Bitlisli baston ustası Birol "Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü"nü almanın gururunu yaşıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığının "Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü"ne layık görülmenin mutluluğunu yaşayan 60 yaşındaki Bitlisli baston ustası Cumali Birol, ilk günkü aşkla mesleğini sürdürüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının "Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü"ne layık görülmenin mutluluğunu yaşayan 60 yaşındaki Bitlisli baston ustası Cumali Birol, ilk günkü aşkla mesleğini sürdürüyor.
Adilcevaz ilçesinde yaşayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatçısı Birol, büyüklerinden öğrendiği bastonculuk sanatını 70 metrekarelik atölyesinde yaşatmaya çalışıyor.
Birol, makine kullanmadan tamamen el emeğiyle eğe, zımpara ve rende ile verimden düşmüş asırlık ceviz ağaçlarını bastona dönüştürüyor.
Ceviz ağacı, manda, koç ve sığır boynuzuyla yaptığı bastonları, Selçuklu ve Osmanlı motifleri, zümrüt, yakut, sedef ve ebruyla süsleyen Birol, bugüne kadar ürettiği 80 baston çeşidiyle ulusal ve uluslararası festival ve fuarlara katılarak mesleğini tanıttı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni'nde, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan alan Birol, sanatının gelecek nesillere aktarmak için özveriyle çalışıyor.
Birol, AA muhabirine, dedelerinden öğrendiği bastonculuk mesleğini yıllardır sürdürdüklerini söyledi.
Bastonculuk mesleğinin kaybolmaya yüz tuttuğunu belirten Birol, "Adilcevaz'da bastonculuk sanatı çok eskilere dayanıyor. Yaklaşık 3 bin yıllık bir geçmişi söz konusu. Adilcevaz vadisinde yetişen köklü ceviz ağaçlarını alıp bastona dönüştürüyoruz. Baston yapımında manda ve koç boynuzu da kullanıyoruz. Tamamen el emeği göz nuruyla yapılan bastonculuk sanatını öldürmeden sanatsal boyutta bırakarak dördüncü kuşağa aktaracağız." dedi.
Mezar taşlarının üzerlerindeki süslemeler ile Selçuklu ve Osmanlı motiflerini bastonlara işlediklerini vurgulayan Birol, şunları kaydetti:
"Gerek 1071'den gerekse Osmanlı İmparatorluğu kurulduktan sonra geleneksel Türk İslam sanatlarını bastona işledik. Bunlardan biri ebru sanatıdır. 2007'de dünyada ilk kez ebru sanatını bastona uygulayarak iki ayrı sanatı birleştirmeye çalıştık. Bu iki sanatla bastonlarımızı çok güzel hediyelik ve turistik eşya haline getirdik. Ziyaretçiler yöreye ait hediyelik ürün almak istiyor. Bu talebe cevap vermek adına farklı ürünler yapıyoruz. Eskiden Adilcevaz'da klasik birkaç baston modeli vardı, gövde işlemesi ise yok denilecek kadar azdı. Osmanlı ve Selçuklulardan kalan Türk süsleme sanatı motifleriyle bu işi göstermeye çalıştık. Ülkemize yaklaşık 80 baston çeşidini hediye ettik."
Atölyelerinde bugüne kadar 75 usta yetiştirdiğini anlatan Birol, şöyle devam etti:
"En büyük teşekkürü Cumhurbaşkanı'mıza ediyoruz. Bu ödülü bizlerle paylaşması, sahnede ismimizi zikretmesi bizi şereflendirdi, onurlandırdı. Bu noktada Adilcevaz bastonu hak ettiği yeri bulmuştur. Bu, ilimiz adına verilmiş bir ödül. Sanatımızın en uç noktasına geldik. Bunun üstüne verilecek başka bir ödül göremiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü'nü aldık. Sevinçliyiz, mutluyuz. İnşallah rol model oluruz. İlimize ve ilçelerimize hayırlı olsun."