Bölge Ekonomisi Masaya Yatırıldı
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı, hükümetinin bölgeye kamu yatırımı yapmak yerine özel sektöre havale ettiğini söyledi.
Demokratik Toplum Kongresi'nin organize ettiği Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere pek çok ekonomi ile ilgili kurum ve kuruluşun destek verdiği Demokratik Ekonomi Konferansı'nın hazırlık toplantılarından biri olan Endüstriyel Üretim, Finans, Ticaret ve Toplumcu Pazar Anlayışı Atölyesi, Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda yapıldı.
Akademisyenler, sanayi ve ticaret odası başkan ve yetkilileri, siyasetçiler, ekoloji kurum ve kuruluşları, aktivistlerin katıldığı atölyede, Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı bir açış konuşması yaptı. Anlı, Türkiye'nin en az gelişmiş 20 ilinin bölgede olmasının bir tesadüf ve kader olmadığını söyledi.
Kaynakların sürekli olarak çevreden merkeze taşındığına dikkat çeken Anlı, Ankara'nın da bu kaynakları kullanma biçiminin sıkıntıların sebebi olduğunu belirtti. Türkiye'nin birçok bölgesine kamu kaynakları aktarıldığını ve bu bölgelerin geliştiğini belirten Anlı, AKP hükümeti döneminde kamu kaynakları yerine özel sektörün öne çıkarıldığına işaret etti ve "Bölge için kamu kaynaklarının kullanımından vazgeçilmesi bir sorundur" dedi.
Bu atölyenin Urfa'da yapmayı planladıklarını ancak IŞİD çetelerinin Rojava'nın Kobani Kantonu'na yönelik saldırısı dolayısıyla Urfa gündeminin bu saldırılar olduğunu ve bir hassasiyet yarattığını belirtti ve atölyeyi Diyarbakır'da yapma kararı aldıklarını söyledi.
Bölge ekonomisinin üretim ve tüketim yapı ve ilişkilerinin çeşitli olduğunu belirten Anlı, "Tekelci yapılardan geçimlik ekonomiye kadar uzanan çoklu bir ekonomi içinde yaşıyoruz" dedi. Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı şöyle konuştu:
EKONOMİK SOYKIRIM YAŞANIYOR
"Kürdistan ekonomisi yıllardır bir ekonomik soykırım yaşıyor. Bu ekonomik soykırım kapitalist eşitsizleştirme, sömürü ve aşırı karlılığı esas alan politikalar üzerinde ilerletilmektedir. Kültürel, siyasi ve fiziksel yok etme politikaları ile bu büyük ekonomik soykırımı gizlemekte; sömürü böylece meşrulaştırılmaktadır."
ÇEVRE DUYARLILIĞI PİYASA HAKİMİYETİNDE
Anlı, kalkınma politikalarına yönelik olarak da şu eleştirilerde bulundu: "Kapitalist modernite, sözde kalkınma politikalarıyla Bölgede eşitsizliği derinleştirmekte, doğa ve yer altı kaynaklarını tahrip etmekte; insanı bir işgücüne indirgeyerek, kadın ve çocuk emeğini alabildiğine sömürerek kendini yeniden üretmektedir. İnsan hayatının da hiçe sayıldığı bir üretim adına yol açılan doğa sömürüsü ve tahribatlar tali önlemlerle azaltılmaya çalışılmakta, ancak çevre duyarlılığı da piyasa hakimiyetine devredilmektedir."
EKONOMİ KÜRESEL PİYASAYA BAĞLANIYOR
Bölgede yapılan en önemli ekonomik faaliyetin ticaret olduğunu ve ticaretin de büyük oranda uluslar arası finans ve tekellerin elinde olduğunu vurgulayan Anlı, "Sonuç olarak üretim için gerekli olan kaynaklar üzerinde kontrolünü yitirmekte ve tamamıyla küresel piyasalara bağımlı hale gelmektedir" dedi. Anlı konuşmasını şöyle tamamladı:
"Söz konusu bu mevcut duruma karşı, çoklu bir ekonominin ilkelerinin, ekolojik bir endüstrinin, aracısız-toplumcu bir ticaretin, bağımsız bir kaynağın bölgede olanaklarının neler olduğunu; demokratik, toplumcu, katılımcı, sömürüsüz ve cinsiyet eşitlikçi bir ekonominin olanaklarını tartışacağız."
Anlı'nın konuşmasından sonra gün boyu sürecek atölye çalışmalarına geçildi.
