Çanakkale'de Kasım Ayında Rekor Yağış: Barajlardaki Doluluk Oranı İki Kat Arttı
Çanakkale'de kasım ayında metrekareye 240 kilogram yağış düşerek tarihinin en yüksek kasım ayı yaşandı. Sağanak yağışlar barajlardaki doluluk oranını yüzde 70'e çıkardı.
Kasım ayında metrekareye 240 kilogram yağışın düştüğü Çanakkale'de, ölçümler tarihinin en yüksek kasım ayı yaşandı, sağanak, barajlardaki doluluk oranının iki kat artmasını sağladı.
Çanakkale ve ilçelerinde son günlerde etkili olan sağanakla birlikte barajlardaki doluluk oranı iki kat artarak yüzde 70'e ulaştı. Kentte uzun yıllar ortalaması kasım ayında 84,9 iken, bu yıl kasım ayında metrekarede 240 kilogram yağış kaydedildi. Ölçümler tarihinin en yüksek yağışlı kasımı yaşandı.
Son günlerde yaşanan sağanağın etkilerini AA muhabirine değerlendiren Prof. Dr. Türkeş, Türkiye'nin büyük bir bölümünde ve Akdeniz Havzası'nın bir bölümünde 2019 yılından beri sonbahar ve kış kuraklıklarının baskın olduğunu söyledi.
Bu nedenle son 5 yıldır sonbaharda özellikle ekin zamanı tohum atmanın toprağın kuru olması nedeniyle sorun olduğunu aktaran Türker, "Bu yıl da geçen yıldan ödünç bir kuraklık vardı. Bunun üzerine yaz kuraklığı eklendi. Kasım ayına kadar da kurak geçti. Bu kötüydü. Kasım ayında, son 6 aylık kuraklığın etkisini şimdilik gidermek değil ama hafifleten bereketli yağışlar aldık." değerlendirmesinde bulundu.
Türker, bunun hem Marmara Bölgesi'nin büyük bir bölümü hem de Türkiye'nin bazı bölgeleri için de geçerli olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Çünkü Marmara'da çok belirgin bir kuraklık vardı. Uzun süreli kuraklık indislerine baktığımızda 12-24 aylık ve odağında da Marmara Denizi ile İstanbul ve Çanakkale yöresini içeren bir kuraklık söz konusuydu. Şimdilik meteorolojik kuraklığın etkisini hafifleten yağış aldık. Çanakkale yöresinde ve İstanbul'da kar yağışı uzun süreli olmadığı için şimdilik şiddetli kuraklığı gideren ve ekim başına göre doluluk oranları pek çok barajda iki katına çıkan bir yağış aldık."
Barajlarda doluluk oranı yüzde 70
Çanakkale'deki barajlarda ekim başına göre iki katı artış ve yüzde 70 doluluk oranı olduğunu aktaran Türkeş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bayramiç Barajı'nda doluluk oranı ekim başında yüzde 17 idi, yüzde 35'e ulaşmış ama buradan şunu çıkarmamak lazım 'Ne güzel kuraklık bitti.' Böyle bir şey yok. İklim giderek çok daha değişken ve kuraklıkların sıklıklarının şiddetinin artma olasılığı bekleniyor önümüzdeki yıllarda. Bir de hava sıcaklığı yağış yağsın ya da yağmasın uzun süreli ortalamalardan, normallerden artık hep çok daha sıcak. Bu yıl da yağış aldık ama Akdeniz Havzası'nın büyük bir bölümünde, Güney Avrupa ve Türkiye bölgesi uzun süreli ortalamalardan daha sıcak. Tüm bölgeler değil ama Türkiye'nin kuzeybatı ve kuzeyi büyük bir olasılıkla orta enlem ve Akdeniz siklonları Türkiye'yi daha fazla etkilediği için normalin üzerinde yağış alabilir. Günlük hava tahmini değil bu.
Sonuçta Türkiye ve bölgesinde hava ve iklimi etkileyen geniş ölçekli basınç rüzgar sistemleri var. Bir de bizim uzak bağlantı desenleri adını verdiğimiz, atmosferik salınım indisleriyle gösterdiğimiz atmosferik salınım desenleri var. Bunlara baktığımızda bu yıl Kuzey Atlantik salınımının daha çok negatif evresini yani uzun süreli ortalamalardan daha sıcak ve yağışlı yani nemli ılıman koşulların olma olasılığı daha yüksek gözüküyor mevsimsel olarak. Bu güzel bir haber. Yani bu yıl önceki yıllardan farklı olarak sonbahar sonu ve kışta daha fazla yağış alacağız. Tek eksiğimiz uzun süreli kar yağışı."
"Lodos fırtınası kıyısal su taşkınlarına yol açtı"
Yaşanan sağanakla denizlerin taşmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Türkeş, alçak kıyı kuşaklarında "fırtına kabarması"nın etkili olduğunu söyledi.
Çanakkale, İzmir ve güney kıyıları için lodos fırtınası ile Güney Marmara ve Karadeniz için karayel ve yıldızdan esen kuvvetli rüzgarların yol açtığı fırtına kabarmalarının kıyısal su taşkınlarına yol açtığını aktaran Türkeş, orta enlem siklonlarının derin olduğu her durumda geçmişte olduğu gibi yaşanabildiğini söyledi.
Bunlara karşı jeoteknik önlemlerin alınması gerektiğine işaret eden Türkeş, "Bundan sonra bütün kıyı kentlerimizde en az 2-3 metre yüksekliğe kadar olan kotlarda dalga fırtınasının etkisini azaltabilmek için denizel ekosistemleri bozmadan, kıyı ve kordonun gerisine, deniz içinde gelen fırtına dalgasının daha açıkta kırılmasını sağlayacak iri kaya blokları ile denizi tahkim etmemiz gerekiyor." önerisinde bulundu.