Haberler

Borsa Istanbul'un Halka Arz Büyüklüğü Hedefi Bir Milyar Dolar" - Istanbul

Abone Ol

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, en geç 2018 sonunda bir milyar dolar büyüklükle Borsa İstanbul'un halka arzını gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, en geç 2018 sonunda bir milyar dolar büyüklükle Borsa İstanbul'un halka arzını gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Karadağ, ekonomi basınıyla bir araya geldiği toplantıda, Nisan 2016'da göreve başladığında borsanın hem mevzuat hem yapısal hemde lokasyon anlamında yoğun bir dönüşüm sürecinin içinde olduğunu aktardı.

Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve Takasbank'ın borsanın İstinye'deki yerleşkesine taşındığını, Enerji Borsası'nın da gelmesiyle tüm fiziksel operasyonlarını burada gerçekleştireceklerini anlatan Karadağ, yakın gelecekte iş süreçlerine de yansıyan entegre bir iş modeline dönüşümün sağlanacağını da kaydetti.

Borsa İstanbul'da birden fazla pazar, market ve borsanın tek çatı altında birleştiğini belirten Karadağ, borsanın yatay ve dikey entegrasyonu sağlanmasıyla entegre bir finansal süpermarkete dönüştüğünü dile getirdi.

Finansal anlamda akla gelebilecek tüm ürün çeşitliliği ve hizmet yelpazesinde işlem gerçekleştirebildiklerini ifade eden Karadağ, bundan sonraki aşamada bu yapı ile sermaye piyasalarının gelişmesine katkı verilebilecek yollar geliştireceklerini dile getirdi.

En geç 2018 sonunda Borsa İstanbul'un halka arzını gerçekleştirme hedefleri olduğunu belirten Karadağ, "Taslağı Bakanlar Kurulu'na gönderdik. 2018 yılında mayıs, haziran gibi mümkünse, halka arzı tamamlamayı ve ilk kendi şirket hisselerimizin de kendi listemize kayıtlı işlem yapmasını arzu ediyoruz." dedi.

Burada daha önce tarihin 2017 olduğunu ancak hem ülke hem borsanın olağanüstü durumlar yaşadığına değinen Karadağ, "Uygun uluslararası finansal iklimi de yakalamak önemli. Kısmen tamamlamayı öngördüğümüz süreçlerde de özellikle Nasdaq geçişinde ertelemeler yaşadık. FETÖ ile mücadele sebebiyle temelde bilgi teknolojileri olmak üzere ciddi sayıda eleman attık. Onların yerine tekrar mühendisler istihdam ediyoruz. Bunların ön eğitimleri sebebiyle belli alanlarda kısmen gecikmeler olacak. O sebeple şu an için en geç 2018 yılı mayıs, haziran gibi bitireceğimizi düşünüyoruz. Daha öne de alabiliriz. Geri adım atmayı düşünmüyoruz."

Karadağ, bir milyar dolarlık bir halka arz büyüklüğü yakalamayı hedeflediklerini bildirdi.

"Gayrimenkul sertifikasının tam inovatif bir ürün"

Bankacılık kesimine yoğunlaşan finansal sistemin borsa ve sermaye piyasalarına ve menkul kıymet kullanımına yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Karadağ, bu konuda Türkiye Bankalar Birliği ve diğer sermaye piyasası kuruluşlarıyla yakın çalıştıklarını söyledi.

Karadağ, "Biz bankalardan şunu istiyoruz: Düz kredi verme. Bir projeyi menkul kıymete dönüştür. İster proje finansman bonosu, ister varlığa dayalı menkul kıymet ister sukuk yap. Menkul kıymet olduktan sonra banka menkul kıymetin ana alıcısı olsun, o şekilde finanse etsin. Finansman gerçekleştikten sonra bankanın elinde sadece kredi alacağı değil, menkul kıymet olsun ki o menkul kıymet Türkiye'de veya uluslararası ikinci el piyasalarda borsada alınıp satılabilsin. Bu riski ve getiriyi geniş kitlelerle paylaşabilmeyi sağlıyor. İkincisi de finansal sistemdeki dalgalanmalara göre o risk tüm finansal sistemle paylaşılabiliyor." diye konuştu.

Gayrimenkul sertifikaları tarafıyla ilgili de çok yoğun çalıştıklarını anlatan Karadağ, burada gayrimenkul projelerinin bağımsız bölümlerinin menkul kıymete dönüştürülmüş küçük parçalarla satılmasını önerdiklerini ifade etti.

Gayrimenkul sertifikasının tam inovatif bir ürün olduğuna dikkati çeken Karadağ, "Burada sağlıklı bir şekilde ilerleme sağlayacağımızı düşünüyoruz. Halka arz seferberliğinde birçok kötü hisse satıldı, sıkıntılar yaşadık, mağduriyetler oluştu. Ama konut tarafında finansal tüketici daha bilinçli. Dolayısıyla gayrimenkul sertifikasını hisseden daha iyi anlatabiliriz. İnsanlar bu tür projelere menkul kıymet tarafından ufak hisselerle güvenilir bir şekilde başlangıç aşamasında yatırım yapsınlar, proje tamamlandığında da bunu ister eve dönüştürsünler, ister ikinci elde bu değer artışından yararlansınlar istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Karadağ, gayrimenkul sertifika pazarının altyapısının hazır olduğunu, yakında tanıtıma başlayacaklarını belirterek, gayrimenkul dışında İslami finans, proje finansmanı ve Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (PPP) projelerinin borsaya taşınması, bankacılık aktiflerinde menkul kıymet kullanımının da geliştirmek istedikleri diğer eksenler olduğunu dile getirdi.

"Fiyatı milyonlar seviyesinde olan projeleri küçük yatırımcıya açtık"

Tüm PPP projelerinin borsaya getirilmesi üzerine çalıştıklarını anlatan Karadağ, şöyle devam etti:

"Çünkü bizim ürünlerimiz, sermaye piyasaları çok konforlu. Kredi vermek traktöre binmekse, menkul kıymet lüks arabaya benziyor. Ama halihazırdaki projelerin finansman paketi bağlanmış. Bankalar da bunu genellikle pahalı finanse ettikleri için kıpırdayamıyorlar. Dolayısıyla PPP ve diğer büyük projelerde bağlanan projeleri refinansman ve diğer yöntemlerle buraya çekmekte sıkıntı çektik. Proje sahipleri istekli olmasına rağmen banka konsorsiyumunda biri ikna edilse diğeri kalıyor. Şimdi yeni başlayan projeleri baştan kaçırmayalım diyoruz. Çanakkale Köprüsü, Kanal İstanbul'un alt bileşenleri, Üçüncü Havalimanı'nın devamında Airport City, özellikle yenilenebilir enerji projeleri ve diğer benzer projelerde baştan mutlaka menkul kıymetleştirme ve borsa olsun diye çalışıyoruz."

Karadağ, Türkiye'nin PPP veya büyük projelerinin dünya çapında çok prestijli olduğunu ancak sermaye piyasası anlamında satılabilir ürün olmadığını ve projelerin borsada işlem görmediğini dile getirdi.

GYODER Başkanı Aziz Torun'la da gayrimenkul sertifikası üzerine görüştüklerini ve kendisinin ikna olduğunu alatan Karadağ, burada en büyük riskin sadece gayrimenkulun satışında bir süre beklemek olabileceğini, sermaye tarafındaki risklerle kıyasladığında buna risk bile denemeyeceğini ifade etti.

Burada sertifikaya yatırım yapanın ciddi olarak korunduğunu vurgulayan Karadağ, bir projenin satılmaması durumunda kiralanması ve buradan da sertifika sahiplerine pay verilmesinin mümkün olacağını söyledi.

Karadağ, fiyatı milyonlar seviyesinde olan projeleri küçük yatırımcıya açtıklarını, müteahhit ayağında ise projeyi baştan sertifika ile satıp kaynak toplanabileceğini belirterek, böylece bankaların alternatifini oluşturduklarını ve bunun aslında İslami finansın da bir aracı olduğunu kaydetti.

"2017'de güzel halka arzlar göreceğiz"

Himmet Karadağ, gelecek yıl baharla birlikte halka arza hazırlanan şirketler olduğu bilgisini vererek, "Önümüzdeki süreçte inşallah güzel halka arzlar göreceğiz." dedi.

Halka arz anlamında hazırlık yapan 10 civarında firma olduğunu aktaran Karadağ, kurumsallaşmasını tamamlamamış ve belli bir ölçeğin altındaki şirketlerin halka arzına taraftar olmadığını, halka arz edilecek şirketlerin milyar düzeyinde olması gerektiğini dile getirdi.

Karadağ, halka arzlar için konjonktürün şu an için uygun olmadığını, ama Türkiye ekonomisinin çok dinamik olduğunu ve hızlı toparlanabildiğini, iki ay sonra çok farklı bir iklimde konuşulabileceğine inandığını ifade etti.

"Bizim son 6 ayda yaşadığımızı Avrupa ya da ABD yaşasa toparlanma süreçleri çok daha uzun olur." diyen Karadağ, yurt dışındaki toplantılarda Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini anlattıklarını, 15 Temmuz'da borsa olarak 2 şehitleri, 40 da yaralıları olmasına rağmen pazartesi günü piyasaları açtıklarını söylediklerinde muhataplarının bunu anlamakta zorluk çektiğinden bahsetti.

Karadağ, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Borsa İstanbul'da şehit olan polis Mehmet Şevket Uzun'un abisi Jandarma Özel Harekat Astsubay Kıdemli Başçavuş Mete Uzun'un borsanın yeni güvenlik amiri olduğunu kaydetti.

"2 milyonla borsa şirketi olur mu?"

Karadağ, Moody's Türkiye'nin kredi notu indirdikten sonraki periyotta bile ülkenin bütün piyasalara ciddi bir yabancı sermaye girişi olduğunu söyledi.

OECD'nin Türkiye'yi artık gelişmiş ülkeler sınıfına koyduğunu anımsatan Karadağ, bu gelişmelerin tüm olumsuzluklara rağmen gerçekleştiğini ve bu dönemde Türkiye'nin en prestijli projelerin açılışını yaptığını dile getirdi.

Himmet Karadağ, halka arzlara taleple ilgili soru üzerine şunları kaydetti:

"Biz daha çok yatırımcıya doğrudan dokunan, yatırımcının somutlaştırabileceği, yatırımcı güvenini kazanacağımız alanlarda ilerleyelim istiyoruz. Bu gelir sertifikaları; köprü sertifikasından tutun, enerji projelerinin sertifikaya dönüşmesi, gayrimenkul sertifikaları... Hep böyle doğrudan projenin gelirlerini bir şekilde yatırımcı hissetsin, değerleyebilsin istiyoruz. Hisse ancak kurumsal, nitelikli firmalar olduğunda gelsin. Diğerleri, küçük KOBİ'ler falan proje finansmanı ayağında bir şekilde sermaye piyasalarından yararlansın. Çünkü onlar tüm kurum olarak geldiklerinde, sermaye piyasalarında derinlik oluşmadığından, güven problemi oradan çıkıyor zaten. Güven problemi yaşadığımız gibi bir de prestij anlamında sıkıntı yaşıyoruz. Neden? Bir tarafta Türkiye'nin ilk 100 şirketi, bir tarafta mahallenin bakkalı düzeyinde şirketler. Ben sıralattım, 2-3 milyonluk şirket var. Bu Borsa İstanbul listed company... Capital market değil mi? Capitalsiz market olur mu? Şimdi 2 milyonla borsa şirketi olur mu?"

"Borsa tarihinde bir ilk"

Karadağ, Borsa İstanbul'da FETÖ ile ilgili belli şirketler olduğunu, hükümetin orada akıllı bir adım attığını, burada Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin çok emeği olduğunu söyledi.

Buradaki bazı holdinglerde tüm yapıların durma noktasına geldiğini belirten Karadağ, hükümetin burada FETÖ ile ilgili suç işleyenlerin yargılanmasını istediğini, ama bu şirketlerin Türkiye'nin şirketleri olduğu için soruşturma evresinden etkilenmemesi için TMSF'yi kayyum olarak atadığını, bunun müthiş bir operasyon olduğunu kaydetti.

Karadağ, bu şirketlerde binlerce kişinin çalıştığını, aileleri olduğunu ve FETÖ ile ilgilerinin bulunmadığına dikkati çekerek, üsttekilerin ise yargılandığını anımsattı.

Bu milyar dolarlık yapıların bankacılık sistemiyle ilişkileri olduğunu hatırlatan Karadağ, "Banka diyor ki, 'Patronlar tutuklandı, ben buradaki kredileri çağıracak mıyım? İlave para verecek miyim? Hesaplarına bloke koydum, ne yapacağım?' Sistem durma noktasına geldi. Bazıları, Türkiye ekonomisini etkileyecek büyüklükte. Bu nasıl çözüldü? TMSF, kayyum... Tüm bankacılık sistemi normal akışından devam etti. Yargı da hangi yapıda kim suçlu ise onu yargılasın. Borsayı da ilgilendiren tarafı, TMSF'nin devreye girmesiyle çözüldü. Çok sağlıklı bir operasyon oldu." ifadelerini kullandı.

Karadağ, Darbe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, borsadaki FETÖ şirketlerinin kayyum atanma tarihi ile kıyaslandığında şu an itibarıyla değerlerinin daha iyi olduğunun altını çizdi.

Borsa İstanbul olarak çok titiz davrandıklarını vurgulayan Karadağ, bir şirketin SPK'dan onay almasına rağmen bilançosunda son üç yılın zarar yazması ve gelecek yıllarda kar beklentisi olmaması sebebiyle kote olamadığını, bunun borsa tarihinde bir ilk olduğunu dile getirdi.

Karadağ, Borsa İstanbul'un verdiği hizmetler kapsamında aracı kurumlardan aldığı dolar bazındaki ücrette herhangi bir değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine, "Dün yönetim kurulumuzda onları da değiştirdik. Tamamını TL'ye çevirdik." dedi.

İhalelere de TL bazında çıkıp çıkılmayacağının sorulması üzerine Karadağ, "Evet." yanıtını verdi.

Kaynak: AA / Güncel

Borsa İstanbul İstinye Karadağ Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title