WESSELİNG - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, Almanya'da vatandaşlarla buluştu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda yaptıkları çalışmanın aralık ayında TBMM'ye intikal edeceğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlar ( Eyt ) konusunda yaptıkları çalışmanın aralık ayında TBMM'ye intikal edeceğini söyledi.
Bilgin, Almanya temaslarının ikinci gününde, Köln kenti yakınlarındaki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Wesseling Camisi'nde vatandaşlarla bir araya geldi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Oğuz Tuncay, cami derneği yetkilileri ve bölgede faaliyet gösteren dernek temsilcileri de camideki toplantıya katıldı.
Bakan Bilgin, toplantının ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya ziyaretinde çeşitli topluluklar ve sivil kuruluşlarıyla bir araya gelerek, onların sorunlarını dinlediklerini, taleplerini aldıklarını belirtti.
Bu sorunların bazılarının hemen çözülebilecek şeyler olduğunu ve o konuda talimat verdiklerini ifade eden Bilgin, şunları kaydetti:
"Bazıları bir takım düzenlemelerle çözülecek ya da Alman hükümetiyle Türkiye arasındaki ilişkilerle çözülecek sorunlar. Bunları takip edeceğiz ve çözeceğiz. Yurttaşlarımız nerede yaşarlarsa yaşasınlar sorunları bizim sorunumuzdur. Dünyanın neresinde bir Türk varsa onun sorunu Türk devletinin sorunudur. Türk devleti, çözüm konusunda her zaman bir irade koyduğu gibi bugün de koymaya devam edecektir."
Emeklilikte yaşa takılanlar konusundaki soruyu yanıtlayan Bilgin, "Yeni bir gelişme yok. EYT ile ilgili çalışmalarımız tamamlandığı zaman aralık ayında TBMM'ye intikal ettireceğiz." diye konuştu.
Bilgin, toplantıda yaptığı konuşmada ise şunları paylaştı:
"Biz Türkler Anadolu'ya bin yıl önce geldik. Bin yılda Anadolu'nun adını değiştirdik, oranın adı Anatolia'ydı, Türkiye yaptık. 1960'larda abilerimiz, ablalarımız, amcalarımız, vatandaşlarımız Almanya'ya, Fransa'ya, Avrupa'nın muhtelif şehirlerine gittiler ama oralarda kaybolmadılar. Oralarda hem minarelerini, camilerini açtılar, hem güzel Türkçelerini unutmadılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Yaşadığımız, gittiğimiz yerlerde varlığımızın işaretleri olan bayrağımızı, ezanımızı, kültürümüzü ve dilimizi yaşatmak fevkalade önemli. Bunları kaybettiğimiz zaman aslında kaybolur gideriz, geriye hiçbir şey kalmaz."