Budapeşte'de 1938'de Büyük Önder İçin Açılan "Taziye Defteri" (2)
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünce, dönemin Budapeşte Büyükelçisi Behiç Erkin'in Atatürk'ün vefat ettiği gün büyükelçilikte açtığı taziye defteri, ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünce, dönemin Budapeşte Büyükelçisi Behiç Erkin'in Atatürk'ün vefat ettiği gün büyükelçilikte açtığı taziye defteri, ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı.
Ankara Üniversitesi Rektörülüğü 100. Yıl Salonunda Atatürk'ü anma ve Behiç Erkin'in açtığı taziye defterinin tanıtıldığı programda konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, " Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletini uçurumun kenarından kurtaran, onur ve haysiyetini koruyan bir kahramanıdır." dedi.
Atatürk'ün Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden güçlü, modern, çağdaş bir devlet yaratan büyük bir insan olduğunu ifade eden İbiş, kendisinin yaptıklarıyla, eserleriyle ve hizmetleriyle yaşayacağını belirtti.
İbiş, Mustafa Kemal Atatürk'ün sadece Türk milletinin değil sömürülen tüm milletlerin de lideri ve yol göstericisi olduğunu dile getirdi.
"Atatürk yaşamı boyunca, her konuya yönelik söylem, sözler ve hedeflerde bulunmuştur." diyen Rektör İbiş, Atatürk'ün sözlerinden örnekler vererek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatana ihanetin nedeni olmaz, er ya da geç bedeli olur' diyor Mustafa Kemal Atatürk. Bu çok anlamlı bir söz. O bugün için de geçerli o gün de geçerliydi. Bugün hendeğe sığınan ya da devlete sızan ister din maskesiyle ister mağdur, mazlum maskesiyle, ister eylemi, ister söyleminde bulunan kişilerin cezası olmalı. Bu bir bedeldir."
İbiş, çocukluğunda eline geçen paranın bir kısmını kitaba ayıran Atatürk'ün, Türk milletine ve gençliğine kitap okumanın önemi konusunda örnek olduğunu söyledi.
İbiş, Türk milletinin ve Ankara Üniversitesinin Atatürk'ün eserlerine ve Cumhuriyete sonsuza dek bağlı olacağını kaydetti.
10 Kasım'da "taziye defteri" açan Behiç Bey
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Temuçin Faik Ertan ise "Bir Taziye Defterinden Alıntılar" konulu konferans verdi.
Budapeşte Elçisi Behiç Erkin'in Atatürk'ün vefat ettiği gün Budapeşte elçiliğinde taziye defteri açtığını anlatan Ertan, defterde çok sayıda diplomat, akademisyen ve siyasetçinin kartvizit, telgraf ve düşüncüleri olduğunu aktardı.
Erkin'in açtığı bu defteri ilk defa kamuoyuyla paylaştıklarını söyleyen Ertan, defteri tutan Behiç Erkin'in Milli Mücadele döneminde "Komutan Behiç Bey" diye anıldığını belirtti.
Behiç Bey hakkında kısa bir bilgi veren Ertan, Behiç Bey'in 1876'da doğduğunu, Çanakkale'de ve Anadolu'da Mustafa Kemal ile birlikte savaştığını kaydetti. Ertan, 1926 - 1928 tarihleri arasında Bayındırlık Bakanlığı yapan Behiç Bey'in, 1928'de "Erkin" soyadını alarak Fransa ve Budapeşte'ye elçi olarak atandığını söyledi.
Erçin'in Fransa Büyükelçisiyken, Fransa'daki 20 bin Yahudi'ye Türk vatandaşlığı vererek, onların kurtuluşuna yardımcı olduğunu anlatan Ertan, Atatürk'ün ölümüne değin yanından ayrılmadığını söyledi.
"Her 10 Kasım'da yeniden doğarız"
Taziye defterinin ilk sayfasında Behiç Erkin'in Atatürk'ün vefatına ilişkin kendi duygularını ve gözlemlerini aktardığını anlatan Ertan, taziye defterinde 5 sayfa kartvizit ile çok sayıda diplomatın ve akademisyenin telgrafının yer aldığını dile getirdi.
Kadın diplomatların ve sivil toplum temsilcilerinin taziye defterine düşüncülerini yazdığını kaydeden Prof. Dr. Ertan, "Atatürk'ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı vermesini sadece Türk kadını değil, Avrupa kadını da biliyor ve ilham alıyor." dedi.
Ertan, "Atatürk'ü bize kimse unutturamaz. Ders kitaplarından çıkarılabilir ama takvimden 10 Kasım'lar çıkarılamaz. Çünkü biz her 10 Kasım'da onu anarız, kendimizi yenileriz ve yeniden doğarız." değerlendirmesinde bulundu.