Ceren, yaşama tutunmak için yardım bekliyor
İSTANBUL'da bir yakınlarının düğününden dönerken trafik kazası geçiren Kılınç ailesinin hayatı alt üst oldu.
Karabağlar ilçesinde oturan ve aşçılık yapan Faden Kılınç, eşi Mehmet Kılınç (47), oğulları astsubay Avni Kılınç (26), ilkokul öğrencisi kızları Ceren Kılınç (9) ve en büyük kızları Ferusa Kılınç'tan (27) oluşan ailenin hayatı, 1 Ekim 2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile karardı. Faden Kılınç, annesi Fatma Karabulut (60), yengesi Gülistan Karabulut (60) ve kızı Ceren Kılınç ile birlikte, oğlu Avni Kılınç'ın kullandığı otomobille, İzmir'den İstanbul'daki bir yakınlarının düğününe gitti. Düğünün ardından dönüşe geçen aile fertlerinin içinde bulunduğu otomobil, Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi yakınlarında kaza yaptı. Otomobili kullanan Avni Kılınç, iddiaya göre aynı yönde giden ve kendisini sıkıştırıp, hafif şekilde çarpan araçtan kaçmak için direksiyonu kırdı. Karşı şeride geçen otomobil, bir tır ile karşılıklı çarpıştı. Kazada sürücü Avni Kılınç ile aynı araçta bulunan Fatma Karabulut ve Gülistan Karabulut yaşamını yitirdi, Faden Kılınç ve kızı Ceren Kılınç ise ağır yaralı olarak kurtuldu. Kazada boynu zedelenen Faden Kılınç, uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra ameliyat oldu ve sağlığına kavuştu. Ancak Faden Kılınç kendine geldiğinde, annesi, oğlu ve yengesinin öldüğünü, kızı Ceren Kılınç'ın da beyin kanaması geçirerek yatağa bağımlı hale geldiğini öğrendi. Ceren Kılınç, Bursa'daki tedavinin ardından İzmir'deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavisine burada devam edilmeye başlandı.
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ UMUDU
Yürüyemeyen, konuşamayan, gözleri görmeyen ve hortumla beslenen Ceren Kılınç için ailenin tek umudu, kök hücre tedavisi oldu. İstanbul Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile görüşerek Ceren'in tüm testlerini buraya gönderen aile, kök hücre tedavisiyle kızlarının iyileşebileceğini öğrendi. Tedavi için yaklaşık 350 bin TL'ye ihtiyaçları olduğunu söyleyen anne Faden Kılınç, "Bizim hayatımız kabusa döndü. Bir oğlumu kaybettim. Küçücük kızımı da kaybedemem. Onun için ne gerekiyorsa yaparım. Eşim, dostum evlerini arabalarını satsa bile biz bu parayı bir araya getiremiyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz" dedi.
'ALLAH KİMSEYE YAŞATMASIN'
Kaza gününü anlatan anne Faden Kılınç, "Nevşehir'de astsubay olan oğlum otomobili kullanıyordu. Düğünü yaptık, evimize geliyorduk. Araçta ben, kızım Ceren, annem Fatma Karabulut ve yengem Gülistan Karabulut vardı. Bu kaza bizim hayatımızı değiştirdi. Kazada, oğlum, annem ve yengem yaşamını yitirdi. Kızım ile ben ise ağır yaralandık. Benim boynum kırılmış, uzun süre hastanede yattım ve bir boyun ameliyatı geçirdim. Ceren ise beyin kanaması geçirdi ve bunun sonucunda yatağa bağımlı hale geldi. Üzerinden tam bir yıl geçti, hala konuşamıyor, hareket edemiyor, yemek yiyemiyor. Oğlum aracın hakimiyetini kaybetmedi, bize bir başka bir araç çarptığı için karşı yola fırladık. Bunu anlatmak için mücadele ediyoruz ve mahkeme sürecimiz uzuyor. Allah böyle bir faciayı kimseye yaşatmasın" diye konuştu.
'BİRİNİ TOPRAĞA VERDİM, BİRİ HER GÜN GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ERİYOR'
Küçük kızı Ceren'in büyük travma yaşadığını söyleyen anne Kılınç, "Kızımın yaşama şansının hiç olmadığını söylediler ama bir şekilde hayata tutundu. Kaza sırasında arkada oturuyordu. Beyin kanaması geçirmiş. Her yeri kan içinde, perişan haldeymiş. Şu anda sadece bekliyoruz ama beklememiz Ceren'e zarar veriyor. Arada bir ambulansla eve getiriyoruz. Evde ona bir oda hazırladık ve hastane koşulları yarattık. Konuşmuyor, görmüyor, uzuvlarının hiçbiri çalışmıyor. Mama yiyor, sonda takılı ve tam anlamıyla yatağa bağımlı. Birini toprağa verdim, biri her gün gözümün önünde eriyor. Eşim Mehmet kızıma hastanede refakat ediyor" dedi.
TEK ÇARE KÖK HÜCRE
Kazadan sonra kızı Ceren'in kök hücre tedavisiyle kurtulabileceğini öğrendiğini söyleyen anne Faden Kılınç, "Biz daha önce beyin kanaması geçiren ve kök hücre tedavisiyle kurtulan başka bir hastanın olduğu öğrendik. O çocuğun tedavisinin yapıldığı hastane olan İstanbul Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile iletişime geçtik. Bütün tahlillerini götürdük, onları incelediler. İncelemeler sonucunda başvurumuz kabul edildi. Ocak ayında tedavinin başlaması gerektiğini ve iki yıl geçtikten sonra tedavinin daha az işe yarayacağını söylediler. Bunun için tek ihtiyacımız ise tedavi ücreti olan 350 bin TL. Bizim bu parayı eşimizden dostumuzdan toplamamız mümkün değil. Şu anda ben de eşim de çalışamıyoruz. Evimiz kendimizin. Ceren için onu da satacağız. Eşimizin dostumuzun yardımıyla geçiniyoruz" diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel