Bu Coğrafyanın Oyunculukları Daha Derinden Geliyor"
"Bir Zamanlar Çukurova" dizisinde rol alan oyuncu Uğur Güneş, "Bu coğrafyanın veya Orta Doğu'nun oyunculukları daha içten ve daha derinden geliyor.
"Bir Zamanlar Çukurova" dizisinde rol alan oyuncu Uğur Güneş, "Bu coğrafyanın veya Orta Doğu'nun oyunculukları daha içten ve daha derinden geliyor. (Oyunculukları) Gerçektir. Mesela ben bir İran filmi izliyorum ve diyorum ki 'Sen bu duyguyu nasıl verebiliyorsun.' Çünkü adam yaşamış zaten o duyguyu daha önce. O dönemi yaşamış. O yüzden o kadar doğal geliyor ki. Ama ben bunu, Avrupa sinemasında çok fazla görmedim." dedi.
Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, henüz 18 yaşındayken bir çocuk oyunuyla Ankara'da tiyatro sahnesine adım attığını söyledi.
Oyunculuğa konservatuvardan önce başladığını ve komik bir hikayesi olduğunu anlatan Güneş, "Yolda yürürken bir ağaçta, 'tiyatromuza oyuncu aranıyor' ilanı gördüm. Oraya başvurdum ve öyle başladım. Tiyatrodaki ilk rolüm ağaçtı ve çok uzun sürdü. Sürekli duruyordum ama güzeldi. Çok şey öğrendim çocuk oyunlarından. Çocuk oyunlarında oynamak, bir oyuncu için çok elverişlidir. Kendini keşfetmek için bir alandır orası. Kendini keşfedersin. 3 sene çocuk oyunu yaptım. Amatör tiyatrolarda oynadım. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda kursiyer oldum, ki o zaman çok önemliydi bizim, benim için." diye konuştu.
Güneş, aynı anda yetişkin oyunlarında da rol aldığını ve bir taraftan eğitim aldığını belirterek, daha sonra konservatuvarı kazandığını, okuldan sonra da İstanbul'a geldiğini dile getirdi.
"Bizim daha iyi işlerimiz de var ancak süre sıkıntımız var"
Üniversite son sınıftayken bir auditiona (sahne ya da ses çekimi) katıldığını aktaran Güneş, bu çekimin ardından da dizilere geçtiğini ifade etti.
Uğur Güneş, kendisinin oynadığı yapımları pek izlemediğini sözlerine ekleyerek, "Ben kendimi izlemeyi çok sevmiyorum. Çok hata bulurum. Çekilen sahneleri de izlemem genelde. Biraz zor oluyor benim için bu. Dünya dizilerini izlerim, Netflix'ten sürekli takip ettiğim diziler var. Türk dizileri de vardı izlediğim ama şu an kendi projemizi izliyorum sadece." dedi.
İnternetle beraber yeni nesil televizyon yayıncılığının devreye girmesinden memnuniyetini dile getiren Güneş, şöyle konuştu:
"Artık sinema ve televizyon tekellikten kurtulduğu için ben çok mutluyum. Yeni platformlar kuruluyor. Oyuncular için de yeni iş alanları açılıyor. Dünyanın herhangi bir yerinden de seyredilebiliyorsun ki bu çok mutluluk verici bir şey aslında. Ben bunun daha da artacağına inanıyorum. Başka bir hikayede yer alabiliyorsun. Bunun örnekleri de var zaten. Türk oyuncular başka yerlerde oynuyor, isimleri duyuluyor. Bu bizim oyuncularımız için çok önemli ve çok güzel bir şey. Uzun zamandır olmasını dilediğim bir şeydi."
Güneş, Türk dizileriyle yabancı yapımları kıyaslayarak, şunları kaydetti:
"Bizim daha iyi işlerimiz de var, ancak süre sıkıntımız var. Süreyi doldurmak zorunluluğu var bizde. Uzun süreler çekiyoruz. Senaryolar çok uzun süre yazılıyor ve bu artık haliyle hikayeyi bazen sıradanlaştırıyor. O da çok normal. Kısalmadığı sürece hep böyle devam edecek ama bence bizim dizilerimiz ve filmlerimiz, yurt dışıyla yarışabilir halde şu an. Şuna inanıyorum ben, bu coğrafyanın veya Orta Doğu'nun oyunculukları daha içten ve daha derinden geliyor. (Oyunculukları) Gerçektir. Mesela ben, bir İran filmi izliyorum ve diyorum ki 'Sen bu duyguyu nasıl verebiliyorsun.' Çünkü adam yaşamış zaten o duyguyu daha önce. O dönemi yaşamış. O yüzden o kadar doğal geliyor ki. Ama ben bunu Avrupa sinemasında çok fazla görmedim ya da bana yabancı geliyor bilmiyorum. Belki de ben bu topraklarda büyüdüğüm için böyle geliyor. Duygu konusunda biz çok daha ilerdeyiz."
"Hikayenin gerçek olması, benim için hikayeyi çekici kılıyor"
"Bir Zamanlar Çukurova" dizisinde canlandırdığı "Yılmaz" karakterine de değinen Güneş, dönem dizisi olmasına rağmen çok zor koşullarda çalışmadıklarını belirterek, "Ben daha önce de zaten hep dönem işlerinde oynadım. Daha zor şartlarda çalıştım. Savaş, çatışma, at sahneleri çektim. O yüzden bu benim için çok eğlenceli, dönem atmosferini solumak da çok keyifli. Oyuncu olarak oynaması da çok keyifli. Yani öyle çok zor koşullar değil. Bu işte, sahne kurulduğu zaman mekana girdiğim anda zaten o duyguyu hissediyorum ve o anda Yılmaz oluyorum." dedi.
Uğur Güneş, ilk defa bu tarz bir işte oynadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu bana göre masum bir aşkın öyküsü. Benim için hikayeyi çekici kılan, hikayenin çok gerçek olmasıydı. Bunun hayatta da bir değeri var. Gerçek hayatla paralel olarak gidiyor hikaye. Normal Türk dizilerinde büyük başrol karakteri ezilmez. Onu güçsüz göremez, ona hata yaptıramazsınız ama bu senaryoda böyle değil. Ezilerek ve hata yaparak başladı ve böyle devam ediyor. Bu karakter çok ezildi. Halk da bu yüzden çok sevdi. Seyirci empati kurdu ve aynı acıları birlikte yaşadı. Benim için oyuncu olarak oynanabilir bir karakterdi ve ilk defa böyle bir şey oynuyordum. Çok heyecanlı başladım. Çok güzel gidiyor her şey. Yılmaz, benim için masumiyet demek."
Diriliş: Ertuğrul'da "Tuğtekin", Seddülbahir 32 Saat'te "Hüseyin", İsimsizler'de ise "Kaymakam Fatih" rolleriyle dikkati çeken genç oyuncu Güneş, "Urfalıyım Ezelden" dizisinde canlandırdığı "Çetin" karakterinin ise hala unutamadığı bir rol olduğunu belirtti.söyledi.