Özdemir ailesi, kamu görevlileri hakkında takipsizlik kararı verilince Anayasa Mahkemesine başvurdu
Barış Arduç tarafından öldürülen Ceren Özdemir'in ailesi kamu görevlilerinin ihmali olduğu gerekçesiyle mahkemeye başvurdu. Başsavcılık kamu görevlileri hakkında takipsizlik kararı verirken, Özdemir ailesi Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anne Özdemir yaptığı açıklamada, "Onların ihmali olmasaydı benim çocuğum bugün yaşıyor olacaktı" dedi.
3 Aralık 2019'da Ordu'nun Altınordu ilçesi Zaferi Milli Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi balerin Ceren Özdemir evine girmek üzereyken, kendisini takip eden cezaevi firarisi Özgür Arduç tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olaydan bir gün sonra yakalanan Arduç, bindirildiği polis aracında 2 polis memurunu da bıçaklayarak yaraladı. Tutuklanan zanlı Özgür Arduç, cinayet suçundan yargılandığı Ordu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda, 'canavarca hisle kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çaptırıldı.
Özdemir'in ailesi, Arduç'un cezaevinden firar etmesi nedeniyle kızlarının ölümünden kamu görevlilerini de sorumlu tuttu ve Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık ise kamu görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi. Ailenin takipsizlik kararına yaptığı itiraz da Ordu 1'inci Sulh Ceza Hakimliği'nce reddedildi.
"GÖREVLİLERE ATFEDİLEBİLECEK İHMAL VEYA KUSURLU DAVRANIŞ BULUNAMADI"
Takipsizlik kararında, ilgili personelin ihmali ya da kusurunun tespit edilmediği bildirilirken, "Bu sebeple hükümlü Özgür Arduç'un dış güvenlik görevlisi bulunmayan kurumun duvarından atlayarak firar etmesi olayında, olay günü kurumda görevli infaz koruma memurları ve kurum yetkililerine atfedilebilecek herhangi bir ihmali veya kusurlu davranışın bulunmadığı" aktarıldı. Kararda firar olayı gerçekleştiği saatten yaklaşık 18 saat sonra yakalama uyarısının verilmiş olmasında da ihmal veya kusurdan bahsedilemeyeceği de yer aldı.
"AVUKATLARIMIZ TÜM KUSURLARINI ORTAYA ÇIKARDI"
Bunun üzerine Özdemir ailesi Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan anne Güfer Özdemir, "Mahkemeden ret kararı gelince biz de Anayasa Mahkemesi'ne gittik. Avukatımızla diyalog içerisindeyiz. Avukatımız onların tüm kusurlarını ortaya çıkardı. Katilin 8 disiplin suçu olduğunu ortaya çıktı. Bunlardan başta bahsedilmedi. Savcı bey, 'Kanun neyse biz onu uyguluyoruz' demişti. Beni farklı yönlendirdiler. O zaman kafam o kadar algılamadı. Acının içerisinde düşünemedim. Benim çocuğumu katlediyor, iki emniyet mensubunu yaralıyor, geçmişinde bir çocuk yaralaması var ve ona 'yapacak birisi değildi' diyebiliyorlar" dedi.
"İHMAL OLMASAYDI BENİM ÇOCUĞUM YAŞIYOR OLACAKTI"
8 disiplin suçu bulunan bir suçlunun dışarı çıkartılmasının ihmal olduğunu savunan Özdemir, "Savcılık hiç alakalı olmayan insanlardan 'davacı mısın?' diye sordu. Demek ki bir ihmal vardı ki bizim yönümüzü farklı yönlere çekmeye çalıştılar. Yani 'Eve yemek getiren şahıstan davacı mısınız?' diye soruluyor. Katili övüyorlar bana; 'Onu yapacak birisi değil, aslında öyle bir çocuk değildi' diyenler oldu. Bir ihmal vardı ki, herkes birbirini koruyordu. Görevlilerin dediği biz kanunu uyguladık ama kanunu uygulamamışlar. Sekiz disiplin suçu olan bir kişiyi dışarı çıkarmak, büyük bir ihmaldir. Yani onların ihmali olmasaydı benim çocuğum bugün yaşıyor olacaktı. Bu tüm toplumu yaralayan bir olaydı. Eğer toplumun baskısı olmasaydı demek ki katil de yargılanmayacaktı. Nasıl ki ihmal suçu olanlar yargılanmıyorsa, o da yargılanmayacaktı" ifadelerini kullandı.
"BİLİNÇLİ Mİ YAPILDI DİYE DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM"
İhmali olanların da cezalarını çekmesi gerektiğini savunan Özdemir, "Ceren'ler yanmasın. İnsan kendi kendini yargılar mı? Buradaki mahkeme kendini yargılamadı. O yüzden soruşturmaya gerek duymadı. Ne gerekiyorsa sonuna kadar gideceğim. Çünkü bir can bir daha gelmiyor. Benim canım gitti. Ben de yaşayan ölüyüm. Yani öyle yaşıyorum. Ceren'im çok masumdu. Bu dünyada ölümü hak edecek en son insandı. Tek suçu güçsüz ve zayıf olmasıydı. Başka şeyler düşünmeye başladım. Bilinçli mi yapıldı? Böyle düşünmemiştim ama bu davalar bana bunu düşündürtmeye başladı. Adalet yerini bulana kadar uğraşacağım" dedi.