden minik Tibet, annesinin evde hazırladığı erişte, tarhana, dut kurusu pestil gibi yiyeceklerle besleniyor, oyuncağı Maviş'i yanından ayırmıyor Baba Soner Sarıhan: "Tibet, annesinin karnında gezmeye başladı diyebiliriz. O doğmadan İran, Pakistan ve Hindistan'ı gezmiştik. 4 uzun tur yapmıştık" "Oğlumuz karıncalar ateşe düşmesin diye barikat kurarken, tırtılın kelebek olmasını uzun süre bekliyor"
SEFA MUTLU - Anne ve babası bisiklet tutkunu olan 4 yaşındaki Tibet Çınar Sarıhan, 2 yaşından bu yana ailesiyle birlikte dünya ülkelerini dolaşıyor.
Bisikletin arkasında oluşturulan bölümde seyahat eden Sarıhan, annesinin evde hazırladığı erişte, tarhana, dut kurusu, pestil gibi yiyeceklerle besleniyor, oyuncağı Maviş'i yanından ayırmıyor.
Baba Soner Sarıhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi gibi öğretmen olan eşi İnci Sarıhan'la "Bisiklet sür, dünyayı kurtar" sloganıyla yola çıktıklarını söyledi.
Herkesin dünyayı gezme hayali olduğunu ifade eden Sarıhan, "Bu hayali gerçekleştirmenin en güzül yolu da bisikletle seyahat. Bisiklet bir nevi her yerde geçen bir bilet. Açmadığı kapı yok" dedi.
Soner Sarıhan, bugüne kadar 19 ülke topraklarından geçtiklerini, bisikletle seyahat etmenin kendisi ve eşi için tutku olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Bu hiç bitmeyen bir süreç. Yolculuk devam etmediğinde de yolculukla ilgili işler hep devam ediyor. Turun başlayacağı günün öncesinde üniversite sınavına girecek öğrenci ya da evlenecek gelin gibi heyecanlı oluyorsunuz. İlk pedal ve ilk dakika ise müthiş bir his. 'İşte başladık' diyorsunuz, her şeyin güzel geçmesi için bir kaç dilek, dua mırıldanıyorsunuz, hayırlısı deyip pedallara asılıyorsunuz. Tur hazırlığında rota araştırması, önceki gezilerin paylaşılması, malzeme testleri, ekipmanlar ile ilgili geliştirmeler, sponsor arayışları pedal çevirmediğiniz zamanda da devam ediyor. Bu bizim için bir yaşam biçimi haline geldi."
"Tibet, dünya turuna annesinin karnında başladı"
Sarıhan, oğlu Tibet Çınar'ın bisikletli bir kültürün içinde doğduğunu belirterek, "Tibet, annesinin karnında gezmeye başladı diyebiliriz. O doğmadan İran, Pakistan ve Hindistan'da bisiklet sürmüştük. 4 uzun tur yapmıştık. 'O da bizimle gelecek mi, acaba devam eder miyiz?' demedik. Doğal olarak turlar devam edecekti ve o da bizimle gelecekti. Oturup 'Gelsin mi, gelmesin mi?' diye düşünmedik. Zaten o gelmeden gitmezdik" diye konuştu.
Avrupa'da 7 ülke gezdikleri 2011'de, Tibet'in henüz 22 aylık olduğunu aktaran Sarıhan, aile büyüklerinin bu yolculuklara karşı çıkmasına rağmen vazgeçmediklerini vurguladı.
"Tibet için erişte, tarhana, dut kurusu ve pestil hazırladık"
Sarıhan, seyahat sırasında Tibet'in bakımı ve beslenmesi konusunda zorluk çekmediklerine de değinerek, şunları söyledi:
"Yerleşik hayattayken dahi kısa bir tatil için uzun hazırlıklar yapılır. Çocuğunuz için onlarca ayrıntıyı düşünürsünüz yola çıkarken. Bizim gibi her gün farklı yerde uyuyacak ve daha önce deneyimlemediğiniz iklimlerde yolculuk yapacaksınız elbette fazlasıyla hazırlıklı olmanız gerekiyor. Örneğin, Tibet Çınar'ın sağlıklı beslenmesi için erişte, tarhana, dut kurusu pestil gibi yiyecekleri, hastalanma ihtimaline karşı ateş düşürücüsünü ve çok sevdiği uyku oyuncağı Maviş'i yanımızdan ayırmayız. Şiddetli yağmurlarda da kamp kurduğumuzdan kıyafetlerinin de su geçirmemesi gerekiyor. Tabi yolculukta her karşılaşılan her yeni duruma hazırlıklı olmamız imkansız. Bazı çözümleri de yolda üretiyoruz elbette. Sürprizler, turların en eğlenceli kısımları zaten. Yolda yaşanan her olay bir öğretmen bizim için. Yolun getirdiklerini kabul edecek kadar olgun, doğa ile kavga etmeyecek kadar saygılı olmayı öğrenmek gerekiyor."
Soner Sarıhan, oğulları Tibet'in büyümesiyle rotalarının da farklılık göstereceğini belirterek, gerekli sponsorları bulmaları halinde ise kesintisiz dünya turu için yola çıkacaklarını kaydetti.
Oğlu Tibet'in yaşıtlarına göre dünyayı daha fazla deneyimleme şansına sahip olduğunu, çocukların evde kapalı kalmamaları gerektiğini dile getiren Sarıhan, bazı ailelerin, "Biz araba ile 15 dakikalık mesafedeki markete giderken savaş yaşıyoruz, siz 2 ay boyunca bisikletle nasıl yol alıyorsunuz?" sorularıyla sık sık karşılaştıklarını anlattı.
Olağanüstü bir şey yapmadıklarını ifade eden Sarıhan, şöyle devam etti:
"Biz olağanüstü bir şey yapmıyoruz, olağandışı bir şey yapıyoruz. Umarız başta öğrencilerimiz olmak üzere ve kafalarındaki kalıpları kırmaları için insanlara örnek oluyoruzdur. Tibet Çınar'ın yaşadığı olumlu değişimleri ölçümlemek şu anda belki mümkün değil. Fakat doğa ile çatışmamayı, hava şartlarına kızmamayı, kapalı havayı 'kötü hava' olarak değerlendirmemeyi, fiziksel aktivite yapmayı, bu yaşta bilinçaltına kaydettiğini ve kişiliğinin gelişiminde pozitif etkisi olduğunu düşünüyoruz. Farklı tatlara, alışılmadık kültürlere, yeni tanıştığı kişilere karşı ön yargısız olmayı yavaş yavaş öğreniyor. Böyle olduğunu düşünmesek zaten yola çıkmayız. Tibet Çınar, bulutlara bakıp kendince hava tahmini yapmaya çalıştığında, minik kamp ocağının etrafına karıncalar ateşe gitmesin diye barikat kurmaya çalışırken, bir tırtılın başında uzun süre sıkılmadan acaba kelebek olacak mı diye beklerken çok sakin ve huzurlu oluyor, sonrasında o kadar çok soru soruyor ve merak ediyor ki üretilmiş insan yapısı hiçbir oyuncak bunları ona yaşatamaz." - İstanbul