"Büyük dedem Çanakkale'de şehit olmuş, oğlum da İstanbul'da"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde İstanbul'un Esenler ilçesinde şehit olan Emrah Sağaz'ın ailesi hüznü ve şehitlik gururunu bir arada yaşıyor.
GÜLTEKİN YETGİN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde İstanbul'un Esenler ilçesinde şehit olan Emrah Sağaz'ın ailesi hüznü ve şehitlik gururunu bir arada yaşıyor.
Giresun'un Çamoluk ilçesi Yenice köyünde yaşayan Nazım Sağaz, 15 Temmuz akşamı Çamoluk ilçesinde evinde gelişmeleri takip ettiğini söyledi.
Sabah saat 5 civarında oğlunun şehit haberini aldığını anlatan Sağaz, "Şehit olduğunu duyduğum zaman yıkıldım, Allah'ım sevdi verdi, sevdi aldı. Dedim ki Allah'ım şehit veren ailelere sevaplar yazsın." diye konuştu.
Sağaz, oğlunun şehit olduğu anı daha sonra televizyondan izlediğini belirterek, "Bir asker tankın üzerinden nişan almış, oğlumun tanka hücum edip de geriye düştüğünü gördüm, elbisesinden tanıdım, yoksa 70 kişinin içinde biri tanınır mı? Terliklerle gitmiş, ayaklarından terliklerle darbeye karşı direnmeye gitmiş." ifadesini kullandı.
Oğlu Emrah'ın vatan için şehit olduğunu vurgulayan Sağaz, şöyle devam etti:
"Vatan için ben de giderim, yaşamaya toprağın olmazsa olmaz, toprak namustur, büyük dedem Çanakkale'de şehit olmuş, oğlum da İstanbul'da. Emrah bana 'dedem gibi ben de şehit olacağım' derdi, yok oğlum istemem senin şehit olmanı derdim ama demek ki Allah'ım bizden çok seviyordu oğlumu. Annemin annesi ağlardı, oğlum deden Çanakkale'de kaldı derdi, bizi eğitirdi."
"Harp olsa vallahi de billahi de giderim"
Sağaz, "Allah'ım düşmanımızın gözünü kör etsin, devletimizi var etsin" ifadesini kullanarak, "Devletimiz, askerimiz, yavrularımız dağlarda, onlar da bizim yavrularımız. Ülkemizin başına gelenlerde dış güçlerin etkisi çok. Türkiye'nin düşmanları çok. Şimdi harb olsa vallahi de billahi de giderim, vatan için, toprağım için giderim." dedi.
Anne Asiye Sağaz da 15 Temmuz akşamı sabaha kadar hiç uyumadığını belirterek, şunları söyledi:
"Çoluğa çocuğa telefon ettim. Sonra zaman geçti saat 5 olmuş, telefon geldi, Emrah çok hastaymış, kaza yapmış İstanbul'a gel. Kalktım dışarı çıktım, insanlar başsağlığına gelmiş. Şehit olduğunda eşi üç aylık hamileydi. Şehit olalı üç yıl oldu bir gün bile aklımdan çıkmıyor. Yeniden hainliğe kalkışsalar topumla, tüfeğimle gücüm yeterse onlarla savaşırım, toprağımı bırakmam. Hainler gün görmesinler."