Çayırhan Termik Santrali Özelleştirmesine İşçi Direnişi
DEM Parti ve TİP heyeti, Nallıhan'daki Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirilmesi kararına karşı çıkan işçilere destek vermek üzere maden ocağına gitti. İşçilerin geleceği için endişeli olduklarını söyleyen DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, özelleştirmenin toplumun her kesimini etkileyeceğini belirtti.
(ANKARA) - Dem Parti ve TİP heyeti Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirilmesi kararına karşı çıkan maden işçilerinin sabah vardiya değişiminde yer altında kendilerini maden ocağına kapatarak başlattıkları eyleme destek verdi. Heyet adına konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın "Biz işçilerin onurlu, değerli, haklı, meşru mücadelesinin yanındayız" dedi.
Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirilmesi kararına karşı madencilerin başlattığı eyleme siyaslerden de destek geldi. DEM Parti ve TİP heyeti Çayırhan Termik Santrali'nde gelerek madencilere destek verdi.
Madende çalışan işçilerin gelecekleri ile ilgili kaygılarının olduklarını ifade eden DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın destek açıklamasında şunları söyledi:
"Çayırhan Maden İşletmesinde 2 bin 100 civarında işçi çalışıyor ve işçilerin geleceğiyle ilgili ciddi bir kaygı var. Burada sadece bir maden işletmesi satışı söz konusu değil. Aynı zamanda madenle beraber Çayırhan'ın da üçte ikisini de satışı söz konusu. Yani sadece bir maden işletmesiyle sınırlı olmayan bir tasfiye politikası var. Bir özelleştirme politikası var. Evvelsi gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının komisyonundaydık. Bu komisyonda gördüğümüz tablo ve buradaki yaşadığımız durum birbiriyle bağlantılı. Çünkü şu anda elektrik üretim ve dağıtımının neredeyse yüzde 85'i özelleştirilmiş durumda. Devlet eletrik üretiminden ve dağıtımından çekiliyor tamamen sermaye şirketlerine devrediyor. Bu manzara bizim açımızdan tamamen sermaye transferine sebep olan satış planlaması olduğunu ifade etmek isteriz. Elektriğini özelleştirmesi, sağlığını özelleştirilmesi ve bütün özelleşme politikaları aslında Türkiye'deki devlet politikasına gelmiş bir zihniyetin sonucudur. İşçilerin direnişini selamlıyoruz. Bu ihalenin bir an önce durdurulmasını talep ediyorlar. Aksi takdirde buradaki insanlar daha etkin bir siyasal ve aynı zamanda toplumsal mücadelenin örgütlenmesinde tutum almak istiyorlar. Gerekirse burayı kapatmak, açlık grevine gitmek istiyorlar. O nedenle biz buradan bütün Türkiye halklarına sesleniyoruz. Buradaki yaşanan dram buradaki yaşanan katliam, buradaki yaşanan satış aynı zamanda Türkiye'nin geleceği içindir. Sadece bu insanların hakları değil aynı zamanda bizim evimize gelen elektrik fatura maliyetinin yükselmesi demektir. Doğal gazın yükselmesi demektir. Daha fazla elektrik zammı demektir. Özelleştirme demek daha pahalı bir elektrik maliyeti demektir. Bu insanların yıllardır hayatını riske atarak, yer altına girip kömür çıkartmaya çalışarak evine götürmek istediği ekmeği, çocuğuna bakmak istediği, ihtiyacını karşılamak istediği olanaklarını yok sayamazsınız. Bu insanları sokağa atamazsınız. Biz işçilerin onurlu, değerli, haklı, meşru mücadelesinin yanındayız."