Çayan Birben'in Davasına Devam Edildi
Yalova'da 27 Mayıs 2012 tarihinde kavgayı ayırmak isterken polis tarafından biber gazı sıkılması sonucu öldüğü iddia edilen 31 yaşındaki Çayan Birben'in davasına devam edildi.
Yalova'da 27 Mayıs 2012 tarihinde kavgayı ayırmak isterken polis tarafından biber gazı sıkılması sonucu öldüğü iddia edilen 31 yaşındaki Çayan Birben'in davasına devam edildi. Mahkeme heyeti, Çayan Birben'in baygın halde bulunduğu internet kafede olay tarihine ait görüntülerinin yer aldığı hard disk için zabıtaya yazılan yazının beklenilmesine, harddiske ulaşması halinde inceleme yaptırılmak üzere Ankara Jandarma Kriminal Laboratuarı'na gönderilmesine karar verdi.
Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmada, 'Taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan haklarında dava açılan tutuksuz sanıklardan pois mmurları İbrahim Baltacı, Tekin Ceyhan ve Ercüment Küçükakça hazır bulunurken Serhat Ayhan Yeni ise katılmadı. Çayan Birben'in annesi Gücel Birben ile ÖDP Genel Başkanı AlperTaş ile avukatların katıldığı duruşmada mahkeme heyeti, Yalova Devlet Hastanesi'nin olay günkü kamera görüntüleriyle ilgili olarak gönderdiği yanıtta, görüntülerin en fazla 6 ay süreyle muhafaza sonra silindiği bilgisini okudu.
Daa önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenen Emre Dinç, Soner Dinç ve Hüseyin Gökhan Aydın'ın iddia edildiği gibi olay günü Yalova'da hastanede tedavi görülmediğine ilişkin resmi yazının mahkeme heyetine ulaştığı duruşmada tanık olarak dinlenen Uğur Karaçay, olay günü internet kafede müşteri olarak bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Dışarıda sigara içiyordum. İçeri girdiğimde lavabonun olduğu, yerde yatan daha önceden tanımadığım bir kişiyi gördüm. Zafer isimli arkadaşımı çağırdım. Nabzına baktım. Çok yavaş atıyordu. Sonra kavganın olduğu yere gidip ekiplere haber verdim. Kısa süre sonra ambulans geldi. Bilgim bundan ibarettir."
Mahkemeye katılan Çayan Birben'in annesi Gücel Birben'in sorusu üzerine Karaçay, internet kafede olaydan önce bozuk olduğunu bildiği güvenlik kameralarının olduğunu ekledi.
Duruşma, Birben ailesininin Avukatı Sabri Kuşkonmaz'ın, Anayasa Mahkemesi'nin biber gazı kullanılması kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin biber gazı kullanımına ilişkin Türkiye'yi cezalandırmasına ilişkin kararın örneğini mahkemeye vermesiyle devam etti. Avukat Kuşkonmaz, benzer suçtan Yalova 2'nci. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan İbrahim Baltacı'nın kanıtları yok etmemesi için tedbiren tutuklanmasını istedi.
Duruşmada söz alan sanık İbrahim Baltacı, tanık olanların hastanede tedavi görmediklerinin tespit edilmesiyle kendisine karşı kurulan kumpasın ortaya çıktığını öne sürerek, olay günü kanuni şartların oluşması nedeniyle cop kullandığını söyledi.
Mahkeme heyeti, yargılamayı ertelerken, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sorulan, standart biber gazı spreylerinin içeriklerinin ne olduğu, insan sağlığına zararlı olup olmadığı, öldürücü etkiye sahip olup olmadıkları ve kişide önceden var olan rahatsızlıklara bağlı olarak ölüme neden olup olmayacağı bilgilerinin beklenmesine karar verdi. Ayrıca, Çayan Birben'in baygınlık geçirdiği internet kafenin olay tarihine ait görüntülerinin yer aldığı hard diske ulaşılması halinde inceleme yaptırılmak üzere Ankara Jandarma Kriminal Laboratuarı'na gönderilmesi kararlaştırıldı.
Yargılama sonrası gazetecilere açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, "Sonuna kadar davanın takipçisi olacağız" dedi. Gençlerin benzer olaylarla ölmemesi için yargılamayı önemsediklerini belirten Taş, şöyle konuştu:
"Bu karar caydırıcı bir karar mı olacak yoksa bu karardan ucuz atlatan devlet yetkilileri kaldıkları yerden devlet şiddetini pervasızca kullanıp yine gençlerimizin ölümleriyle karşı karşıya kalacak mıyız? Senaryo şu arkadaşlar; ne zamanki devlet yetkililerinin yargılandığı bir dava olur her konuda çalışan güvenlik kameraları mutlaka o davalarda bozuk olur. Bulamazsınız, arızalıdır. İkincisi; nedense hep devlet yetkilileri kendilerine kumpas kurulduğunu iddia ederler. Bu kumpası kuranlar kim? Çayan Birben mi kumpas kurdu? Ailesi mi kumpas kurdu? Ortada somut bir olay var. Gençlerimiz ölüyor ve biber gazıyla ölüyor, polis şiddetiyle ölüyor. Hem öldürüyorsunuz hem de diyorsunuz ki kumpas kurdunuz. Bizim bu mücadelemiz artık devlet şiddetiyle hiç kimsenin ölmeyeceği bir ülke mücadelesidir. Bu davayı aynı zamanda bundan dolayı da sahipleniyoruz. Köylümdür, akrabamdır, canımdır ama sadece bu duygularla değil kimsenin polis şiddetiyle devlet şiddetiyle ölmediği bir ülke özlemiyle bu mücadelemizi sürdürüyoruz." - Yalova