Haberler

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik (1) -

Abone Ol

ÖZCAN YILDIRIM - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de son dönemde yaşanan iş kazalarının nedenlerinin başında üretim ve maliyet zorlamasının geldiğini belirterek, "Siz işi daha ucuza yaptırmak için taşeronluk sistemini acımasız bir şekilde kullanarak, insanları, çalışanları adeta köleleştirerek bir uygulama içerisine girerseniz, burada maliyetin getirdiği baskılardan dolayı, çok kazanma hırsıyla bütünleşen bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır" dedi.

EDA ÜNLÜ ÖZEN - ÖZCAN YILDIRIM - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de son dönemde yaşanan iş kazalarının nedenlerinin başında üretim ve maliyet zorlamasının geldiğini belirterek, "Siz işi daha ucuza yaptırmak için taşeronluk sistemini acımasız bir şekilde kullanarak, insanları, çalışanları adeta köleleştirerek bir uygulama içerisine girerseniz, burada maliyetin getirdiği baskılardan dolayı, çok kazanma hırsıyla bütünleşen bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır" dedi.

Bakan Çelik, AA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İstanbul'daki asansör kazasıyla ilgili incelemelerin devam ettiğinin hatırlatılması ve iş teftiş kurulu müfettişlerinin raporlarının ne zaman tamamlanacağının sorulması üzerine Çelik, hayatlarını kaybeden işçilere Allah'tan rahmet ve tüm millete başsağlığı dileyerek sözlerine başladı.

Türkiye'nin her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdiğini, son 10 yılda işçi ve işyeri sayısında yüzde 120'lere varan artış yaşandığını, ülkenin her alanda üç kat büyüdüğünü ifade eden Çelik, 2002'de yüzde 5,6 küçülen inşaat sektörünün de yüzde 7,1 büyüyerek dünya devleri arasına girdiğini söyledi.

İnşaat sektörünün çok tehlikeli iş kollarından birisi olduğunu, alınacak önlemlerin önem arz ettiğini kaydeden Çelik, Türkiye'de ilk kez 2012'de, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası gibi temel bir yasanın yürürlüğe girdiğini, yasanın getirdiklerinin uygulanması için de 2 yıldır yoğun bir çaba gösterdiklerini anlattı. Çelik, bu çalışmaların sonucunda 2002'de 100 bin işçiden 16 işçinin hayatını kaybettiğini, 2012 sonunda bu rakamın 6'ya düştüğünü, bunun da son derece önemli bir başarı olduğunu belirtti.

"Ama bir asansör faciası, bir maden faciası karşısında maalesef bütün bu olumlu tabloların gölgelendiğini ifade etmek istiyorum" diyen Çelik, son derece üzücü bir durumla karşı karşıya olunduğunu dile getirdi. Bakan Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Neden oluyor bu işler? Çok açık ve net bunu görüyoruz, üretim zorlaması var. Bunu herkesin görmesini özellikle rica ediyorum. Bunu görmediğimiz an gerçekleri tespit edemeyiz. Üretim zorlaması, kazanma hırsı... Kazanma hırsı herkeste vardır ama eğer hukuk içerisinde kontrollü değilse bu kazanma hırsı ne gibi sorunlar açtığını hep beraber izliyoruz. Bunun yanında maliyet zorlaması var. Siz işi daha ucuza yaptırmak için taşeronluk sistemini acımasız bir şekilde kullanarak, insanları, çalışanları adeta köleleştirerek bir uygulama içerisine girerseniz, burada maliyetin getirdiği baskılardan dolayı, çok kazanma hırsıyla bütünleşen bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır.

Diğer bir konu, imar zorlaması var. İstanbul'da gördüğümüz tablo da bu. Ali Sami Yen Stadı'nın yerine, Galatasaray'a yapılan stada karşılık takas işlemleri yapılıyor. İster istemez bir imar sorunu ortaya çıkmış, bir imar zorlamasıyla da karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ve en önemlisi, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin gelişen bu teknolojiye uygun bir şekilde işverenler tarafından, işin sahipleri tarafından uygulanıyor olmaması."

-"Konunun cahili olan insanlar çok konuşuyorlar"

İş sağlığı ve güvenliği alanının insan faktörüyle ilgilisi nedeniyle çok hassas olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle konuştu:

"Bu konunun cahili olan insanlar çok konuşuyorlar, en çok ağrımıza giden konu o. Anlatıyorsunuz, söylüyorsunuz, söylediğinizi anlamaktan aciz ve yorum yaparken, değerlendirirken çok farklı değerlendirme yapıyorlar. Bir yer, eğer tümden anahtar teslim, bir başkasına inşa için verilmişse sorumlu olan anahtar teslim o işi alandır. Yer sahibinin, arsa sahibinin burada bir kusuru söz konusu değil. Ama bir ortaklık söz konusu ise, müştereken onların sorumlulukları vardır. Yoksa bir vatandaş arsasını müteahhite veriyor, bir kaza meydana gelirse sorumluluk arsa sahibinindir gibi bir şey söylemek doğru değil. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Binayı TOKİ yapıyorsa sorumluluk TOKİ'nindir, orada bulundurması gereken teknik tüm elemanları orada bulundurmak durumunda, o sorumluluktan TOKİ kaçamaz ama eğer siz bunu anahtar teslim bir başkasına, arsa sahibi olarak vermişseniz, o sorumluluk onu alan ve yapan firmadadır."

-"Türkiye, 'can mı mal mı' konusunda karar vermeli"

Bakan Çelik, İstanbul'da kazanın yaşandığı inşaatın bütün teknik işlerinden sorumlu bir fenni mesulü bulunduğuna, yapı denetim firmasının da A'dan Z'ye, temeli attıktan çatıyı kapatıncaya kadar devam eden bir sorumluluğu olduğuna işaret etti. Asansör firmasının da inşaatta sorumlusu ve teknik heyeti bulunduğunu, asansörün kurallara uygun çalışıp çalışmadığının, periyodik denetimlerinin yapılıp yapılmadığının da makine mühendisleri odaları ilgililerince takip edildiğini anımsatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu kaza, bunların ortasında meydana geliyor. 24 saat işin başında, görev karmaşası yok, herhangi bir sıkıntı yok. Yeni bir görev tanımlamasına gerek yok. Bizzat asansörden sorumlu olan insanlar, yetkililer var. Bizzat inşaatın teknik inşasından sorumlu görevliler var ve bunların ortasında bu olay meydana geliyor.

Burada şunu sormamız gerekiyor, önce can mı mal mı? Türkiye, bu kararı vermek durumundadır. Çağdaş ülke olacaksak 'can mı mal mı' noktasındaki kararımızı netleştirmemiz gerekiyor. Bunu dille söylememiz bir şey ifade etmiyor. Bunu, söylüyorum diye söylemek değil. Gerçekten bunun gereğini yerine getirecek bir anlayış içerisinde olmamız halinde biz bu konuda candan yana olduğumuzu ortaya koyabiliriz. Yoksa ifade olsun diye söyleyelim, 'candan yanayız' ama bildiğimiz okumaya devam edecek olursak bu konu yani kazaların kaçınılmaz bir durum alacağını bir kez daha ifade ediyorum. Bu konu bir bakanlığın çözeceği bir konu değil, bu bir sistem meselesidir. Bu sistem meselesinden dolayı da zihniyetimizin, bakış açılarımızın değişmesi, 'önce insan' dememiz gerekiyor. Bütün işverenler, çalışanlar, bütün taraflar olarak önce bir zihniyet sorgulaması mutlaka yapmamız gerekir. Yoksa iş çok kolay, Çalışma Bakanlığının üzerine davulu asacaksınız tokmağı alacaksınız, vuruyorsunuz. Bunun bir karşılığı yok, yanlış adres yani bu."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Faruk Çelik İstanbul Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title