Bu Kin, Bu Öfke, Bu Çamur Niye?
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Londra'da bir araya gelip fotoğraf çektirmelerine dönük eleştiriler, Almanya'nın elenmesi üzerine birden yön değiştirdi.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Londra'da bir araya gelip fotoğraf çektirmelerine dönük eleştiriler, Almanya'nın elenmesi üzerine birden yön değiştirdi.
Futboldan anlayan da anlamayan da, Alman Milli Takımı'nın elenmesinin tek suçlusunu buldu.
Mesut Özil. Yıllarca Alman Milli Takımı'nda forma giyen Bayern Münih'in Başkanı Uli Hoeness de, Mesut Özil'i topa tutanlar arasında yer aldı. Mesut Özil, "Irkçılık ve saygısızlığa maruz kalmış hissederken, artık Almanya'yı uluslararası düzeyde temsil edemem" diyerek, Alman milli formasını giymeyeceğini açıklar açıklamaz, Uli Hoeness, "Bu hayaletin kararına sevindim. Yıllardır b.. gibi oynuyordu. Şimdi de b..tan performansından sonra bir fotoğrafın arkasına saklanıyor" diye saçma bir açıklamada bulundu. Hatta hızını alamayıp daha ileri gitti ve "Son ikili mücadelesini 2014 Dünya Kupası'ndan önce kazanan bir oyuncu. Gerçek dünyada olmayan, 35 milyon erkek takipçisi olan Mesut'un Alman Milli Takımı'nda yeri yoktur" diyerek saçmalığın dozunu artırdı. Yani apaçık çamur attı.
***
Uli Hoeness, bugünlerde çamurun da dozunu kaçırdı. Geçen hafta Sky Televizyonu'na verdiği demecinde, " Mesut Özil, kötü performasını gölgelemek için ırkçılık tiyatrosunu kullandı. O (Özil) olduğundan çok daha iyi gösterilerek çok iyi pazarlanan bir ürün. Zaten Joachim Löw (Alman Milli Takımı'nın Teknik Direktörü) sık sık Londra'ya gidip Arsenal'in maçlarını izleseydi, sportif nedenlerle onu kadroya almazdı. Biz de bu tiyatroyu yaşamazdık" dedi.
***
Uli Hoeness gibi eski bir mili futbolcunun bu değerlendirmesini duyunca kendi kendime "Bu kin, bu öfke, bu çamur niye?" diye sordum. Her ne kadar öğrencilik yıllarımda, ortaokul ve lise döneminde okul takımlarında futbol oynasam da, sonraları hep pasif seyirci olarak izledim futbolu. O nedenle Mesut Özil ve sergilediği futbolla ilgili kişisel bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ama Almanya'da Schalke 04 ve Werder Bremen, İspanya'da Real Madrid'de oynayan ve 2013 yılından beri İngiltere Premier Ligi takımlarından FC Arsenal'de top koşturan Mesut Özil'le ilgili olarak futbol uzmanlarının bazı görüşlerine yer vermek istiyorum.
"Mesut Özil, son onyılların en iyi orta saha oyuncusu" diyenler var. Özellikle de takım arkadaşları böyle düşünüyor.
Yıllarca Real Madrid'de top koşturan ve bu sezon İtalyan Juventus Torino'ya transfer olan Christian Ronaldo, "Özil'in Real'den gitmesi benim için kötü bir haber. Onun gitmesine çok öfkelendim" demişti FC Arsenal'e transferini duyunca.
***
11 Freunde (11 Dost) isimli spor dergisine göre 2014 yılından beri Mesut Özil, 161 kez FC Arsenal formasını giymiş ve 31 gol atmış. 59 golün asistini yapmış.
Başka hiçbir oyuncu bu performansı gösterememiş. Takımında Nacho Monreal ve Granit Xhaka'dan sonra her maçta en fazla km. yapan oyuncu olmuş. Yani "Mesut koşmuyor" diyenlere tam bir şamar. Evet bu veriler ışığında "Hoeness neden böyle bir oyun kurucuya karşı bu kadar olumsuz konuşuyor?" diyenler var.
"Premier Ligi'nin tarihinde en fazla pas verip rekor kıran Özil'e karşı neden böyle davranıyor?" diye soranlar var.
***
2012 yılında Başbakan Angela Merkel'in hamiliğinde Berlin'de Başbakanlık'ta yabancı düşmanlığına karşı Alman 1. lig takımlarının Geh Deinen Weg (Kendi Yolunda İlerle) kampanyasına verdiği desteği daha geniş bir kitleye duyurmak amacıyla düzenlenen etkinlikte Uli Hoeness'le sohbet etmiştim. Bana Mesut Özil'in, İlkay Gündoğan'ın, Nuri Şahin'in birer uyum elçisi ve çok iyi futbolcular olduğunu söylemişti. O zamandan beri neler değişti de, Hoeness bu denli değişiverdi acaba?
İşte bu yüzden soruyorum:
Bu öfke niye?
Bu kin niye?
Bu çamur niye?