BM Genel Kurulu Başkanı Bozkır: "Sivillere ve dini bölgelere yönelik tüm saldırıları kınıyorum"
- BM Genel Kurulu Başkanı Bozkır: "Sivillere ve dini bölgelere yönelik tüm saldırıları kınıyorum" Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurulu Başkanı Volkan Bozkır, BM Genel Kurulu'nun Filistin'e ilişkin toplantısında, "Yıllardır en kötü şiddete tanık olduk. Yüzlerce masum öldürüldü.
- BM Genel Kurulu Başkanı Bozkır: "Sivillere ve dini bölgelere yönelik tüm saldırıları kınıyorum"
NEW YORK - Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurulu Başkanı Volkan Bozkır, BM Genel Kurulu'nun Filistin'e ilişkin toplantısında, "Yıllardır en kötü şiddete tanık olduk. Yüzlerce masum öldürüldü. Bu, insanlık dışı ve katlanılmaz. Sivillere ve dini bölgelere yönelik tüm saldırıları kınıyorum" dedi.
İsrail ile Filistin arasında şiddetli çatışmalar devam ederken, BM Genel Kurulu ABD'nin New York kentinde İsrail-Filistin arasındaki çatışmaları görüşmek üzere bir araya geldi. Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurulu Başkanı Volkan Bozkır'ın toplantının açılış konuşmasında, İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmalara yönelik barış çağrılarında bulunurken, sivillere ve dini yerlere yönelik saldırıları kınadı. Bozkır, "17 Mayıs tarihli mektubumda belirtildiği üzere, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği'nin, Filistin sorunu ve Ortadoğu'daki durum üzerine ortak bir görüşme yapma talebi doğrultusunda, Genel Kurulu topladım. Ardından, Bağlantısızlar Hareketi Koordinasyon Bürosu da bu talebe katılma kararlarını bana bildirdi. Şu an Genel Kurul'da toplandığımız sırada, sahadaki durum kötüleşmeye devam ediyor. Yıllardır en kötü şiddete tanık olduk. Yüzlerce masum öldürüldü. Acı çok büyük. Bu, insanlık dışı ve katlanılmaz. Özellikle Gazze bombardımanlarının devam ettiği bir dönemde sivillerin korunması ve uluslararası insancıl hukuk konusunda son derece endişeliyim. Sivillere ve dini yerlere yönelik tüm saldırıları kınıyorum" ifadelerini kullandı.
Ramazan Bayramı'nda İsrail güçlerinin Filistin'e yönelik saldırmasının şok edici olduğunu ifade eden Başkan Bozkır, aralarında Mescid-i Aksa'da dahil olmak üzere tüm ibadet alanlarına saygı gösterilmesi çağrısında bulundu. Bozkır, "Saldırıların, Müslümanların kutsal Ramazan ayı sonunda başlaması üzücü. 1,8 milyar Müslüman için dünyanın en kutsal yerlerinden biri olan Mescid-i Aksa Camii'ne yapılan baskın şok ediciydi. Mescid-i Aksa Camii dahil olmak üzere tüm ibadet alanlarına bir kez daha saygı göstermeye çağırıda bulunuyorum" dedi.
"63'ü çocuk ve 35'i kadın olmak üzere 200'den fazla Filistinli hayatını kaybetti"
İsrail güçlerin tarafından düzenlenen saldırılarda kayda geçen bilançoya değinen Bozkır, "Yaklaşık 2 hafta önce BM, mevcut şiddetin tırmanışının başlangıcından bu yana, Gazze'de 63'ü çocuk ve 35'i kadın olmak üzere 200'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğinin bildirdi. Gazze'de, sadece son 24 saatte 6 Filistinli hayatını kaybetti. Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, işgal altındaki Batı Şeria'daki durum çok kötü ve BM, 4'ü çocuk, 25 Filistinlinin hayatını kaybettiğini aktardı. Bu can kayıplarından 1'i çocuk olmak üzere, 3'ü son 24 saatte meydana geldi" ifadelerini kaydetti.
Filistin'de binlerce kişi evsiz kaldı
Başkan Bozkır, Filistin'de hayatını kaybedenlere başsağlığı ve yaralılara acil şifa dileklerini ileterek, bölgede yaşanan çatışmalar sonucu binlerce kişinin evsiz kaldığına değindi. Bozkır, "Gazze'de ve Doğu Kudüs dahil, işgal altındaki Batı Şeria'da binlerce Filistinli yaralandı. Evsiz kalan binlerce kişi, camiler ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı okulları da dahil olmak üzere çevre bölgelere sığındı. Düşüncelerim ve dualarım, hayatını kaybedenlerin ailelerinden yana. Huzur içinde yatsınlar. ve yaralılar için acil şifalar diliyorum" dedi.
"İsrail, uluslararası insani hukuk yükümlülüklerine uyulmasını sağlamalı"
BM Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada Bozkır, taraflar arasında barış ve İsrail'in insani hukuka uymasının gerekliliğine dikkat çekti. Başkan Bozkır, "Gazze'de ateşkes çağrılarını yineliyorum. Bu hemen gereklidir. Taraflar uçurumdan uzaklaşmalı ve uluslararası hukuka saygı göstermelidir. İşgalci bir güç olarak İsrail, orantılı güç kullanımı da dahil olmak üzere, uluslararası insani hukuk yükümlülüklerine uyulmasını sağlamalıdır" ifadelerini kullandı.
"Filistinlilerin, evlerinden çıkarılması uluslararası hukuka göre bir savaş suçu oluşturabilir"
İsrail güçleri tarafından hedef alınan ve evlerinden sürekli tahliye edilme korkusu ile yaşayan Filistin halkına yapılanların durması gerektiğini aktaran Bozkır, Şeyh Cerrah'daki Filistin halkının evlerinden çıkarılmasının uluslararası hukukta bir savaş suçu olabileceğinin altını çizdi. Yaptığı konuşmada Bozkır, "Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'daki şiddet ve kışkırtma sona ermelidir. Batı Şeria'da genişleyen yerleşimci sömürgeciliği nedeniyle Filistinliler, evlerinden sürekli tahliye korkusu altında yaşamamalı. Filistinlilerin, Şeyh Carrah'daki evlerinden çıkarılması uluslararası hukuka göre bir savaş suçu oluşturabilir. İsrail mahkemelerinin, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bir yetkisi yok" ifadelerini kullandı.
"İnsani koşullar, Covid-19 salgını ile daha da kötüleşti"
Bölgede devam eden çatışmalar nedeniyle zor zamanlar geçiren Filistinlilerin, korona virüs (Covid-19) salgını nedeniyle yaşam koşullarının daha da zorlaştığını ifade eden Bozkır, "Pek çok savunmasız Filistinlinin günlük olarak deneyimlediği güvensizlik ve son derece karmaşık insani koşullar, Covid-19 salgını ile daha da kötüleşti. İnsani yardım aktörleri için hızlı, güvenli ve engelsiz erişim, yiyecek, sağlık hizmetleri ve diğer önemli insani yardımları sağlamak için çok önemlidir. UNRWA tesisleri, son günlerde yerlerinden edilmiş binlerce Filistinli için, sığınma ve güvenlik noktası haline geldi. Bu, Ajans'ın hayati insani rolünün bir başka örneğidir. Üye Devletler, UNRWA'nın temel hizmetlerini sunmaya devam edebilmesi için, dünkü 38 milyon dolarlık ani başvuru da dahil olmak üzere, yeterli mali ve siyasi destek almasını sağlamalıdır. Bu, bölgesel istikrar için kritiktir" dedi.
"Filistin sorunu BM'nin barış ve güvenlik gündeminde en uzun süredir devam eden meseledir"
Filistin'de yaşananların BM gündeminde en uzun süredir yer alan mesele olduğuna ve bu sorunun BM'nin kuruluşundan beri var olduğuna dikkat çeken Başkan Bozkır, "Maalesef bu noktada birçok kez bulunduk. Filistin sorunu, BM'nin barış ve güvenlik gündeminde en uzun süredir devam eden meseledir. BM kadar uzun bir süredir ortada. Öyleyse gerçek resme bakalım. Bu son çatışmalar bir boşlukta meydana gelmedi. Bu, göz yumamayacağımız bir noktaya yükselen bir başka alevlenmedir. Bu, münferit bir olay değil. Filistin topraklarının uzun süreli askeri işgali de dahil olmak üzere bu, 10 yıllardır süren meselenin daha geniş bağlamından ayrılamaz. Siyasi çıkmaz ve müzakerelerin var olmayışıyla birleşen işgal, İsrail-Filistin çatışmasının dengesizliğinin ve devam etmesinin ana kaynağıdır" ifadelerini kaydetti.
BM'nin bu konudaki tutumu, sayısız karar ve raporla kapsamlı bir şekilde belgelenmiştir.
BM'nin, bölgede yaşananlara ve Filistin halkına yapılanlara yönelik tutumunu, yayınladığı raporlarında kaydettiğini belirten Bozkır, "Filistin halkı onlarca yıldır işgal altında yaşıyor. Böylesine uzun süreli bir işgalin, Filistinliler arasında yaygın olarak görülen hayal kırıklığı ve umutsuzluk duyguları da dahil olmak üzere çok yönlü sonuçları var. İşgal, özünde Filistinlileri doğuştan sahip oldukları insanlık haysiyetlerinden mahrum bırakmaktır. BM'nin bu konudaki tutumu, sayısız karar ve raporla kapsamlı bir şekilde belgelenmiştir. Bu, durumun insan hakları ve insani yönleriyle ilgili uzun süredir devam eden ciddi endişeleri içermektedir" ifadelerini kullandı.
"İİT'nin, İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Oturumu'nun toplanması talebini memnuniyetle karşılıyorum"
İİT'nin, Filistin'deki fürumu masaya yatırmak adına önümüzdeki hafta İnsan Hakları Konseyi toplantısı çağrısına sıcak bakan Başkan Bozkır, "İİT'nin, Gazze ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'daki ciddi insan hakları durumunu ele almak için önümüzdeki hafta İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Oturumu'nun toplanması talebini memnuniyetle karşılıyorum. Bu konunun insan hakları boyutu daha fazla inceleme ve dikkat gerektiriyor" dedi.
"Tünelin sonunda ışık olduğunu Filistinlilere ve İsraillilere göstermeliyiz"
Konuşmasında, taraflara çözümün olduğu yönünde yol gösterilmesi hususunda çağrıda bulunan Bozkır, BM'nin konuya ilişkin çözüm başlıklarına değindi. Bozkır, iki devletli çözüm hususunda müzakereleri yeniden canlandırmaya olan desteğini kaydederek, "Tünelin sonunda ışık olduğunu Filistinlilere ve İsraillilere göstermeliyiz. Mevcut durumun iç karartıcılığına rağmen, hepsi kaybolmadı. Çok taraflı sistemin karşılaştığı pek çok zorluğun aksine, BM'nin kurumsal sicili, bu durumda ileriye dönük yolu açıkça belirtiyor. Yani bu, işgali sona erdirmek, Kudüs'ün statüsü de dahil olmak üzere tüm nihai statü meselelerini ele almak ve iki bağımsız, egemen, yaşayabilir devlet ile barış içinde yan yana yaşayan İsrail ve Filistin elde etmek amacıyla müzakerelere hızlı dönüş ve her iki devletin de başkenti Kudüs ile 1967 öncesi sınırlar temelinde tanınan sınırlar içinde güvenlik ve karşılıklı tanımaktır. Bu, ilgili BM kararları, uluslararası hukuk, önceki anlaşmalar ve Orta Doğu barış süreci için uzun süredir devam eden parametrelerle uyumludur. Bu amaçla İsraillileri ve Filistinlileri desteklemek bizim ortak sorumluluğumuzdur. Uluslararası toplum, adaletsizlikle mücadele etmek ve Filistin halkının haklarına saygı duyulmasını ve korunmasını sağlamak için yenilenmiş bir irade göstermelidir. Bu yasal ve ahlaki bir zorunluluktur. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler, Orta Doğu Dörtlüsü ve önemli uluslararası ortaklar da dahil olmak üzere, iki devletli çözüm arayışındaki inandırıcı müzakereleri yeniden canlandırmak ve yenilemek için devam eden arabuluculuk çabalarına tam desteğimi yinelemek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Güvenlik Konseyi sorumluluklarını üstlenmeli"
Başkan Bozkır, BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini ve bu konuya ilişkin Konseyden ortak bir ses beklediğini dile getirdi. Bozkır, "Güvenlik Konseyi sorumluluklarını üstlenmeli ve gündemindeki uzun süredir devam eden maddede felç durumunu bir kez daha aşmalıdır. Bu konudaki eylemsizlik, Konsey'in ve Birleşmiş Milletlerin diğer acil barış ve güvenlik meselelerindeki kabiliyetini ve güvenilirliğini baltalıyor, hatta engelliyor. Bu önemli ve acil konuda Güvenlik Konseyi'nden birleşik bir ses duyacağımızı umuyorum. Genel Kurul'a gelince, BM şartı kapsamındaki sorumluluğumuzu üstlenmemiz ve sözlerden daha fazlasını sunabileceğimizi göstermemiz gerekiyor. Filistin halkına meşru özlemlerinin duyulduğunu ve uluslararası toplumun acılarını önemsediğini bilmelerini sağlamalıyız. Uluslararası hukukun daha fazla aşınmasını önlemek için ortak bir görevimiz var, bu sözleri ve taahhütleri eyleme dönüştürmeliyiz. BM'nin 75. Genel Kurul toplantısında, her iki tarafı ve uluslararası toplumu, şiddetin kısır döngüsünü durdurmak ve işgali sona erdirmek için gerçek adımlar atmaya çağırıyorum. İnsan haklarını savunmak ve uluslararası hukuk ilkelerini ve Birleşmiş Milletler şartının ruhunu desteklemek için" dedi.