Büyük Devlet Adamının Hayat Hikayesi
Siyasetname adlı şaheserin yazarı, Haşhaşileri dize getiren devlet adamı ve Büyük Selçuklu Devleti'nin koca veziri Nizamülmülk'ün baş döndürücü hayat hikâyesi 'Vezir' ile yazıldı.
Siyasi tarihimizde büyük padişahların yepyeni bir çığır açtıklarını, devleti ve toplumu bambaşka mecralara taşıdıklarını biliriz. Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, bu meyanda ilk planda akla gelen padişahlardır. Ama sadece padişahlar damga vurmamışlardır tarihimize; zaman zaman padişahları da gölgede bırakırcasına büyük devlet adamları, vezirler, komutanlar, kendi isimlerini yazdırmışlardır yaşadıkları döneme.
Osmanlı'da Sokullu Mehmet Paşa, Halil ve Ali Paşalarıyla Çandarlılar, 17. yüzyılda Köprülüler, padişahları aşan bir şöhrete, başarıya ve güce erişmişlerdir. Selçuklu tarihinde de bu payeye erişebilen zirve bir isimdir Nizamülmülk. Kendisi pek çok açıdan yaşadığı çağa damga vurmuş, getirdiği yenilikler yüzyıllarca sürmüş, devlet yönetiminde belirlediği standartlar yaygın uygulama hâline gelmiştir.
Mürsel Gündoğdu, Nesil Yayınları arasında çıkan Vezir adlı romanında bu büyük devlet adamının hayatını romanlaştırdı. Tarih kitaplarını okumak bazen sıkıcı ve zor gelebilir, ancak Mürsel Gündoğdu'nun akıcı üslubu ve Nizamülmülk'ün olağanüstü ve çarpıcı hayat hikâyesiyle rahat okunur ve zevkli bir eser ortaya çıktı.
HAŞHAŞİLERİN KORKTUĞU DEVLET ADAMI
Roman, Nizamülmülk'ün suikasta uğradığı Bağdat seferiyle başlıyor. İlk bölümün suikastı konu edinmesinin romana heyecan kattığı söylenebilir. İkinci bölümden itibaren kronolojik sıra takip edilerek Nizamülmülk'ün hayatı, çocukluğundan başlayarak anlatılıyor.
İlk bölümde yer alan suikastçı Ebu Tahir Arrani'nin hançeri göğsüne sapladığı anda Koca Vezir, dostlarının değil düşmanlarının eliyle şehadete ulaştığı için seviniyordu. Selçuklu ülkesinde terör estiren Haşhaşilerle yaman bir mücadeleye girişmişti Koca Vezir. Bu mücadeleye baş koymuş, nice tehditlere pabuç bırakmamış, nice suikast girişimlerini önemsememişti. Çünkü adaletin hâkim kılınması, Ehli Sünnet itikadının savunulması, barış ve huzurun korunması, kendi hayatından daha değerliydi. Bunun bilinciyle hayatı pahasına doğru bildiği yolda yürümeye devam etti.
Ancak Nizamülmülk suikastı çok katmanlı, şaşırtıcı ve bugün bile hâlâ üzerindeki sis perdesi tamamen kaldırılamamış bir olay. Suikastçının Haşhaşi olduğuna dair iddialar bulunmakla birlikte suikastın arkasındaki karar vericinin Sultan Melikşah olduğuna yönelik göz ardı edilemeyen varsayımlar da bulunmaktadır.
Nizamülmülk'ün ölümü üzerindeki bu kadar spekülasyon, şüphesiz hayatının dolu dolu yaşanması ve büyük işlere imza atması dolayısıyladır. Yoksa tarihte pek çok suikast yaşanmış ancak bunların üzerinde bile durulmamıştır.
ÖRNEK BİR DEVLET ADAMI HİKAYESİ
Nizamülmülk'ün en büyük ve kalıcı eserlerinden biri, kurduğu Nizamiye medreseleridir. Kendi ismini alan medreseler, zamanın fitnelerine karşı Ehli Sünnet itikadını savunmak, öğretmek ve yaymak için kuruldu. Bağdat Nizamiye medresesinin başında da İmam Gazali gibi büyük bir âlim vardı.
Koca Vezir, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda eşine az rastlanır bir ilim ehliydi. Siyasetname, devlet yönetiminin ve devlet adamlarının nasıl olması gerektiğine yönelik, geçerliliğini yüzyıllarca sürdürecek olan bir şaheserdir.
Kısaca özetlemek gerekirse… Haşhaşilerin can düşmanı, Nizamiye medreselerinin kurucusu, Siyasetname adlı şaheserin yazarı, Selçuklu-Osmanlı devlet teşkilatının planlayıcısı, Büyük Selçuklu Devleti'nin koca veziri Nizamülmülk'ün baş döndürücü hayat hikâyesinin ele alındığı sürükleyici bir romanla karşı karşıyayız. Siyasi entrikaların girdabında yuvalanan bir suikastın elem verici sırrının dehlizlerinde dolaşan heyecan verici bir serüven... Yaklaşık bin yıl önce yaşanmasına rağmen "Ne kadar da az şey değişmiş!" dedirtecek benzerlikler…