Haberler

Büyükelçi Berger: "Kadınların Siyasette Rol Oynamaları İçin Sadece Kadınlar Değil, Erkekler de İkna...

Abone Ol

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Atatürk’ün, ‘En önemli görevimiz çağdaş dünyanın seviyesine ulaşmaktır.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Atatürk'ün, 'En önemli görevimiz çağdaş dünyanın seviyesine ulaşmaktır. Eğer nüfusun yalnızca yarısının çağdaşlaşmasını sağlarsak bunu başaramayız' sözünün, bugün sadece Türkiye için değil, bütün dünya için geçerli olan bir söz olduğunu söyledi. Berger, "Kadınların siyasette rol oynamaları için sadece kadınların değil, erkeklerin de ikna edilmeleri gerekiyor" dedi.

Türkiye'de, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 83. yıl dönümü ve 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nde, Mersin'de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), MTSO AB Bilgi Merkezi ve Mersin Kent Konseyi iş birliğinde, AB Türkiye Delegasyonu desteği ile "Avrupa Birliği Yolunda Kadın ve Siyaset" konulu panel düzenlendi. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve Türkiye'nin Estonya Büyükelçisi Marin Möttus'un da katıldığı panelde, Türkiye'nin eski kadın bakanları konuşmacı olarak yer aldı.

"Kadınların sadece güçlenmesi yeterli değil, kadın haklarını da korumamız gerekiyor"

Bir otelde gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Berger, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu olarak bugüne kadar kadınların güçlenmesi adına birçok çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. "Kadınların sadece güçlenmesi yeterli değil, günümüzde elimizden gelenin en iyisi yaparak kadın haklarını da korumamız gerekiyor" diyen Berger, Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 83. yılını kutladı. Türkiye'nin, bunu gerçekleştiren batılı ülkelerden ilki olduğunu belirten Berger, o yıllardan bu yana kadınların Türkiye'de seçilebildiklerini ve seçme hakkını kullanabildiklerini vurguladı.

"Siyasette rol oynamaları için sadece kadınların değil, erkeklerin de ikna edilmeleri gerekiyor"

Konuşmasında kendi yaşantısından ve bazı kişisel hikayelerinden örnekler veren Berger, anneannesiyle ilgili yaşadığı bir anıyı anlatarak, şunları söyledi:

"1913'te anneannem doğdu. 1918'de, yani 5 yıl sonra 1. Dünya Savaşı sona erdikten sonra benim ülkemde kadınlara oy kullanma hakkı, seçme hakkı verildi. Türkiye'den çok uzun bir süre önce değil, yakın tarihte verildi. Anneannem birisiyle evlendi, Naziler tarafından ülkemde kovuşturmaya tabi tutulmuştu. Dedem de hapisteydi. Daha sonra anneannem iş kadını oldu ama bir şeyi hiç anlayamamıştım; kadınlara oy kullanma hakkı 1918'de verilmişti ama anneannem hiç oy kullanmamıştı. Ben de 'Neden oy kullanmadın' diye sordum, 'Çünkü bu erkeklerin işi' dedi. Ben cevabını şöyle algıladım; belki de o nesilde kadınların oy kullanması o kadar doğal değildi ama yine de çok tuhaf gelmişti. Dolayısıyla oy kullanma hakkının verilmesi yeterli değil. Kadınlar bunu kabul edip uygulamalı. Yani hakkını kullanmalı, oy kullanmanın ne kadar önemli olduğu konusunda ikna olmuş olması gerekir. Sadece kadınların ikna edilmesi de yeterli değil, erkeklerin de ikna edilmeleri gerekiyor."

AB Komisyonunda görevli olduğu dönemde kendisinden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1325 sayılı kararı vesilesiyle kadınların barışın oluşturulması konusundaki rolü ile ilgili bir konferans düzenlenmesinin istendiğini dile getiren Berger, "Patronum, sadece kadınları davet etmek istiyordu, onunla çok tartışmıştım. Bu çok tuhaf diye düşündüm, çünkü kadınların siyasette rol oynaması için sadece kadınların ikna edilmesi yeterli değil, erkeklerin de kadınların siyasette rol oynamasında ikna edilmesi gerekiyor. Sonunda uzlaşmaya varamadık ve bir kadını görevlendirdi o konferansı düzenlemesi için ancak erkeklerin ikna edilmesi konusunda bir fırsat kaçırılmış oldu" diye konuştu.

"Kadın milletvekili oranı, hala nüfusun yarasını temsil edemiyor nitelikte"

AB'de, özellikle dış politika alanında oldukça şanslı olduklarını belirten Berger, son 13-14 yıldır AB dış politikasının başında hep kadınların yer aldıklarına dikkat çekti. Berger, "Dış ilişkilerden sorumlu komisyon üyemiz bir kadındı; ilk yüksek temsilcimiz bir kadındı; şu anda yine yüksek temsilcimiz ve komisyon başkan yardımcımız bir kadın. AB'nin 1950'lerde dile getirdiği değerleri ciddiye alıyoruz. Kadın ve erkek arasındaki eşitliği, sadece siyaset alanında değil, aynı zamanda diğer pek çok alanda da kadın-erkek eşitliği yönündeki ilkesini uyguluyoruz. Aynı zamanda kadınların bütün kurumlarda tüm kademelerde temsil edilmesini de sağlıyoruz. Ben Brüksel'de Ortadoğu'da görevlendirildiğim zaman 12 AB delegasyonundan da sorumluydum Arap dünyasında. En azından büyükelçilerin yarısı kadın olmalıydı ve 12 delegasyondan 6'sında kadın büyükelçilerimizin olmasını sağladım" şeklinde konuştu.

İstatistiklerde kadın milletvekili oranlarına da değinen Berger, "BM Güvenlik Konseyi 1325 sayılı kararı 2003 yılında çıkarıldığı zaman dünya çapında yüzde 13,9 kadın milletvekili oranı vardı. Avrupa'da yüzde 16 civarındaydı ama yine de yüksek değildi. 2017'deyiz, günümüzde biraz iyileşme sağlanmış ama çok az iyileşme sağlanmış. Şu anda kadın milletvekili oranı yüzde 23 ve AB Parlamentosu'nda ise yüzde 28,6. Yine iki katına çıkmış sayılır ancak, hala nüfusun yarasını temsil edemiyor nitelikte" ifadelerini kullandı

"Atatürk'ün sözü bugün tüm dünya için geçerlidir"

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kolay elde edilen bir şey olmadığını ve herkesin çalışması gerektiğini belirten Berger, "Toplumsal cinsiyet eşitliği kendiliğinden olan bir şey değil. Bunun için kadınların ve erkeklerin kendini adaması gerekiyor. Türkiye ile bu konuda çok yakın işbirliği içerisinde çalışıyoruz, daha önce de çalışmalarımız oldu. Projeler gerçekleştiriyoruz, bunun gibi konferanslar düzenliyoruz. Sadece siyasi boyutuna odaklanmıyoruz, aynı zamanda kadınların iş dünyasında da bir role sahip olmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bu amaçla, kadın girişimcilerin eğitimi ve iş hayatındaki kadınların becerilerini artırmaya çalışıyoruz. Bunu da yapmaya devam edeceğiz. Bu, zaten AB ve Türkiye arasındaki iş birliğinin, Türkiye'nin AB üye devleti olma yolunda atmış olduğu adımların bir parçası" dedi.

Berger sözlerini Atatürk'ten şu alıntıyla tamamladı:

"Atatürk şöyle söylemiş; 'En önemli görevimiz çağdaş dünyanın seviyesine ulaşmaktır. Eğer nüfusun yalnızca yarısının çağdaşlaşmasını sağlarsak bunu başaramayız'. Bu sadece Türkiye için değil, aynı zamanda bütün dünya için geçerli olan bir söz. Bu, sadece 1920'lerde, 1930'larda geçerli olan bir söz değil, günümüzde de geçerli olan bir söz."

Aşut: "Kadının ayrımcılığa tabi tutulmadan toplumda görev alması elzemdir"

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ise kadınların herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmadan hayatın ve toplumun içinde olması, görev alması ve katma değer oluşturmasının elzem olduğunu söyledi. "Nüfusumuzun yüzde 50'sinin gücünü kullanmadan ne gerçek demokrasi ne refah toplumu ne de medeniyet olur" diyen Aşut, şöyle devam etti:

"Kadına poizitif ayrımcılık yapılması sözü bile, o toplumda kadının henüz yerinin tam oturmadığını, bir sorun olduğunu gösteriyor. İşin kolayına kaçarak hemen yasalar çıkarıyoruz. İşi kağıt üzerinde halletmeye gidiyoruz. Yasalar elbette çok önemli ama sadece yasa ile bu gelişme sağlanamaz. Bizce öncelik eğitimdir. Ailede, anaokulunda, ilkokulda başlayacak; bu konuda eşitliği, saygıyı sağlayacak bir eğitimdir. Sonra yasalar gelir. Çünkü kadının değerini; hakkının ne olduğunu; önce toplumun kendisi bilecek, beyninde ve vicdanında hissedecek. Sonra yasa ile devlet bunu güvenceye alacak ve evrenselliği yakalayacak."

Açılış konuşmalarının ardından iki oturumda gerçekleştirilecek panele geçildi. Prof. Dr. Nilüfer Narlı ve Gülgan Feyman Budak'ın moderatörlüğünde yapılan oturumlarda, Türkiye'nin eski kadın bakanları İmren Aykut, Zehra Önay Alpago, Işılay Saygın ve Ayfer Yılmaz ile Estonya Büyükelçisi Marin Möttus ve 23. Dönem İzmir Milletvekili Şenol Bal konuşmacı olarak yer aldı. - MERSİN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Estonya Mersin Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title